- Anne, içimizdeki kalbimiz ne kadar?
- Aşağı yukarı yumruğumuz kadar.
- Ben çok daha büyük sanıyordum (ve elini yumruk yapıp baktı), çok küçükmüş, ben oraya senin dünyalar kadar sevgini bile sığdıramam ki başka sevdiklerim de var, onları nasıl sokacağım içine?
Kızım üzgün bir ifadeyle söyledi bunları, yüzünde hayal kırıklığı vardı. Bir türlü anlamlandıramıyordu. Hayalinde kocaman bir kalbi vardı ve bir anda kalbinin sadece yumruk kadar olduğunu öğrenmesi onu çok şaşırtmıştı. “Nasıl olur, nasıl olur” diyerek iyi bir cevap alabilmek için merakla çırpınıyordu. O kadar çok sevdiği şey vardı ki bir anda onları nereye koyacağını bilememişti. Gözlerinde aklından geçen hesaplamaları görebiliyordum “onu koysam bu dışarıda kalıyor, bunu koysam o dışarıda kalıyor”. O kadar çok sevgisi vardı ki bir türlü zihninde onları kalbinin içine, somut bir şekilde sığdıramıyordu. Ve ben bu sırada hızlı bir şekilde bunu kızıma nasıl anlatacağımı düşünüyordum. Kendini sanki seçim yapmak zorundaymış gibi hissediyor ve hiçbir sevgisinden vazgeçmek istemediği için de strese giriyordu. Ve ona şöyle dedim:
- Canım kızım, kalp sevginin saklandığı yer değil sevginin başladığı, çıktığı yerdir. Sevginin kaynağıdır, üretildiği yerdir. Eğer bir kalbin varsa istediğin kadar sevebilirsin, istediğin kadar sevgi üretebilirsin. Bu, tamamen sana kalmış bir şeydir. Her gün yeniden sevebilir, her gün yeni bir şeyi daha sevebilirsin. Yani sınırsız üretim yapabilirsin. Sevginin miktarını, şeklini, rengini, kokusunu, tadını sen belirlersin. Ve bunun için sonsuz seçeneğin vardır. Mesela benim sana karşı olan sevgim sınırsız ve koşulsuzdur. Her ne olursa olsun, her şekilde seni severim. Kırdaki çiçekler gibi taze bir kokusu vardır, gökkuşağının tüm renkleri vardır, pamuk gibi yumuşak, su gibi berraktır. Şekline gelince kar tanesi gibi benzersiz bir şekli vardır ve evrenin her yerinde uçuşur. Ve bu sevgi her gün yeniden kalbimden çıkar ve çoğalarak evrene yayılır. Seni çok sevdiğimi biliyor musun kızım?
- Evet anne!
- Bunu nereden biliyorsun?
- Hissediyorum.
- Peki, neden hissediyorsun, biliyor musun?
- Hayır!
- Çünkü ben sevgimi kalbimde hapsetmiyorum, eğer sevgimi içimde hapsedersem büyüyemez, çoğalarak sana kadar ulaşamaz. Sevgimi kalbime hapsedersem başka şeyleri de sevemem, o zaman ne olur biliyor musun?
- Ne olur?
- Bana da sevgi gelmez, ben de sevilmem. Sevgi sevdikçe, sevgiyi verdikçe artan bir şeydir ve her yerdedir… :) Bir kalbin varsa onunla istediğin kadar sevgi üretebilirsin. Kalbin kapısı vardır, onu açınca tüm sevgi istediğin kadar durmaksızın evrene akar ve sana da o kadar sevgi evrenden geri gelir. Evet, her insanın yumruk kadar kalbi vardır; ama her insanın kalbi aynı miktarda sevgi üretmez. Sen de bu küçük kalbinle dünyanın sevgisini üretebilirsin ve hissedebilirsin benim minik meleğim.
Kalbimizin kapılarını daha çok açalım ve daha çok sevgi üretelim; çünkü buna tüm dünyanın ihtiyacı var… :)
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu