Günler hızla gelip geçiyor, aklımızdan farkında olmadığımız binlerce düşünce geçiyor. Çok azının farkındayız; ama şu anki yaşam kalitemiz düşüncelerimizin, dolayısıyla odağımızın çoğunlukla nerede olduğunu bize söylüyor. Söylemekle de kalmıyor, bize yaşatıyor.
Acaba kendinize dönük bir hayat mı yaşıyorsunuz yoksa etrafınızda olup bitenle mi ilgileniyorsunuz? Hani bazı insanlar vardır, kim ne yapıyor, nerede ne oluyor diye sürekli etrafa takılır gözü kulağı... Kendine dönüp “ben ne yapıyorum, nereye doğru ilerliyorum ya da yoksa ilerlemiyor da yerimde mi sayıyorum” diye sorma gereği bile duymaz. Farkında değildir çünkü kendinin. Bütün gün enerjisini dışarıda, özellikle de başkalarının hayatlarını seyretmeye harcar. Siz bu yazıyı okuduğunuza göre büyük bir ihtimalle böyle bir insan değilsiniz... Ama etrafınızda bu tip insanlar çok olabilir. Sürekli sizin de dikkatinizi dağıtmaya, hatta moralinizi bozmaya çalışabilirler. Çünkü kendileri için bir planları, bir hedefleri yoktur.
Eğer siz de bu kişiye karşılık vermeye ya da ona bir şeyler anlatmaya çalışırsanız vaktinizi boşa harcamış, enerjinizi boşuna tüketmiş olursunuz. Yapılacak en güzel şey, o kişiyi kendi haline bırakıp, kendi yolunuzda ilerlemeye devam etmektir. Onunla mücadele etmeye kalkarsanız, ona kızarsanız kendinizi de kötü hissedersiniz. Ayrıca onu da değiştiremezsiniz.
Nasrettin Hocamızın da başından buna benzer bir hadise geçmişti, bilirsiniz. Adamın biri koşarak Hocaya gelir ve şöyle der: “Hocam, hocam! Adamın biri elinde bir tepsi baklavayla gidiyor.” Hoca da adama “bana ne” der. Adam, “Ama hocam sizin eve doğru gidiyor” der. Hoca bu kez “öyleyse sana ne” der. Yine her zamanki gibi hoca dersini verir… :) Anlayana tabi ki… :)
Burada değerli Nasrettin Hocamızın bakış açısıyla yaklaşırsak, kimin ne yaptığı ya da ne yapmadığı kimseyi ilgilendirmemeli. Herkes kendinden ve kendi yolundan sorumlu. Enerjinizin bölünmesine izin vermeyin, ne başkalarının hayatını seyredip yorum yaparak ne de onu yapanlara laf anlatmaya çalışarak... Onların yaptıklarına üzülüp, sıkılarak kendinizi durduk yere mutsuz etmeyin. Çünkü hepimiz mutlu olmak istiyoruz ve mutluluğu hak ediyoruz.
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu