Öfkeyi bir çeşit kişisel yargı olarak görebiliriz. Bir şey ya da bir kişi nedeniyle mağdur edildiğine inanan, kişisel alanlarının işgal edildiğini düşünen bir insan saldırgan bir tavır içine girer. Amaç kendisine yapılan kişisel saldırıya karşı koymaktır. Bu öfke hali küçük yaşlarda aile bireylerinden de öğrenilmiş olabilir. Çünkü kötü alışkanlıklar sinsice ilerler ve en yakındakilere de geçebilir.
Sık sık öfkelenen kişi hem kendine hem de etrafındakilere, ilişkilerine zarar verir. Öfkeden kurtulmak isteyen kişi vaktinde farkındalık kazanmamışsa öfke durumunu bir alışkanlığa çevirmiştir. Öfke kontrolü yapmak isteyen kişi, öncelikle tetik noktalarını, hassas olduğu noktaları bilirse o alanlarda düşüncelerini değiştirmekle kendini frenleyebilmeyi ve başka yöne kaymayı daha rahat becerir.
Öfke kontrolünün birinci adımı bekleyebilmektir. Öfkenin ilk sinyali geldiğinde yani fırtınadan önce denizin kabarmaya başladığı anda bir adım geri çekilip derin ve sakin nefes almak, büyük dalgaların hızını ve şiddetini kesecektir.
İkinci adımda, zihninizde bir “ağır çekim sahnesi” görmek size iyi gelecektir. Çok yavaş akan bir şelale görmek, gittikçe kısılan sesler duymak ve bedensel hareketlerinizi yavaşlatmak yine öfke dalgasını gelmeden küçültür. Yüzünüze istemdışı bile olsa koyacağınız bir gülümseme de size yardımcı olacaktır. Bunlar öfkelenmeye giden yolun başındayken yapacaklarınızdır. Diğer zamanlarda öfkeye yüklediğiniz anlamı değiştirmeniz, sizi öfkeli olmaktan vazgeçmeye, onun yerine daha hoşgörülü olmaya yönlendirecektir.
Bir de mümkünse öfkelenmiş halinizin çekildiği bir videoyu seyretmenizi tavsiye ederim. Emin olun, çok işe yarayacak. Kendinizi çok komik, çok korkunç, tanınmaz bir halde ya da kendinize acıyarak seyredeceksiniz. Ve bu bakış açısı da sizi öfke alışkanlığınızdan bir an önce kurtulmaya teşvik edecektir.
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu