Kim pet şişelere konmuş temiz havayı satın almak ve solumak ister? İstemeyiz tabii ki; ama geçenlerde seyrettiğim "Loraks" adında bir çizgi film, doğaya karşı sorumsuzluğumuz bu şekilde giderse durumun buraya kadar geleceğini çok güzel anlatıyordu. Çok etkilendim ve yazmak istedim.
Surlarla çevrilmiş bir şehir, herkes görünüşte çok mutlu. Her yer tertemiz ama doğal hiçbir şey kalmamış. Yapay karlarda kayak yapıyorlar, toprak yok, her yer beton, plastik ve elektronik ağaçlar... Düğmeye basıyorsun, ağaç sonbahar ağacı, düğmeye basıyorsun, ilkbahar ağacı; başka bir düğmeye basıyorsun disko ağacı, rengâqrenk ışıklar saçıyor. Çocuklar, gençler ve orta yaş yetişkinler canlı bir ağaç tanımıyorlar, var olduklarından bile haberleri yok. Bilenler de ağaçları yaprak döken, böcek çeken zararlı bir şey olarak biliyorlar.
Şehrin yönetimi, zengin bir işadamının elinde ve o ne isterse halka onu sunuyor, satıyor ve yönetiyor. Filmin başında bir grup fikir adamı, şehir yöneticisine gelip çok parlak bir fikirleri olduğunu, çok daha fazla para kazanabileceklerini söylüyor. Bir reklam filmi hazırlamışlar, reklam şöyle: İki adam güneşin altında oturuyor, canları çok sıkılmış, "yine berbat bir hafta sonu, çok sıkıcı" diyor. Bir başkası, gelip, elindeki pet şişeyi gösteriyor, "temiz hava şişesi, aç kapağını" diyor. Adam pet şişenin kapağını açar açmaz kapıdan onlarca kadın ve adam neşe içinde giriyor, dans ediyor, mutluluk saçıyor, her biri temiz hava pet şişelerini açıp açıp içinden gelen havayla çılgınlar gibi eğleniyor, mutluluğu, eğlenceyi yaşıyor. (Şu an seyrettiğimiz bazı reklamları hatırlatıyor mu size de?)
Bu fikir, yönetici tarafından çok tutuluyor, ağaçlar olmadığına göre zaten temiz hava yok oluyor, ayrıca insanlar pet şişeye konmuş her şeyi satın alıyorlar; üstelik bunun için yeni bir pet şişe fabrikasına daha ihtiyaç var. Hava daha da kirlenir, biz de paraya para katarız, daha da zengin oluruz diyerek, kötü adam kahkahalarını atıyorlar.
Fakat bir çocuk, âşık olduğu kız için bir ağaç bulmaya karar veriyor, çünkü kız arkadaşı canlı bir ağaç hayal ediyor, tek istediği bu. Çocuk, büyükannesi vasıtasıyla ağaçların neden yok olduğunu bilen tek bir kişiyi bulmak üzere şehrin surları arkasındaki bölgeye geçiyor. Ve öğreniyor ki "Tek Tek" adındaki bu kişi, çok eskiden ağaçların yok olmasına sebep olmuş. "Tek Tek" ailesi tarafından sevilmek ve başarılı olmak için ağaçların yapraklarından elde ettiği madde ile her işe yarar bir ürün bulmuş. Ancak ilk ağacı kestiğinde "Loraks" adında bir doğa koruyucusu gelip onu engellemeye ve uyarmaya çalışmış. Başta ağaçları kesmeden hammaddeyi almak için söz vermiş. Fakat sonra daha çok kazanmak için ağaçları kesmeye başlamış ve ağaçlar tükenmiş. "Loraks" bütün hayvanları da alıp gitmiş; "Tek Tek"e "sen umursamadın, bedelini de ödeyeceksin" demiş ve gitmiş.
Bir gün ağaçlar bitince "Tek Tek" de bitmiş. Ve bir kulübede yalnız, vicdan azabıyla yaşlanmaya başlamış. Fakat tek bir tohumu varmış ve onu da bu çocuğa vermiş. "Sen farklısın, sen umursuyorsun; al ve bu tohumu ne pahasına olursa olsun şehrin göbeğine dik. İnsanlar tekrar ağaçları görsün, tanısın, sevsin" demiş. Çocuk da bütün zorluklara rağmen tohumu dikmeyi başarmış. Ve çok güzel bir şarkıyla film biter "büyüsün büyüsün, bütün tohumlar büyüsün, ekmezsen biçemezsin, büyüsün büyüsün..."
Evet, temiz hava solumak için pet şişeler almak istemiyorsak, doğaya karşı çok daha fazla duyarlı olmalı, ağaçlarımıza sahip çıkmalıyız. Unutmayalım ki doğa, insan olmadan yaşamaya devam edebilir; ama insan, doğa olmadan yaşamaya devam edemez.
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu