Güneş sisteminde bulunan tüm gezegenlerin kendine has bir manyetik alanı vardır. Dünyanın manyetik alanı da, doğal haliyle bizim yaşamımızda, ihtiyacımız olan doğal bir kaynaktır. Toprağa yakın duran, torakla sürekli içiçe olan insanların bedenen ve ruhen daha sağlıklı olmasının sebebi de budur. İnsan yaşamı için en başta gerekli olan temel besin kaynakları toprak, hava , güneş ve sudur. Teknolojinin ilerlemesi ve şehirleşmenin artmasıyla doğal yaşam kaynaklarımızı hem kirlettik hem de onlarla olan temasımızı azalttık.
İnsanlarda (+) ve (-) kutupları olan bir pil gibidir. Kozmik enerjiyi havayı soluyarak, suyla temas ederek, gün ışığında kalarak, toprağa basarak ve topraktan gelen besinleri tüketerek alırız. Enerji akışı ne kadar fazla olursa, vücudumuz o kadar sağlam ve sağlıklı olur. Dünyanın kendine has manyetik alanı bedenimizi dengeleyen bir besleyicidir. Gün içinde güneş, su ve hava kadar manyetik enerjiyide ihtiyacımız vardır.
Günümüzde, özelllikle büyük şehirlerde yaşayan insanların, gitgide doğal yaşamdan uzaklaşması bağışıklık sistemini zayıflatmakta ve kişinin enerji seviyesini düşürmektedir. Hergün en azından çıplak ayaklarınızın toprakla temas etmesi gerekirken, bunu kaç ayda bir yapıyorsunuz ? Toprakla aranıza mesafe olarak neler koyuyorsunuz ? Beton binaların, araba , asansör gibi kapalı metal kutuların doğal manyetik alanı kestiğini biliyor musunuz?
Toprakla teması kesmek, suyla, havayla veya gün ışığıyla temasımızı kesmemizle aynı sonuçları bize getirir. Günde sadece bir bardak suyla yaşasanız, ya da iki hafta gün ışığı görmeseniz hasta olursunuz. Çünkü bağışıklık sisteminiz zayıflar. Doğal manyetik alan eksikliği de kasları zayıflatır, enerji seviyemizi düşürür, kan akışını yavaşlatır, sebepsiz ağrılar...vb. rahatsızlıklara ortam hazırlar. Toprakla temasın azalması demek temel yaşam besinimizi eksik almak demektir. Ayrıca etrafımızdaki elektromanyetik alanın artması, bizim enerji alanımızdaki dengeyi çok fazla bozmaktadır. Yani bir yandan doğal manyetik alanımız daralırken, diğer yandan da zaralı elektromanyetik kirlilik artmaktadır. Cep telefonları, internet, televizyon, telsiz cihazlar vb. İşte bu cihazların hepsi insanın doğal manyetik alanı bozmaktadır.
Hipokrat' ın şöyle bir sözü vardır.'' En iyi ayakkabı, giyilmeyen ayakkabıdır''. Günümüz şartlarında ayakkabısız gezmeniz çok tavsiye edilir bir durum değil :) Zaten çıplak ayak gezseniz bile basacak toprak bulma şansınız çok düşük. Peki daha fazla doğal manyetik enerji almak için neler yapabiliriz.
Kendimize yakın bölgede toprak bir alan bulup, hergün düzenli olarak bir kaç dakika çıplak ayakla basabiliriz. Bunu yaparken topraklandığınızı ve dünyaya bir ağaç gibi kök saldığınızı da hayal ederseniz daha güzel sonuçlar alırsınız.
Ayaklarınızı hergün bir kaç dakika soğuk suyun altına tutabilirsiniz.
İnsan vücuduna uyumlu mıknatıslardan yapılmış tabanlıklar kullanabilirsiniz. Gün boyunca size toprağa basma şansını verirler.
Evinizdeki elektrikli aletleri kullandıktan sonra fişten çekebilir, cep telefonlarını yatarken kapatabilirsiniz.
Ağaçların enerjileri çok yüksektir. Vücudunuzu sağlıklı enerjiyle doldurmak için onlara sarılıp ya da ellerinizle dokunarak kötü enerjiyi boşalttığınızı, ihtiyacınız olan enerjinin de size doğru aktığını hayal edebilirsiniz.
Teninize temas eden doğal taşlar kullanabilirsiniz.
Hergün yeteri kadar dünyanın doğal manyetik alanıyla temas edersek, doğal yaşam dengemizi koruruz. Bağışıklık sistemimizi güçlendiririz. Vücudumuzda kan akışı hızlanarak, kanın oksijen taşıma kapasitesi artar. Böylelikle hücrelere daha fazla oksijen gider. Bol oksijende yaşamayı sevmeyen zararlı organizmaların vücudumuza yaşaması zorlaşır.
Evet şimdi ne yapıyoruz? Hemen kendimiz için bir topraklama çalışması yapıyoruz ve bunu hergün tekrarlıyoruz. İlk yazımda ifade ettiğim gibi, bir bilgiyi kasımıza geçirmiyorsak ( uygulamıyorsak) o bilgi sadece bir laftan ibaret oluyordu. Şimdinin gücünü kullanarak hemen uygulama yapmanız başlamayı ve devamlılığı sağlar.
Sevgiyle ve sağlıkla ilerleyin...
Arzu BIYIKLIOĞLU
NLP uzmanı ve Yaşam Koçu