Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Nuray Şahin, 1975 yılında Ankara’da doğdu. Annesi ev hanımı, babası televizyon tamircisi olan Nuray’ın 5 kardeşi vardı. İlk ve orta öğretimini tamamlayan genç kız, bu süreçte el beceresine olan yatkınlığını fark etti. Bu durumu fırsata çevirdi ve lisedeki okul tercihini bu yönde yaptı. Cebeci Kız Meslek Lisesi El Sanatları bölümündeki dikiş nakış eğitimini başarıyla tamamlayan Nuray, sonrasında yani 19 yaşında evlendi. Ancak bu durum Nuray’ın içindeki üretme ve dikiş nakış konusundaki bilgi ve becerilerini başkalarına aktarma isteğini hiçbir zaman engellemediği gibi aksine daha da iyi yerlere gelmesini sağlayacaktı.
“El becerilerine olan yatkınlığım çocukluk yıllarıma dayanıyor. Annem komşuya giderdi, gelene kadar ben hamur yoğurup mantı açardım. Yani ilkokula giden çocukların sahip olmayacağı becerilere sahiptim. Yaşımın ilerlemesiyle birlikte bu beceriler dikiş nakışa evrildi. Eğitim için meslek lisesini tercih etmem ise bugünkü ben olmamı sağladı. Liseyi bitirdikten sonra evlendim ancak bu durum içimdeki sevgiyi hiç bitirmedi. Evlendikten iki yıl sonra yani 1993 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi Belmek kurslarında ‘Usta Eğitici’ olarak göreve başladım. Dikiş nakış konusunda bildiğim her şeyi paylaşarak, bu süreçte pek çok öğrenci yetiştirdim.”
'30 YIL ÇALIŞTIM, KEYFİME BAKAYIM' DEMEDİ
Bu süreçte iki çocuk sahibi de olan Nuray, eşinin işi dolayısıyla 18 yıl görev yaptığı Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni bırakmak durumunda kaldı ancak Gaziantep’teki Halk Eğitim Merkezi’nde 12 yıl ‘Usta Öğretici’ olarak çalışmaya devam etti. Fakat artık Nuray’ın toplamda 30 yıl sürdürdüğü usta öğreticilikten emekli olma vakti gelmişti. Pek çok kişi böyle bir bu durumda, "30 yıl çalıştım, emekli de oldum artık keyfime bakayım” dese de Nuray için geçerli değildi. O, çalışmalı ve üretmeliydi. Halk eğitimden emekli olmuştu ancak bu onun çalışamayacağı anlamına gelmiyordu. Önce eş dosttan aldığı siparişleri evde yapmaya başladı. Ancak ürünlerine ilginin artmasıyla birlikte artık kendi işimi kurma vakti geldi diye düşünüp ilk adımı attı.
İş kurma hayaliyle yanıp tutuşan Nuray, bu hayalini gerçekleştirmek için işe, bir yıl önce bir dikiş makinesi alarak başladı. Evinin bir odasını atölyeye çevirerek nevresim takımı, bebek ve çeyiz seti gibi ev tekstili ürünleri yapan Nuray, ürünlerini sosyal medyada paylaşmasıyla birlikte talebe yetişememeye başladı. Nuray o günleri, “Aldığım küçük çaptaki siparişleri evde yapıyordum ama bu boyutta büyük bir makine alarak, eve atölye kuracak bir duruma gelmemiştim. Çocukluk hayalim olan atölye kurmamı sağlayacak olan gelişme ise ürünlerime olan ilgi oldu. Hem de bu talep sadece yurt içinden değildi, yurt dışından da yoğun talep almaya başladım” diyerek anlattı.
“Yalnız çıktığım bu yolda ürünlerimin yoğun ilgi görmesiyle birlikte önce yanıma bir yardımcı aldım. Ancak Amerika, Avusturalya, Kanada, Suudi Arabistan, Pakistan, Fransa ve Türki cumhuriyetlerinden yoğun talep gelmesiyle birlikte gelen siparişlere yetişebilmek için yanımda istihdam ettiği kişi sayısını 3’e çıkardım. Yaptığımız işler emek istiyor, o yüzden yapımı zaman alıyor. Bu nedenle yurt dışındaki siparişlere yetişemiyoruz. Ancak bu konuda kadınlar desteklenirse ülke ekonomisine büyük bir gelir sağlanır.”
BEBEK SETLERİNE YOĞUN İLGİ VAR
Hem yurt içi hem de yurt dışında bebek setlerine yoğun ilginin olduğunu söyleyen girişimci kadın, “Bebek nevresim takımları, tulumları, yorganları, emzirme destek yastıkları, bebeğe özel nakış işlemleri kısacası bebeğe dair her şeyi üretiyoruz. Müşterimizin bize hayalindeki ürünü söylemesi yeterli oluyor. Temiz, kaliteli ve titiz çalışıyoruz ve bunun karşılığını alıyoruz. Her ev hanımının kesinlikle bir iş yapmasını öneriyorum. Çünkü mutlaka ilerliyor, olduğu yerde kalmıyor” dedi.
'BU İŞİN GELECEĞİ ÇOK PARLAK'
Şimdilik atölyeye çevirdiği evinin bir odasında 3 kadınla birlikte çalıştığını anlatan Nuray, “Bir yıl sonra büyük atölyeye geçmeyi hedefliyorum. Devlet destekli olarak atölyemi açmayı düşünüyorum ancak bu konuda bize sponsor olmak isteyenlere de çağrıda bulunmak istiyorum. Bu işin geleceği çok parlak. Pek çok kişi toplu sipariş vermek ya da bu ürünleri bizden alıp yurt dışında satmak istiyor fakat 4 kişi bu talebe yetişemiyoruz. Açılacak atölyeyle bu ilgi ve siparişe karşılık vermemiz mümkün olur” diye konuştu.
'BENİM İÇİN BİR NEVİ TERAPİ '
“Şu an 50 yaşına yaklaştım. Allah’tan dileğim beni bu işlerden uzak tutmasın" diyen girişimci kadın, sözlerine şöyle devam etti: “Gerçekten çok severek yapıyorum. Bir nevi terapi olduğunu söyleyebilirim. Tabii ki maddi olarak getirisi var ama insanın kafasındaki düşünceleri atmasını da sağlıyor. İnsan psikolojisi açısından çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Kazandığım para hem bana hem de yanımda çalışanlara harçlık oluyor. Bir bebek setini, iki kişiyle 3-4 günde bitiriyoruz. Bebek setinin satış fiyatı 3 bin lira civarında. Kaliteden taviz vermeden yaptığımız ürünlerin beğenilmesi bizi çok mutlu ediyor."