Merhaba diyelim konumuza girelim,
Kızını dövmezsen ya davulcuya kaçar ya zurnacıya derler ya işte o inanışa taban tabana zıt bir oluşum yakında bir çoğumuzu meşgul edecek. Kadınlar öyle bir şey yapıyor ki benim diyen geleneksel düşüncedeki erkek ahalisi şaşacak kalacak.
Önce şu kızını dövmezsen algısına bir dokunalım bakalım, inanış olacak kadar değeri var mıymış?
Kadın ya da kız dediğin muhakkak gözetim altında bulundurulmalı. Dört duvar arasında tutulmalı. Ola ki çıktı duvarlardan mutlaka izlenmeli. Yoksa öyle bir varlıktır ki seni utandırır. Mazallah giyimine dikkat etmez. Uluorta kahkaha atar. Makyajından nice beller kırılır. Endamından nice yuvalar yıkılır. Şeytan bile benzetmede tecahül kalır ki Arif ne yapsın?
İşte bu paragrafın bilinci yaşadığımız topraklarda hem erkeğin hem de kadının beynine doğar doğmaz işlenmeye başlanır. Mesela, kız babası olmak zordur. Kadınla bir yere gitmek zuldür. Kadın yerini bilmezse her yer sorundur. Çünkü tüm mantık sistemi, erkek üzerine kuruludur. Hatta daha da zavallıca olanı, kadına değeri göstermek için sadece annelik tasviri üzerinden güzelleme yapılır. Örnekler milyonlarca çoğaltılabilir. Gerek var mı gına geldiğimiz diğer örneklere?
Bir de davul vardır. Hani sesi uzaktan iyi gelen. İşte o davullar düğünlerde bilemedin en fazla bando topluluklarında duyacağınız bir garip enstrümandır. Gariptir çünkü çok sevilmesine rağmen sadece erkekler çalar. Bir keman gibi gitar gibi cinsiyet tabanı geniş değildir.
İşte Lüleburgaz'lı kadınlar bu algı seviciliğinin tam ortasına çörekleniyorlar. Diyorlar ki "memlekette kadın kız dövmek erdemken bundan haberi olmayan yerler de var. Mesela Trakya'da kadınlara dayak atılmaz, varsa da adli intikalden öteye geçemez. Başı boş bırakılma gibi bir kavram da yoktur. Kendi halinde kadınlar ve erkekler olur en fazla. İşte onların da kadın olanları davulcuya zurnacıya kaçmaz. Bilakis kendisi davulcu olur." İşte bu lafları edenler Lüleburgaz'daki bir grup kadın. Davulu, erkek çalgısı ve çoğunlukla düğünlerde çalınıyor olmaktan çıkarıp kareografisi ve repertuarı ile sahne gösterisi yapıyorlar. Her yaş ve meslek grubu kadınlardan oluşan Lüleburgaz Belediyesi Kadın Ritm Grubu, 21 Mayıs Pazar günü Lüleburgaz Sakızköy Korusu'nda gerçekleşecek olan 3. Balkan Rumeli Trakya buluşmasında, Balkan ezgilerinden oluşan repertuarıyla sahne alıyorlar. Sekiz kadından oluşan bu gruba darbuka ve klarnet eşlik ediyor. Grubu Rekreasyon Uzmanı İsmet Altay Süpürgeci kurmuş. Cinsiyet eşitliği yaklaşımıyla; Trakya'ya özgü gelenek ve görenekleri sadece erkeklerin değil, kentin kadınları tarafından da yapılabildiği göstermek için alanlara daha da güçlü iniyorlar. Lafı uzatmaya ne hacet.
Devrin algısı değişiyor çünkü insan merkezli yapılan her şey değerini zamansızca buluyor.