Başkalarının ne düşündüğünü anlamak için harcayacağımız çabayı kendimiz ne düşünüyoruz ve nasıl düşünüyoruz diye harcasak çok daha verimli bir çaba içinde oluruz. Farkındalık pozisyonuna geçip, kendi düşüncelerimize gözlemci olmamız, bilincin ışığında tekrar eden kalıplarımızı görmek kendi sınırlarımızı aşmak demektir. Bunu yapabiliriz ve hayatımızda çok şey değişir. Ama başkalarının düşüncelerini tahmin etmeye çalıştığımızda yanılma payımız çok fazladır.
Çoğu zaman başkalarının davranışlarını ya da söylediklerini yorumlarken dayanak noktamız, kafamızdaki referanslardır. Evet, herkesin bir beyni var ve herkes beyniyle düşünür, hareket eder. Ama farkında olmak gerekir ki her beynin içinde farklı bir program var. Kişi beynindeki bu programa göre düşünür, davranır, hayatı algılar. Sık sık kullandığım bir cümle var: ‘’ Hepimiz Türkçe konuşuyoruz; ama anlaşamıyoruz.’’ Kelimelerin çoğunu TDK’nın sözlük anlamına göre değil, kafamızdaki kişisel sözlüğe göre kullanıyoruz. Evrenselleştirdiğimiz doğrularımız, değerlerimiz, anlamlarımız tamamen kişisel yaşantımızın yansıması. Her insan, farklı bir aileden, farklı bir çevreden ve farklı tecrübelerden geçerek beynine bilgileri kaydediyor. Beyin yaşadığı her saniye bir şeyler öğrenir ve öğrendikleri doğrultusunda da bize geribildirimde bulunur.
Etrafımızdaki insanların düşünce ve davranışlarını kendi beyin programımızla yorumlamak, değerlendirmek ve tahminde bulunmak çok büyük yanlışlar yapmamıza neden olur. Herksin beyninin nasıl bir programda çalıştığını bilemeyiz ama en azından farklı bir programı olduğunu kabul edebilirsek tahminlerden ve önyargılardan kurtulabiliriz. Bizi çelişkiye ya da kuşkuya düşüren durumlarda cesareti toplayıp ‘’ Tam olarak ne demek istediğini açabilir misin benim için ? ‘’ gibi bir cümleyle iletişimimizi güçlü hale getirebiliriz. Ve kendi üzerimizde iyi bir iç gözlem yaptığımızda çoğu zaman başkalarının düşüncelerinin asıl kendi düşüncelerimiz olduğu gerçeğiyle karşılaşırız. Evet bu biraz acı bir durum ama öyle :)
Diyeceğim şu ki :) başkalarının düşüncelerini tahmin etmek ya da konuşmak yerine kendimize refleksiyon yapalım. Bilince gelip kendi düşüncelerimizi gözlemleyelim, kalıplı öğrenilmiş, kendini tekrar eden düşünceleri fark edelim ve sonra yeni baştan bir düşünme etkinliğine girelim. Hepimizin kafasının içinde düşünceler var ama asıl soru ‘’ Düşünebiliyor muyuz? ‘’
Refleksiyon ve düşünme etkinliği içinde olduğumuz bir hafta OLSUN :)
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu