Kalbinden öylesine samimiyetle akıp gelen ve iki dudağının arasından evrene karışırken gözlerinin de onayında parıldayan bir çift söz: “Teşekkür ederim, seni seviyorum.” Ne kadar az duyuyoruz, ne kadar az söylüyoruz. Çağımızın lüksü mü olmuş yoksa demodesi mi belli değil. Beklenti ya da bir çıkar gütmeden, kaybetme korkusu olmadan; sadece gönülden gelen teşekkür’ler, seni seviyorum’lar nerede?
Bence beklemeyin, aramayın sadece söyleyin JSöylemek için hissetmek lazım tabii. Mevlana ne demiş: “Dil kıyı ise gönül deniz, denizde ne varsa kıyıya o vurur.” Siz de benim gibi düşünüyorsanız bırakın gönlünüz vursun kıyıya. Canlıya cansıza, insana hayvana her fırsatta “seni seviyorum, teşekkür ediyorum” diye seslenin denizinizin derinliklerinden. Kıyılar şenlensin, kıyılar temizlensin. Hatta dalga dalga vurun kıyıya, köpük köpük... Teşekkür etmek ve sevmek, hayatımızda şükran ve sevgiyi çoğaltmaktır.
Eğer o gönülden akmıyorsa bu kelimeler en azından nelerin aktığının farkının varalım. Konuşmalardaki sitemler, suçlamalar, haklı çıkmak için savunmalar… Ve hatta küfür, isyan çığlıklarıyla köpüren dalgalar mı vuruyor kıyıya? İçimizdeki coşan denizin dalgalarının sorumluluğu başkaları ya da yaşanan olaylar olabilir mi? Kesinlikle olamaz! Olsaydı o zaman hepimiz her olaya aynı tepkiyi verirdik. Ama vermiyoruz, hepimiz farklı tonda sesleniyoruz hayata. :)
Hepimizin birbirine bağlı olduğunu ve etkileşim içinde olduğumuz her olay ve kişiden bizim de sorumlu olduğumuzu anlamak için size “Zero Limit” kitabını tavsiye edebilirim. Tabii ki “seni seviyorum, teşekkür ederim” cümlelerinin ne kadar da enerjiyi dönüştürdüğünü çok iyi anlatmış bir kitap. Hem de yaşanmış hikâyeleriyle...
Belki en çok kullandığınız cümleler “teşekkür ederim ve seni seviyorum” olabilir; ama o teşekkürün arkasındaki niyetiniz nedir? Bunun tam olarak farkında olmalıyız, teşekkür ederken eziliyorsak, kendimizi aşağı görüyorsak bu benim bahsettiğim teşekkür değil ve geri dönüş enerjisi de farklı olacaktır. “Seni seviyorum”un arkasındaki niyet “sana muhtacım, sana ihtiyacım var, beni sev diye seni seviyorum” gibi farklı niyetlerle doluysa yine enerjinin bize geri dönüşü farklı olacaktır. Teşekkür ederken hem kendimi hem karşı tarafı onurlandırıyorsam, “senin ve yaptığının farkındayım ve bunu onurlandırıyorum” niyeti içindeysem işte o dalga bambaşka bir şekilde hayatımıza akacaktır. Seni seviyorum derken, “sen benim içimdeki sevgiyi hatırlatıyorsun, içimden sana karşı sevgi titreşimi yolluyorum ve kendimi iyi hissediyorum. Bu duyguyu bana hatırlattığın için seni ve kendimi onurlandırıyorum, sadece bu kadar. Hissettiğimi dile getiriyorum” diyorsam… :) Tabii bu, benim anlatımım. Her insan, içinde saf teşekkürü ve saf sevgiyi mutlaka bazı anlarda hissetmiştir. İşte o anlarla temas kurarak sevgiyi ve teşekkürü hatırlayıp dile getirirsek gönül denizinden bambaşka dalgalar yayılır hayatımıza.
İnsan insana her zaman muhtaçtır, en başta da insan kendisini tanımak, kendisini bilmek için başkasına ihtiyaç duyar. Benim varlığım sende anlam bulur, bunun için şimdi sana teşekkür ediyorum güzel insan ve seni seviyorum... :)
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı & Profesyonel Koç