10 haneli köyde iş kurdu! Sağıp Ankara'ya, İstanbul'a satıyor: 'Sayıları 15'ti, 100'e çıkardım'
Ankara Üniversitesi astronomi ve uzay bilimleri mezunu olan Emine Çölkuşu, kurumsal hayatı bırakarak Yozgat'ta hayvancılık yapmaya başladı. Şimdilerde 100 büyükbaş hayvan bakan Emine, hiç yaşıtının olmadığı 10 haneli köyünde yaptığı üretimi ve yaşadıklarını anlattı.
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Yozgat’ın Güzelyayla Köyü'nde doğan Emine Çölkuşu, 13 yaşına kadar köyünde yaşamaya devam etti. Daha sonra ailesiyle Ankara'ya yerleşen Emine, eğitim hayatına burada devam etti. Annesi, babası 15 yıl sonra memleketlerine dönüp 15 büyükbaş ile hayvancılığa başladı ancak Emine Çölkuşu Ankara'da kalıp çalışmaya devam etti. Mezun olduktan sonra özel şirketlerde yönetici olarak çalışmaya başladı ancak büyükşehirde yaşayamayacağını anlayıp istifa ederek memleketine döndü. Çocukluğundan beri çok sevdiği hayvanlarıyla, köyde kendine yeniden bir yaşam kurdu. Şimdilerde açıköğretimde laborant ve veteriner sağlık bölümü okuyan Emine, hayvancılıkla ilgili gerekli eğitimleri de almayı da ihmal etmiyor.
HİÇ YAŞITI YOK, 10 HANELİ KÖYDE 100 BÜYÜKBAŞ BAKIYOR
10 haneli küçük bir köyde, hiç yaşıtı olmadan hayvancılık yapan Emine Çölkuşu annesi, babası, kardeşi ve anneannesiyle beraber yaşıyor. Köyün çoğunluğu göç etse de yazın nüfus kışa göre artış gösteriyor. "Eskiden köy denince aklınıza ne geliyorsa, ben tam anlamıyla öyle bir köyde yaşıyorum" diyen Emine, “Küçük bir köyde yaşıyoruz, 100 tane hayvanımız var. Doğumlarla beraber sayımızı artırıp üretmeye devam etmeyi planlıyoruz. Köyde günler yoğun geçiyor. Sabah erkenden kalkıp kahvaltımı yaptıktan sonra tavuklar ve kazlarla ilgileniyorum. Ahırı temizliyorum. Buzağı sürecinde onlarla ilgileniyorum. Hastalık geçirmeden bu dönemlerini atlatmaları için uğraşıyorum. Ahır işleri bittikten sonra süt sağma işlerine giriyorum. Oradan sonra da atlarla ilgilenmeye gidiyorum. 600 litreye kadar süt elde ettiğimiz dönemler oluyor. Süt sonrası kaymak ayırma, peynir ve tereyağı yapma işleri başlıyor” şeklinde konuştu.
Ailesi kendilerine yardımcı olacağı için Emine’nin köye yerleşmesine çok sevindi. Yaptıklarını gördükçe de gurur duyup takdir etmeye başladılar, işlerin büyük çoğunluğunu da artık ona ve kardeşine bıraktılar. Köyde internetin olmadığı zamanlarda okuldan arkadaşlarıyla iletişim halinde olamayan Emine Çölkuşu, şimdilerde köy hayatının gerçeklerini arkadaşlarına online gösterebiliyor. Arkadaşları da sosyal medyadan Emine’yi takip edip onunla övündüklerini ve yaptıklarını izlemekten büyük keyif aldıklarını dile getiriyorlar.
'BU KADAR İŞE NASIL YETİŞTİĞİMİZE ŞAŞIRIYORLAR'
İnsanların, köyde yapılan işler karşısında şaşırdıklarını söyleyen Emine, “Genellikle bu kadar işe nasıl yetişdiğimize şaşırıyorlar. Kaç tane çalışanımızın olduğunu soruyorlar. Bizim arka planda çalışan sadece bir tane işçimiz var, o da yaymayla ilgileniyor. Hayvanları götürüp otlama kısmıyla ilgileniyor. Geri kalan tüm işlere kardeşimle birlikte bakıyoruz” diyerek ekledi:
“Üretmekten de gurur duyuyorum. Bunu sosyal medyada paylaşarak örnek olduğum için de kendimi iyi hissediyorum. Çok güzel dönüşler aldığım oluyor ama çoğunluğu şaşırıyor. Astronomi mezunu olduğumu duyan insanlar neden bu bölümü seçtiğimi soruyorlar. Maalesef ülkemizde çok yaygın bir iş alanına sahip olmayan bir bölüm ve astrolojiyle karıştırılıyor. Astroloji bir bilim değildir. Uzay bilimleri ise geniş kapsamlı bir bölümdür. Yüksek derecede matematik ve fizik dersleri görüyoruz. Zor ve emek isteyen bir alan. Bu bölümden mezun olduğum için de çok mutluyum. Bana kattıkları için tüm hocalarıma teşekkür ederim. Unutulmamalıdır ki istikbal göklerdedir."
'SATTIĞIMIZDA VEDA ETMEK ÇOK ZOR OLUYOR'
Yaptığı işin en zor yanının bakıp büyüttüğü hayvanlarla vedalaşmak olduğunu söyleyen Emine Çölkuşu, “Bazen satışlarını yaptığımızda aramızdaki veda ve gittiklerinde yerlerindeki boşluğu görmek beni çok üzüyor. Bir diğer zor kısım ise buzağıların bakımı. Anne karnındaki gelişiminden doğuma, ilk süt emmelerinden anneleriyle aralarındaki bağ kurmaya kadar uzun ve zorlu bir süreç bulunuyor. Yem yedikten sonra yatmaları, keyifle oynamaları bize de heyecan veriyor. Küçücük bir bebekken büyüyüp kocaman olduklarını görmek mutluluk verici” ifadelerine yer verdi.
'KÖYE YOL GELİRSE İŞLERİMİZ KOLAYLAŞIR'
Şu anda köyde yollarının olmadığını ve yem getirme, süt dağıtma ya da veteriner işleri için bu anlamda zorlandıklarına dikkat çeken Emine, “Burası kar alan bir bölge. Eğer yol yapılırsa bu tür ihtiyaçlarımızı da kolaylıkla karşılayabiliriz ve sayımızı daha da artırabiliriz. Yol olmadığı için tüm maliyetler daha fazla oluyor. Bir ahır yaptırırken bile işçiden malzemelere kadar her şey büyük bir maliyet. Yol uzun ve zorlu olduğu için nakliye de çok masraflı. Ankara'da, İstanbul'da ve diğer illerde müşterilerimiz var” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:
“Amacım hayvan sayımızı 200’e kadar çıkararak artırmak, büyük ve soğutmalı bir süt tankı alıp sütün satışını yapmak. Ve bu süt üretimini ileriye götürmek. Bu ülkede üretime ihtiyacımız var. Ben de süt, yumurta, tereyağı, peynir elimden ne gelirse üretime destek olmak istiyorum. Doğal köy tavuğu yumurtasını üretip ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak istiyorum ancak yol probleminden dolayı yapamıyorum. Hayallerim bu şekilde; daha iyi yerlere gelmek, daha güçlü olmak. Ailemle beraber bu işin arkasında durmak istiyorum.”
