Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Başak Mireli, İstanbul’un henüz metropol olmadığı 1980 yılında Kadıköy Koşuyolu’nda doğdu. Sokakta gönlünce koşturabildiği, ağaçlardan meyve toplayabildiği, bisiklet tepesinde tam bir gün geçirebildiği çok güzel bir çocukluk geçirdi. 1988 yılında kardeşi Doruk’un aileye katılmasıyla da hayat boyu, ne yaparsa yapsın ona destek olacak bir arkadaşı oldu. Başak’ın annesi, beden eğitimi öğretmeniydi. Bu da onu çok küçük yaşlarda sporla tanışmasını sağladı. Koştu, voleybol oynadı fakat o söz konusu bu dallarda çok da başarılı değildi. Ancak 13 yaşında annesinin elinden tutup Fenerbahçe Yelken Kulübü’ne götürmesi tüm yaşamını değiştirdi. Çünkü Başak Mireli o gün denize ve denizde olmaya vuruldu.
Başak Mireli’nin denizden uzakta kaldığı tek süre Ankara’da ODTÜ’de üniversite okuduğu dönemdi. Psikoloji ve sosyoloji bölümlerinde okuduğu 5 sene boyunca teknelere uzaktan baktı, İstanbul’da geçirdiği hafta sonlarında hep iç çekti. Okul biter bitmez de İstanbul’a dönüp yat kategorisinde İstanbul Yelken Kulübü’nün lisanslı sporcusu olarak yarışmaya başladı.
20 YILLIK KARİYERİNDEN VAZGEÇTİ
Başak Mireli, Fenerbahçe’de küçük teknelerle denize çıkmaya başladığı günden sonra aslında denizden ve yelkenden hiç ayrı kalmadı. Yıllarca her hafta sonu yat yarışlarına katıldı. Bir süre sonra gezi yelkenciliğine ve uzun yol yapmaya heveslendi. Aklında hep dünyayı tekneyle dolaşmak vardı. Aslında deniz tutkusu nedeniyle 20 yıllık kariyerinden vazgeçen Başak için her şey birdenbire olmadı. 2018 yılında evini kapatıp eşiyle birlikte tamamen teknede yaşamaya başladı. Çünkü kariyerinden önce sahip olduğu birçok şeyden ve alışkanlıklarından vazgeçerek minimal bir hayata adapte oldu.
Kovid dolayısıyla ertelemek zorunda kaldığı dünya turu ve solo Atlantik geçişi planı yavaş yavaş yaklaşırken aklına ‘Türkiye Turu Rekor Denemesi’ düştü. Çünkü kendini bildi bileli tek başına seyir yapmaktan çok keyif alıyordu. Karadeniz sahillerinden geçmeden dünyaya yelken açmak da açıkçası içinden gelmiyordu. Kendi kendine “Şimdi değilse ne zaman?”, “Tutkuyla bağlı olduğum yelken için değilse ne için?” diye sorular sordu ve kurumsal hayatla yollarını ayırmaya karar verdi.
ÖNCE ROTAYI TÜRKİYE TURU REKOR DENEMESİNE ÇEVİRDİ
Genç kadın için Türkiye Turu Rekor denemesi, hem onun hem de teknesi için ciddi bir hazırlık süreciydi. Hopa’dan başlayıp İskenderun’da tamamlanan bu yolculukta, deniz trafiği çok yoğundu. Bu kadar uzun mesafedeki sahil şeridinde yalnız olmak ciddi bir hazırlık gerektiriyordu. Bu nedenle özellikle teknede seyire destek tüm elektronikler yenilendi ve birbirinden bağımsız yedek sistemler kuruldu. Ancak Hopa’dan çıkışının dördüncü gününde akü şarj sistemindeki bir arıza dolayısıyla rekor denemesini Giresun açıklarında sonlandırmak zorunda kaldı. Çünkü aküleri şarj edemeyince elektronik sistemi ve otopilotu kullanması mümkün olamadı. Fakat bu durum onun için en önemli hazırlık ve büyük ders oldu. Kendini teknede her ne olursa olsun, yelkenleri olduğu sürece yola devam edecek şekilde hazırladı. Ve Başak Mireli, 7 ay sonra 2023'te 12 metrelik 'İstanbul' adlı teknesiyle Yeşil Burun Adaları - Mindelo marinasından okyanusa açıldı. Genç kadının Atlantik geçişi yolculuğu tam tamına 24 gün sürdü. 2 bin 346 mil sonra Karayipler’deki Martinik Adası’na ulaşan Başak Mireli, o günleri şöyle anlattı:
