Bugün de güzel erdemlerden, önemli insani değerlerden biri olan CÖMERTLİK kapısından bakalım istedim. Modern çağın madde ve etiket yoğunluklu dünyasında çok da hatırlanmayan ama acilen hatırlanması ve içselleştirilmesi gereken değerlerimizden biri.
“Cömertlik” nedir dediğimizde kendi kişisel zihin sözlüklerimizden bir takım tanımlar çıkacaktır. Benzer tanımlarımız olabileceği gibi farklı tanımlarımızın olması da mümkün. Ne de olsa yetiştiğimiz sosyokültürel ortamın öğrenme üzerindeki etkisi ülkemizde bilinçli-araştırmacı öğrenmeden çok daha fazla maalesef. Böyle olunca da geleneksel öğrenme kendiliğinden iyi kötü, doğru yanlış soruşturulmadan kayda alınıyor, nesilden nesile geçiyor. Bu yüzden cömertlik nedir sorusuna farklı cevaplar verebiliyoruz. Tabii ki verdiğimiz cevabın ne olduğu kadar, cevabı uyguluyor olmamız, içimizde cömertlikle birleşmiş olmamız da çok daha önemli.
Önce isterseniz yazıyı okumaya ara verip kendi cömertlik tanımınızı yapın ve kendinize cömert olmanın sizin için önemli olup olmadığını, önemliyse ne kadar önemli olduğunu sorun. Artık biliyorsunuz benim yazılarımda öyle oku-geç yok. Herkes kendine soracak, cevap verecek, fark edip uygulayacak. :) Sonra okumaya devam edebilirsiniz; benim acelem yok, beklerim. :)
Kendi cömertlik anlayışınıza baktıysanız şimdi devam edelim, bakalım ünlü İslam Filozofu İbni Sina’nın cömertlik anlayışı nasıl? Dünyaca tanınmış bir üstadın kapısından bakmak muhakkak ki bize güzel bir farkındalık olacaktır.
İbni Sina’ya göre cömertlik (cüd): Herhangi bir karşılık almaksızın gerekli bir şeyi vermektir. Bir kimsenin cömert olarak nitelenebilmesi için gerekli olan üç kriter vardır. Öncelikle “verme” olmalı, ikincisi verdiğin şeye karşı tarafın ihtiyacı olmalı. Üçüncüsü de bu davranışın sonuncunda hiçbir şekilde karşılık beklememektir. Eğer maddi manevi herhangi bir karşılık beklenirse bu cömertlik değil tacirlik olur.
Çoğumuz, İbni Sina’nın cömertlik yorumunu anlayıp onaylıyor olabiliriz. Ama acaba şu anki hayatımızda gerçekten bu şekilde cömertçe davranabiliyor muyuz? Kendimize samimi bir şekilde soracağımız soru bu. Cevabımız evet ise ikinci soru geliyor :) Acaba verdiklerimizin arkasında ikincil bir fayda gizli olabilir mi? Mesela takdir edilmek, önemsenmek, fark edilmek, sevilmek, güçlü görünmek, şeref kazanmak ya da cennette yer ayırtmak gibi. (Burada kendinizle başbaşa kalarak samimi bir sorgulama yapabilirsiniz. Lütfen hemen ben öyle değilim diye geçiştirmeyin. Çoğu kişi yok öyle bir şey diyor ama derinlemesine bir çalışma yaptığımızda öyle çıkıyor. Ve bu kötü bir şey değil; çünkü bunu da büyürken öğreniyoruz ama farkına varınca hayatımızda çok şey değişiyor. Çünkü bu, gizli ikincil faydanın olması özdeğer, özsevgi, özsaygı eksikliğine kadar gidiyor ve yaşamımızı olumsuz yönde etkiliyor. Bunu fark ettiğimizde de hayatımız olumlu yönde değişmeye başlıyor.)
Peki, şimdi aklımıza başka bir soru gelebilir: “Acaba insan açık veya gizli hiçbir çıkar gütmeden sadece içinden geldiği için yardım edebilir mi?” Eğer insan karşı tarafın ihtiyacı olan şeyi verdiğinde kendisinde bir eksilme olmayacağına inanıyorsa ya da eksilme olsa bile (bu ancak maddi kısım için söz konusu olabilir) bu eksikliği önemsemiyorsa ve zaten vereceği her ne ise aslında onun kaynağına zaten bağlı olduğunun farkında, bilincindeyse işte o zaman cömertlik erdemiyle bütün olmuştur ve egonun hiçbir çıkarı söz konusu değildir. Çünkü o anda fayda sağlamaya çalışan bir ego yoktur.
Peki, eğer yardımlarımızın ya da cömertliğimizin ardında bir gizli fayda bulduysak ne olacak? Elbette güzel olacak :) Çünkü bulduğumuz beklenti her ne ise o, bizim gelişme, arınma alanımızdır. Onu bulduğumuz için sevinmeliyiz. Çünkü önümüzü tıkıyordu, olumsuz enerji yayıyordu, bizi farkında olmadığımız pek çok alanda engelliyordu. İşte şimdi onu dönüştürebiliriz. Örneğin sevilme beklentimiz varsa, kendimizi sevmeye başlamamıza işaret eder, saygı görme beklentisiyse özsaygımızı yükseltmemize işaret eder…
Evet, bu hafta konumuzu beğenen ve konuyla ilgilenen güzel insanları sıkı bir gözlem, sıkı bir sorgulama bekliyor:) Kendimize karşı samimi ve cömert olduğumuz bir hafta olsun güzel insan…
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu