Kendinizin ve başkalarının ne hissettiğini fark etmek ve tanımlamak için duygusal zekaya ihtiyacımız vardır. Hissettiğimiz ya da karşıdan aldığımız duyguyla tepkisel davranmamak içinde duygusal olgunluğa ihtiyacımız vardır. Bu iki beceri bize hem iş ilişkilerimizi hem de özel ilişkilerimizi pozitif ve sağlıklı yönde geliştirebilme kolaylığı sağlar. Ayrıca beşerle insan farkını net bir şekilde ortaya koyar. Beşer, insanın fizyolojik olarak meydana gelmiş, güdüleriyle hareket eden halidir. Ego hep “ben” diyerek kendini koruma altına almaya çalışır. İnsan olma hali ise ruhuyla, kalbiyle de teması kurabilmiş bir haldir. Bütünseldir, “ben” kadar “biz” de vardır. Ya da başka bir bakışla Ego güdümümde yaşayan insanla Ego farkındalığında ve egosunu yöneten, ruhsal varlığını da kabul eden insan farkı da diyebiliriz. Kademe kademe gelişiyoruz, evrim geçiriyoruz. Zihinsel, bedensel, duygusal, ruhsal gelişim içindeyiz, bu yolculukta her birimiz kendi hızımızda ve kendi tarzımızda ilerliyoruz. Ama vakit kaybetmeye ve çok zorlanmaya gerek yok. Farkındalık ve destekle çok daha hızlı ve rahat gidebiliriz bu süreci.
Duygusal zekamızı geliştirip duygusal olgunluğa erişmedikçe ne iş dünyasında ne de özel yaşantımızda sadece zihinsel, entelektüel gelişme, bilgi zenginliği yetmiyor, ne başarılı bir iş hayatı için, ne de başarılı ve huzurlu bir yaşam için.
Okullarda ya da profesyonel iş dünyasında duygusal olgunluk için yer yok maalesef. Sadece işin tekniğine ve işin pratiğine yönelik çalışmalar var. Ama insan insana temas ettiği sürece, teknik bilgi ve tecrübe kadar hatta bazen bunlardan daha da çok duygusal zekaya ve duygusal olgunluğa ihtiyaç var.
Duygusal zeka ve Duygusal olgunluk öğrenilebilinir, geliştirilebilinir. Duygusal zeka ve olgunluk yetişkin olmanın, bireyselleşirken bütününde farkında olabilmenin, İNSAN olmanın, insana dokunabilmenin bir seviyesidir. Artık bilgiye değil insana yatırım yapmanın zamanı. Ayrıca bilginin değerini onu kullanan insan belirler. Ateş yakmasını bildiğinizde ateş iyi midir kötü müdür? Yangın çıkartırsanız kötü ısınma sistemi kurarsanız iyidir. İyi ya da kötü olan ateş yakmak değil sizin onu ne amaçla nasıl kullandığınızdır. Ateşin değerini onu kullanan insan belirler. Duygularda iyi ya da kötü değildir. Hepsinin bir görevi vardır. Duyguları anlamak, yönlendirmek ve duygulara doğru bir şekilde dokunabilmek onları değerli kılar.
Konu ilginizi çektiyse sizi iki soruyla baş başa bırakıyorum ve aradan çekiliyorum.
Sizin henüz bir NLP Koçunuz yok mu?
Kurumunuzun henüz bir kurum içi NLP Koçu yok mu?
Artık içinde bulunduğumuz çağda Koçluk bir lüks değil ihtiyaçtır. Sizin ve kurumunuz için en doğru olan NLP Koçunuzla buluşmanız dileğimle hoşça kalın, koç kalın.
ICF PCC Profesyonel Koç
NLP Eğitmeni
Arzu Bıyıklıoğlu