Sağlıklı BeslenmeAh bu yeme şeytanları...

Ah bu yeme şeytanları...

04.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Uzun senelerdir sürekli kontrollü yemeye alıştım, niçin ve ne yaptığımda kilo aldığımı iyi biliyorum, şu an 53.5 kiloyum 52.5’a inmeliyim... Bir kilo deyip geçmemek lazım çok önemli, çünkü şimdi bu bir kiloyu önemsemezsem yarın o iki, sonrasında üç, dört olup artacak...

Ah bu yeme şeytanları...
Sema Sener, Milliyet Blog yazarı 

Ne güzel tam istediğim kiloya inmişken son günlerde bir kilo almışım... Hemen önlem alıp vermem lazım. Bu aldığım bir kiloya sebep mi: yeni başladığım şirketteki öğlen yemekleri ve birlikte çalıştığım arkadaşımın abur cubur şeyleri fazla sevmesi. Haliyle insan tahrik olup yiyor az da olsa... Bir de bu aralar akşamları kaçırdım biraz, işte bunların hepsi üst üste gelince hemen kiloya dönüşüveriyor...

Haberin Devamı
Uzun senelerdir sürekli kontrollü yemeye alıştım, niçin ve ne yaptığımda kilo aldığımı iyi biliyorum, şu an 53.5 kiloyum 52.5’a inmeliyim... Bir kilo deyip geçmemek lazım çok önemli, çünkü şimdi bu bir kiloyu önemsemezsem yarın o iki, sonrasında üç, dört olup artacak...

Yediklerimiz her ne ise, yemek, pasta, çörek, börek, aşırıya kaçtığımızda bize kilo olarak geri dönüşüyor ya, benim bu konuda bir tespitim var. Öncelikle gerçek olan hepimizin bildiği gibi her şey beyinde bitiyor. Fazla yememeyi beynimize yerleştirdik mi bu bir, ikincisi ise benim düsturum olan yani yiyeceklerin ağzımızda kaldığı birkaç saniyelik zaman diliminde dilimizde güzel bir tat bırakıp midemize inmesi, o yiyeceği minicik bir parça da yesek aynı, kocaman bir parça yesek de aynı. Ağzımızda bıraktığı birkaç saniyelik tatlar uğruna bu kadar kilo almaya değer mi... Minik bir parça yiyip nefsimizi köreltmek yeterli sanırım, bunu kabullenirsek her şey daha kolay olur...

Katı bir şekilde yapılan diyete her zaman karşı oldum, kendimce bir sistem geliştirdim, başarılı oldum da. Her şeyi yiyorum ama az olmak kaydıyla... Beni hep böyle formda görenler sıkı bir diyet ve spor yaptığımı düşünüyorlar, oysa ki her şey yiyorum ve yazın yüzme, bir de işe gidip gelirken yaptığım yürüme dışında spor da yapmıyorum... Kiloyu verme aşamasında normalinden biraz daha az yemem icap ediyor ama sonra normal ritimde yemeye devam edebiliyorum...

Şimdi öncelikle beyaz ekmek yemiyorum unuttum artık, çok ender uç kısmından birazcık kopartıyorum, yetiyor Öyle güzel ve çeşitli ekmekler yapılıyor ki, bol tahıllı, çavdarlı, yulaflı, kepekli, envai çeşit ekmek türü var...Yemekle birlikte en fazla bir küçük dilim yemeye gayret gösteriyorum, zaten midem de artık fazla yemek kabul etmiyor haliyle küçülüyor zaman içinde, nasıl çok yediğimizde büyüdüğü gibi...

Haberin Devamı
Aslında herkesin bildiği şeyleri uyguluyorum, bu konu o kadar gündeme geldi ki mutlaka herkes okumuştur ya da izlemiştir, tatbik edebilen herkes kilo verebilir bence... Öncelikle lokmaların ebadı küçük olmalı, kendimizi çok yemiş hissi verdirtmek için birebir bu yöntem. Özellikle akşamları yemek yedikten sonra dişleri fırçalamak da çok yararlı, bir engel koyuyor yeme arzumuza, "bak işte dişlerimi de fırçaladım artık yemek faslı bitti" gibi. Bir de lokmaları iyice çiğnemek, ağızda fazla tutmak, yediğimiz her ne ise tadına vararak yemek de faydalı. Günde üç öğün yemek yerine beş ya da altı öğün yani sık aralıklarla az yemek daha isabetli oluyor. Yani mümkün mertebe çok acıkmadan, midemiz guruldamadan yememiz lazım çünkü çok acıkınca kendine hakim olamayabiliyor insan...

Gün içinde yediklerimi sıralamak istiyorum, sabah işe gitmeden bir dilim kare şeklindeki kepek ekmeğini ikiye katlayarak taze kaşarla tost yapıp bir bardak üzüm ya da nar suyuyla yiyorum. Saat on bir gibi bir adet meyveyle açlığımı bastırıyorum. Yarım gibi öğlen yemeği faslı, bir dilim kepek ekmeği çok az çorba, yemeğin susuz kısmından bir kepçe, bir iki yemek kaşığı dolusu da makarna yada pilav, küçük bir kase salata/yoğurt... Bu öğle yemekleri son günlerde fazla gibi gelmeye başladı, ya çorbayı ya da makarna/pilavı kaldırmam lazım, saat 4 gibi sabahki gibi bir dilim ekmekle kaşar peyniri, meyve, akşam da bir dilim ekmek, küçük bir tabak yemek ve salata, geç vakit çok acıkırsam bir meyve yiyorum... Çay, kahve sevmeyişim de artı bir puan benim için, çünkü şekersiz içemediğimden kilo almam kaçınılmaz olurdu...

Bu saydıklarım normal zamanda yediklerim, kilo vermek istediğim zaman öğünleri mevsime göre karpuz, beyaz peynir, ya da yoğurdun içine doğradığım meyvelerle geçiştiriyorum, bazen de yoğurdun içine kepekli bisküvi doğrayıp yiyorum, zaten aşırı kilom olmadığı için kısa zamanda o aldığım bir iki kiloyu verip normal yememe devam ediyorum... Onun için yukarıda bahsettiğim gibi aldığımız bir kiloyu dahi önemseyip onu vermemiz lazım, sonradan o birkaç kilo olunca vermesi de zorlaşıyor. İki yıl önce hayatımda ilk kez 60 kiloya çıktım, nasıl oldu ben de pek anlayamamıştım, o kadar zorlandım ki vermek için bir daha ipin ucunu kaçırmamaya karar verdim... Arada ender de olsa bir tabak mantı, bir dilim pasta, bir iki tatlı, börek de yiyorum, bunları sık yemediğim için kiloya dönüşmüyor

Şimdi aldığım bu bir kiloyu birkaç günde vermeyi planlıyorum, umarım her şey yolunda gider de veririm... Beynimdeki yeme şeytanlarıyla savaşıp galip gelmeyi başaracağım... Tüm kilo vermek isteyenlere kolaylıklar diliyorum...

Sema Sener'in diğer yazıları için tıklayın

Vücut Kitle İndeksi Hesaplama

Sağlığınızı kontrol altında tutmak için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplama aracını deneyin!

VKİ HESAPLA
Yazarlar