Korku ve Şiddet Filmleri Hobi mi?

Ergenlik döneminde çoğumuzun kendini test ettiği, sınırları zorladığı, meraklandığı alanlardan biri de korku filmlerini koltukta sıçraya sıçraya seyretmeye çalışmaktır. Benim yaşıtlarım bilir ki 80'li yıllarda video kasetlerin yeni çıktığı zamanlardı. Evlerde toplaşılıp videolarda filmler seyredilirdi. Aşk, komedi, gerilim ve korku filmleri baş sırayı alırdı. Tabii ki bunu şartlar elverdiğince yani en fazla haftada bir film seyrederek yapabilirdiniz. Ortamı ayarla, anneden babadan izin al, kasedi kirala, arkadaşları ayarla... anlaşıldığı gibi bayağı zahmetli bir işti film seyretmek. Zaten bu kadar uğraşmaktan ve para vermekten sıkılıp kısa bir zaman sonra vazgeçilirdi.

Haberin Devamı

Peki şimdi durum nasıl? Bir tıkla her şey elimizin altında. Sonsuz seçenek, anında görüntüler, anında haberleşmeler... İnternetin ve teknolojinin avucumuzun içine dünyayı getirmesinin faydaları yanında ticari ve kullanım hatalarından dolayı açtığı derin yaralanmalar aldı başını gidiyor. Bunlardan biri de korku filmleri, korku ve şiddet dizileri; tabii ki oyunları.

Tekrar tekrar seyredilen şiddet ve korku sahneleri beynin ayna nöronları tarafından kişisel algılanmaya başlıyor. Kişi kendini olayın öznesi haline getirebiliyor ve yoğun hatta birebir duyguları yaşıyor. Olayları gerçek sanmaya başlıyor. Şiddet ve korkutucu olaylara yorum yapmaya, fikir yürütmeye başlıyor, hatta şiddet normal gelmeye başlayabiliyor. Kendi hayatındaki en ufak benzerliklerle bağlantılar kurup, durumu her gün güncelliyor. Bu süreç, yeteri kadar uzadığında kişi istemdışı şiddet ve korku tepkileri verip, kendine veya başkalarına ciddi anlamda zarar verebiliyor.

Beyin en çok gördüğü veya düşündüğü şeyi sevse de sevmese de belirli bir zaman sonra tekrar ediyor. İyi bir alışkanlık kazanmak istediğimizde ya da istediğimizde neden çalışmaları 21 gün tekrar edelim hatta en iyisi 41 gün yapalım da çift dikiş olsun diyorum? Beyindeki nörolojik bağlantılar tamamlayıp artık kendi kendini hatırlasın, otomatikleşsin diye. İşte, istemediğimiz ya da planlı olarak yapmadığımız durumlar için de geçerli.

Haberin Devamı

Dünyada şiddet ve korkunun artma sebebinde çok büyük payı olan filmler, diziler hatta müzik klipleri. Özellikle de ergenler ve gençler arasında çok yaygın. Şu an yetişkinler bir alt versiyonu diziler aracılığıyla yapıyor. Adam öldürmek ya da şiddet uygulamak, konuşmak gibi normal bir hal almış durumda. Bir an önce silkinip ne seyrettiğimizin, kimi takip ettiğimizin ve çocuklarımızın ne yaptığının farkına varmalıyız. Film ya da oyun deyip geçmeyin çünkü içinde beyin var. Evet muhteşem bir güce sahibiz, beynimizden daha ileri düzeyde çalışan bir bilgisayar henüz yapılmadı. Ama bu gücü ne için kullandığımızın farkında olmalıyız. İnsan kendi beyniyle mucizeler de yaratabilir, kendinin hatta insanlığın sonunu bile oluşturabilir...

Korku ve şiddet filmleri ya da oyunları, hobi gibi kullanılmaya başlanmışsa bilin ki bu hobi değil, bağımlılık olmuştur.

Bilinçlenme ve farkındalık dolu bir hafta diliyorum...

Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...

Arzu Bıyıklıoğlu

Haberin Devamı

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

www.arzubiyiklioglu.com