Genç kız sürekli huzursuzlanıyordu. Hem okuması hem de çalışması gerekiyordu. Kendi ayaklarının üzerinde durabilmek için adeta zamanla yarışıyordu. Genç yaşında tüm enerjisini hayatını kurmaya harcıyordu. Sosyal hayatından, arkadaşlarından hatta sevgilisinden bile vazgeçmişti. Bunların hiçbiri onu huzursuz etmiyordu. Ne de olsa okul bitip işler yoluna girdiğinde sosyalleşebilir, bir sevgili bulabilirdi. Ama vakitsizlikten ve yaşam koşullarından dolayı aksattığı, vaktinde yerine getiremediği ibadetleri onu çok huzursuz ediyordu. Kendini suçlu hissediyor, Allah ile olan bağının koptuğunu düşünüp başına kötü şeylerin gelebileceğinin endişelerini yaşıyordu. Hatta son zamanlarda kendiyle olan iç konuşmalarında “ben kötü, çirkin bir insanım” demeye başlamıştı. İçindeki huzursuzluk o kadar artmıştı ki bu düşünce ve duygular güzel yüzünde sivilceler olarak kendini göstermeye başlamıştı. Bu durum, genç kızı daha da olumsuz duygulara sokup hayatını zorlaştırıyordu...
Sizlerin de belki zaman yetersizliğinden, yaşam koşullarından dolayı ihmal ettiğiniz bir şeyler vardır. Eğer ihmal ettiğiniz şey, sizin için önemliyse zamanla iç huzursuzluklar başlar. Sizin için önemli olanı hem yapamaz, hem de acı çekersiniz. Ve zamanla kendi kendinize öfke duymaya, kızmaya başlayabilirsiniz. Bu duygu durumları hastalığa kadar gidebilir. Belki çocuğunuza yeteri kadar vakit ayıramıyorsunuz, belki kendinize. Ya da sizin için önemli olan, değerli olan bir şeyi şu anki koşullarınızdan dolayı bir türlü yapamıyorsunuz. Mazeretiniz var :) Eğer acı çekiyor, huzursuz oluyorsanız bir şekilde bu mazereti ortadan kaldırmalısınız. Yok kalkmıyor mu? O zaman başka bir şeçeneğe ne dersiniz?
Mesela daha farklı ve yeni bir yöntem bulmak. Bu genç kızımız, en sonunda kendine daha farklı bir ibadet şekli bularak huzura kavuştu. İbadetlerini kendi istediği, uygun zaman dilimlerinde yapmaya karar verdi. Ne de olsa Allah ile olan ilişkisine kimse karışamazdı. Her gün dualarını okuyarak, gönülden bağlılıkla ve iç huzuruyla her fırsatta ibadetlerini yerine getirdi. Zamanlamayı ve yöntemi değiştirerek huzur bulmaya başladı. Hiçbir şey yapamamaktansa kendi inandığı bir şekilde sevgiyle yol almak, genç kıza huzur getirdi. Kendini tekrar sevmeye ve güvende hissetmeye başladı.
Bazen tek bir yönteme, sisteme takılıp kalabiliyor insan. Sanki bildiğimiz ya da alıştığımız yöntem gibi olmazsa hiç olmazmış gibi. Bu, sınırlı düşünce şeklidir. Oysa alternatifler, olasılıklar dünyasında yaşıyoruz. Bir şeyi oldurmaya niyetimiz varsa bir şekilde oldurabiliriz. Ya da kendiliğinden olmasına izin verebiliriz...
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu