Günümüzde pek çok yetişkinin ilişki, kariyer, kilo, bağımlılık, yetersizlik, kaygı gibi sorunlarının altında kişisel özgüven eksikliği yatmaktadır. Özgüven eksikliği de özdeğer ve özsaygıyla içiçe geçmiş halkalar gibi bir birine bağlanır.
ÖZGÜVEN, kendimize ve hayata karşı olan güvenimizin yeterlilik derecesinin ortalamanın üstünde olmasıdır. Öyle bir duygudur ki, bizi istediklerimize ulaştıran içsel bir kaldıraç gibidir. Ancak özdeğer ve özsaygıyla beslenmemiş bir özgüven, şişirilmiş bir egoya ya da içi boş bir balona benzer. Hiç olmadık yerlerde duvara çarparak ya da ufacık bir iğneyle patlayarak tekrar başa dönmemizi sağlar.
ÖZDEĞER, kim olduğumuz hakkındaki inançlarımız, kendimizi onaylamamız, kendi kendimize yetebilmemiz, sadece var olduğumuz için, hayatta olduğumuz için değerli olduğumuzu hissedebilmemizdir. Bizim öz merkezimizdir. Kendi değerini bilen insan başkalarının da değerli olduğunun farkındadır. Başkalarının davranışlarına göre kendini değerli ya da değersiz hissetmez, hep değerinin farkındadır.
ÖZSAYGI, özdeğeri olan insanların kendi değerlerini korumaları için kendilerine saygı duymaları ve öylede davranmalarıdır. Kişinin kendine saygı duyması için mutlaka çok üstün niteliklerinin olması gerekmez. Kendini sevmesi, değerli olduğunun farkında olması yeterlidir. Kendine saygı duyan bir insan, başakalrına da saygı duyar. Kendine saygı duyan insan bir yandan kendi özünü korurken, bir yandan da gelişmek ister.
Özsaygı problemi olan kişiler kendilerini değersiz hisseder ve iyi şeyleri haketmediklerine inanırlar. İyi bir eşi, iyi bir işi, şanslı olmayı...
Bir kişi kişisel gelişim yolunda ilerlemek istiyorsa öncelikle, kendisine değer vermesini, sevmesini, saygı duymasını öğrenmelidir. Çünkü; hiç kimseyi kendimizi sevdiğimizden fazla sevemeyiz ve saygı duyamayız.Neye sahipsek o kadarını verebilir ve o kadarını alabiliriz. Kendimize karşı olan sevgi ve saygımız diğer insanlarla olan ilişkilerimizin de tatmin seviyesini belirler. Kendimizi sevip, saydıkça kendimize karşı olan güvenimizde artar.