Çocukluğumuzdan bu yana ailemiz, çevremiz, deneyimlerimiz, televizyon ve artık internet aracılığıyla da bilmeden yani farkında olmadan pek çok şeyi öğreniyoruz. Çevremizden gelen fikirleri, söylemleri, yazıları düşünce kalıpları olarak zihnimize alıyoruz ve çoğu zaman deyim yerindeyse sorgulamadan, kendi malımız gibi, kullanıyoruz. Kendimizle ve çevremizle olan iletişimimiz, emanet gelen doğru-yanlış düşünce ve davranış kalıplarıyla dolu. Evet, zamanında küçüktük bilemedik, pek çok fikir ve inancı hatta başkalarının tecrübelerini aldık ama artık büyüdük; şimdi bilerek davranabilir, akıl yürütebilir nasıl düşüneceğimizi, nasıl davranacağımızı seçebiliriz.
Bugün bu öğrenilmiş olumsuz düşünce ve davranış kalıplarından birkaçına değinmek istiyorum. Belki sizde olanlar varsa şimdi bilerek yerlerine yeni seçimler yapabilirsiniz. Çünkü bu olumsuz kalıplar, öncelikle bizim kendi hayatımızı zorlaştırıyor hatta çıkmaza sokabiliyor; ikincisi, başkalarıyla olan ilişkilerimize zarar veriyor. Hatta onların da hayatlarını olumsuz etkiliyor, bazen bizden uzaklaşmamalarına sebep oluyor.
Talep etmek ………………. yerine …………………..rica etmek
Yalan söylemek ………………..yerine ……………………..gerçeği söylemek
Suçlamak ………………..yerine……………………….sorumluluğu kabul etmek
Alaycı olmak ……………………yerine……………………….içten, samimi olmak
Yakınmak, eleştirmek…………………………yerine………………..takdir ve beğeni sunmak
Küfür etmek …………..yerine…………………. bir çift söz etmek
Yıkıcı olmak…………………….yerine…………….yapıcı olmak
Evet bunlar (sol taraftakiler) önce kendimizi, sonra ilişkilerimizi zedeleyen birkaç hatalı davranış kalıbı. Ve hepsi de egomuzun var olmaya çalışma halleri JZamanında bilinçsizce öğrendiğimiz kalıplarımız. Tabii işin enteresan tarafı çoğu kişi sol taraftaki davranış kalıplarının kendisinde olduğunun farkında değil. İşte bunları fark etmediğimiz için mutlu olamıyoruz. Ancak gözlemci pozisyonuna geçersek kendimizi gözlemleyip farkına varabiliriz. Mesela işyerinde bir sorun çıktığında ilk aklınıza gelen, iş arkadaşınızın ya da patronunuzun yüzünden bu sorunun çıktığı mı? Ya da sizin hatanız, sizin suçunuz mu? (Kendimizi suçlamak da aynı davranış aslında.) Yerine koymamız gereken sorumluluk almak, o zaman çözüm odaklı yaklaşmaya başlamış oluruz. Ya da eşiniz, çocuğunuz, iş arkadaşınız sizin istediğiniz gibi davranmadığında ne yapıyorsunuz? Yakınma, eleştirme, küçümseme? Yoksa iyi yaptıklarını ön plana çıkartıp, takdir edip yanlışlarını (size göre) farklı fikirlerini kabul mü ediyorsunuz?
Nasıl ki yüzümüzü ayna olmadan göremiyoruz, otomatik düşünce ve davranış kalıplarımızı da bir ayna olmadan göremiyoruz. Diğer insanlar da bizim aynamız, onlarda iyi kötü bizi heyecanlandıran övgüye layık gördüklerimiz de, bizi rahatsız eden, öfkelendiren, kızdıranlar da bizim yansımamızdır. Biliyorum, bunu kabul etmek bazılarınız için çok zor olabilir ama öyle Jİnsan insanın aynasıdır. Bu ayna olmanın bir yolu da kendini gözlemlemektir. Anda kendi egondan sıyrılıp, önyargıları bırakıp yeni baştan tüm düşünce ve davranışlarını gözlemleyebilmektir. Eğer bu konular üzerinde çalışma yapmak isterseniz bir arkadaşınızla da anlaşabilir, birbirinize sesli ayna olma izni verebilirsiniz. Yukarıda yazan konulardan birini her hafta seçip arkadaşınızdan (ya da eşinizden) sizi olumsuz kalıp içinde görürse size bunu hatırlatmasını, fark ettirmesini isteyebilirsiniz JVar mı cesaretin bunu yapmaya güzel insan? Biz koçluk görüşmelerinde bu yüzleşmelerden mutlaka geçiyoruz. Ya da kitaplarımdaki uygulamaları yapan okurlarım da geçiyor bu yoldan ve sonrasında çok güzel dönüşümler oluyor JEğer kendimizle ilgili olumsuzlukları fark etmezsek gelecek yıl hayatımız bugünkünden daha kötü olacak. Ama olumsuz yanlarımızı fark edip yüzleşirsek ve değiştirirsek gelecek yıl bundan çok daha güzel olacak JArtık büyüdük, yeni düşünce ve davranış kalıplarını seçebiliriz. İşe yaramayan, hayatı zorlaştıran emanetlerden özgürleşebiliriz değil mi güzel insan?
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu
https://www.arzubiyiklioglu.com
instagram @arzu.biyiklioglu