"Mindelo’dan ayrıldıktan sonra yola, Azorlar’dan Kanaryalar’a oradan da Yeşil Burun Adaları’na inen sert bir hava sisteminin kaba dalgalarıyla başladım. Hava genelde hep taze, yelkenler küçüktü. İkiz yelkenler ve 4 metreye yaklaşan dalgalar dolayısıyla planladığımdan daha güneyli bir rota çizmek zorunda kaldım. Ancak bir yelkenci için okyanusun kaba dalgaları arasında rüzgarsız kalmaktansa, sert rüzgarda kontrollü ilerlemek her zaman daha iyidir. Enerji yönetimi konusunda temkinli davranmam gerektiği için mümkün olduğunca mekanik bir otopilot olan rüzgar dümenini kullandım. Atlantik Okyanusu'nda son yıllarda oldukça yoğunlaşan deniz yosunu sargassonun dümen palasına takılıp palayı bükmesi dolayısıyla hatırı sayılır sıkıntı yaşadım. Bir süre sonra tekne su almaya başladı ve normalde saat gibi çalışan sintine pompası bozuldu. Tüm bu problemler için senaryolar hazırdı. Farklı birkaç pompayı söküp yedek sintine pompaları yaptım. Yorgunluğun yavaş yavaş yoğunlaşmasıyla beraber havanın sert olduğu, genelde uykusuz kaldığım geceler biraz daha yorucu olmaya başladı. Son gün, 120 mil kala hava kesilinceye kadar yelkenle ilerlemeye devam ettim."
TEK BAŞINA TARİH YAZDI
Atlantik Okyanusu’nu yelkenli tekneyle tek başına geçen ilk Türk kadını olan ve tarih yazan Başak Mireli, "Solo okyanus geçişi benzersiz bir deneyim. Dünyada ne kadar küçük bir nokta olduğunuzu ve doğayla uyumlu olma zorunluluğunu size hatırlatan fantastik bir tecrübe. Bunu Türkiye’de yapan ilk kadın denizci olmanın ise bambaşka bir değeri, bambaşka bir anlamı var. Kadın-erkek eşitliğinin henüz tesis edilemediği dünyamızda bir kadının kendi teknesiyle hayallerini gerçekleştirmek için yola çıkması bence bir özgürlük çağrısı. Biz kadınlar için özgür olmayı talep etmek ve kulaklarımızı toplumun empoze ettiği tüm endişelere, korkulara kapatıp sadece iyi bir yelkenci olarak yola çıkmak başlı başına bir mücadele. Ben kendi hayallerimin peşinden koşarken denizci kadınlar için bir kapı aralamış oldum. Özellikle genç denizci kadınlara ilham olabildiysem ne mutlu bana” dedi.
'DENİZLERİN EVERESTİ' SAYILAN CAPE HORN’U DÖNDÜ
Atlantik geçişi sonrasında Başak Mireli eşiyle birlikte iki sezon Karayip Denizi’ndeki adaların hemen hemen tamamını gezdi ve konforlu ticaret rüzgarlarıyla keyifli yelken seyirleri gerçekleştirdi. 2 buçuk senelik yolculukta 24 ülke gezip binlerce mil yol yaptılar. Teknelerini Panama’da karaya alıp bir arkadaşlarının teknesiyle Uruguay’dan başlayarak dünyanın en zorlu denizlerinde Güney Amerika - Patagonya seyahatine çıkan çift, 'Denizlerin Everesti' sayılan Cape Horn’u döndü. Burayı dönen üçüncü Türk teknesi olan ve ilk 10 kişi arasına giren Başak Mireli, “Denizde olmak benim için hiç bitmeyen bir öğrenme süreci. Coğrafya, bulunduğumuz deniz, hava değiştikçe doğaya adapte olmak için yeni stratejiler geliştirmek, yaratıcılığınızı devreye sokmak zorundasınız. Tam da bu yüzden farklı denizlerde yelken yapmayı seviyorum” açıklamasını yaptı.
HEDEFİ TÜRKİYE TURU REKOR DENEMESİ
Üç yıl aradan sonra tekrar Türkiye’ye dönen ve SEN ANLAT için sorularımızı yanıtlayan Başak Mireli, geleceğe yönelik planını şöyle anlattı: "Teknemize dönmeden önce tekrar Türkiye Turu Rekoru denemesi yapmak istiyorum. Beklediğim desteği bulabilirsem hedefim, 2025 yaz başında Hopa’dan start almak. Sizin aracılığınızla destek arayışımı da ifade edebildiğim için çok şanslıyım."