Farkında olmasak da bedenimizin %70’i sudan oluşur. İç suyumuz ne kadar temiz acaba? İç suyumuzun temizliği düşüncelerimizle doğru orantılıdır. Bir cam fanus içinde berrak, pırıl pırıl bir su düşünün; içine bir damla mürekkep akıtsanız ne olur o suya ya da çamurlu bir su damlası düşse içine... İşte her olumsuz, kötü düşünce, kötü sözler içimize akan çamurlu bir su damlası gibidir. Her seferinde iç suyumuzu kirletiriz. İç suyumuz kirlenince hem bedenimize zarar veririz hem de biz o oluruz. Düşünsenize, çamurlu su nasıl görünür? Bizim enerjimiz de öyle olmaya başlar ve biz çamurlu su oluruz. Çamurlu su olmak insana kendini nasıl hissettirir? İşte bu yüzden gün geçtikçe kendinizi daha kötü hissedersiniz. Hayata çamurlu gözlerle bakarsınız.
Japon Bilim İnsanı Dr. Emoto bu gerçeği su deneyleriyle somutlaştırmış. Su dolu küplerin altına “seni seviyorum bana iyi geliyorsun, teşekkür ederim” ve “senden nefret ediyorum, beni hasta ediyorsun” yazılarını yerleştirip, suları ziyaret eden binlerce insanın bu yazıları okumasını sağlamış. Zamanla “seni seviyorum…” yazan suyun kristallerinin berraklaştığını, “senden nefret ediyorum…” yazan suyun kristallerinin ise kahverengileşip kristal yapısının bozulduğunu gözlemlemiş. Bu durumda insan kendi duygu ve düşünceleriyle su dolu bedenine ne yapıyor acaba? Evrene nasıl frekanslar yolluyor?
Şimdi iç suyunuzu temizlemek için olumlu ve güzel düşüncelere tüm benliğinizi açarak teşekkür edin ve şükredin. Güzel bir gün yaşamak için güzel beklentiler içinde olunmalı. Güzel beklentilerde olmak için insan kendini güzel hissetmeli. Güzel hissetmek için güzel bir şeyler düşünmeli...
Güzel düşüncelerle sizi baş başa bırakıyorum…
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin… :)
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu