PazarZengin turist için yemek kadar şarap çeşidi de önemli

Zengin turist için yemek kadar şarap çeşidi de önemli

12.06.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

İstanbul'a zengin turistin gelmesini bekliyor isek dünyanın tanınmış şaraplarını lokantalarda bulundurmaya ve de dünya fiyatı ile satmaya mecburuz. Listeden şarap seçen yabancı müşteri o şarabın şişesinin dünyanın her yanında kaça satıldığını bilir. Ona göre ısmarlar ya da ısmarlamaz. Ancak Türkiye'de yabancı içkiler üzerinde çok yüksek vergiler var

Zengin turist için yemek kadar şarap çeşidi de önemli

Şimdilerde bizde de şarap üretimi ve tüketimi artmaya başladı. Ama biz kaliteli şarap üretimine yeni başlıyoruz. Yıllanmış şarabımız az. Bir önemli nokta da, şarapçılıkta en başarılı ülkelerde bile, ülke şarabı yanında başka ülkelerin şaraplarının da satılması. Böylece şarap içenler değişik ülke şaraplarını ve değişik markaları tadabiliyor. Beğendikleri şarabı her ülkede bulabiliyor.Günümüzde parası olanlar, yemekten çok şaraba para harcıyor. Geçen gün Sunset'in işletmecisi Barış Tansever ile sohbet ediyorduk. Çırağan Palace Kempinski otelinden aramışlar, "Çok önemli bir müşterimiz var. Şaraba meraklı imiş. İstanbul'da aradığımız markaları nerede bulabiliriz?" diye sormuşlar. "Size de yemeğe gelecek" demişler. Çift, Sunset'e yemeğe gelmiş. Şarap listesinden beğendikleri şarabı seçmişler. Bir başka şarap daha istemişler. Şarapların liste fiyatı toplamı 10 bin YTL dolayında imiş. Yemek için para almamışlar...Listeden şarap seçen, fiyatını görerek şarap ısmarlayan yabancı "hacı ağa" olamaz. Bu tür yabancı müşteri o şarabın şişesinin dünyanın her yanında kaça satıldığını biliyor. Ona göre ısmarlıyor veya ısmarlamıyor. Şarap eskiden fakirin içkisi idi. Şimdi zengin içkisi oldu. Her ülkede milli (yerel) içkiler yanında "ortak içki" şarap. Şarabın özelliği günün her saatinde, hem yemekle hem de yemeksiz içilebilmesi. Yüksek alkol içermemesi. Doğrudan meyve suyundan yapılan tek içki olması. Dünyanın en eski içkisi olması. Türkiye'de yerli şaraplar ve aslında tüm yabancı içkiler üzerinde çok yüksek KDV ve ÖTV var. Bu yüksek vergi fiyatları da artırıyor elbette. Sunset lokantası ise şimdilik bir avantaja sahip. İşletmecisi Barış Tansever, son zamanlarda TMSF tarafından satışa çıkarılan içkilerin en büyük alıcısı oldu. TMSF müzayedelerinde içkiler vergisiz satıldı. Böylece Sunset'in kavında bin şişelik bir koleksiyon oluştu. Bu koleksiyona dayalı olarak dünyanın en ünlü markalarının en değerli içkileri Sunset'te "dünya fiyatı" ile satılabiliyor.Bu bin şişe koleksiyon eriyince ne olacak? Hangi yabancı müşteri, vergi nedeniyle dünya fiyatının üç katına satılabilen şarabı içecek? Bu bilinmiyor."Bu da dert mi? Zıkkım içsin... Rakı içsin. Yerli şarap içsin" demek de bir tercih. Ama eğer turizmden para kazanmaya kalkmış isek, ama İstanbul'a zengin turistin gelmesini bekliyor isek dünyanın tanınmış şaraplarını lokantalarda bulundurmaya ve de dünya fiyatı ile satmaya mecburuz.Ülkemizin önde gelen şarap uzmanı Mehmet Yalçın, Sunset'in alımlarında ve kavının oluşturulmasında danışmanlık yapmış. Sommelier (şarap uzmanı servis elemanı) olarak Süleyman Şen'i yetiştirmiş. Kavıyla ünlü Taillevent'in şef sommelier'i Marco Pelletier de İstanbul'a gelerek danışmanlık yapmış.Sunset lokantası İstanbul'da Ulus semtinde Belediye Parkı'nın içinde; park günün her saatinde halka açık. Parkın duvarları dibinde belediye iki lokanta binası yaptırdı. Bunları açık artırma ile kiraladı. Tepedeki binada Metin ve Zeynep Fadıllıoğlu, Ulus 29 isimli lokantayı açtı. Parkın alt bölümündeki lokantayı ise Barış Tansever isminde, ABD'de eğitim gören bir genç Sunset ismi ile işletiyor. İngilizce Sunset kelimesinin Türkçesi "günbatımı".Ulus Parkı'ndan Üsküdar'ı, Topkapı Sarayı'nı, Boğaz Köprüsü'nü ve de güneşin batışını izlemek için illa da bu lokantalara gitmeye lüzum yok... Halkımız para vermeden, hiçbir ödeme yapmadan, parkın yeşillikleri arasındaki banklara oturarak da bu zevkten yararlanma şansına sahip. Sunset'te ünlü markaların değerli içkileri dünya fiyatına satılabiliyor Şu günlerde masalar bahçeye çıkarılmış. Bahçede modern beyaz tenteler altında, Boğaz manzarasına karşı yemek ve içki servisi yapılıyor. Sunset öğle saatlerinden gece yarısına kadar açık. Öğle yemeklerinde liste fiyatları üzerinden yüzde 20 indirim yapılıyor.Geçenlerde güzel bir havada Sunset'in bahçesinde şarap meraklısı bir zarif hanım ve de üç erkek ile Sunset'in pahalı şaraplarını tatmak ve de yemeklerini yemek şansım oldu. Yemekler nefisti ama şarapların tadını kaybetmemek için yemeklerin zevkini alamadım.Yemekten önce Louis Roederer Cristal 1997 (şişesi 1750 YTL) markalı şampanyayı tattık. İlk yemek ızgara tarak, portakal ve rezene ile hazırlanmış kılıç balığı carpacciosu idi. Bununla Taitinger Comtes De Champagne 1993 (şişesi 2 bin 250 YTL) içildi. Günümüzde giriş yemeği ile köpüğü alınmış pembe şampanya içmek adetten imiş.Tereyağlı pazı ve portakal aromalı BBQ soslu fırınlanmış pek nefis Balıkesir ördeği ile Grand Echezeaux Rene Engel 1988 (şişesi 1500 YTL) içildi. Fesleğenli püre ve kırmızı sos ile hazırlanmış Sunset filet yumuşacıktı. Bu yemek sırasında da bize Chateau Haut Brion 1976 (şişesi 1250 YTL) eşlik etti.Nihayet, vanilyalı dondurmalı hurma sufle yenildi. Bununla tatlı şarap Chateau d'Yquem 1993 (şişesi 2 bin 500 YTL) ikramı da adetten imiş. n Öğle yemeği mönüsünde yüzde 20 indirim yapıyorlar Bunları okuyanın çok kızacağını biliyorum. O halde neden yazıyorum? Dünyada böyle şeyler de var. Biz köfte ekmek ile karın doyurur, ayran içerken; başkaları bunları yiyor, bunları içiyor. "Bunlara neden para harcıyorlar?" diye de kızmayınız. Yurtdışındaki zenginler devleti hortumlayarak, ihale kaparak zengin olmuyor. Üretiyor. Para kazanıyor. Kazandığını da öbür dünyaya götüremeyeceğinden sağlığı yerinde iken yiyor.Barış Tansever'e bizim varlıklı kesimden ailelerin bu tür zevkleri olup olmadığını sordum. Genelde bizim varlıklı kesimin şarap kültürünün bulunmaması, böyle bir yaşam tarzına alışık olmaması nedeniyle bu tür yemekleri, bu pahalı şarapları genelde İstanbul'a gelen yabancıların tercih ettiklerini, bizim varlıklı kesimin dünyaca bilinen ünlü şarapları henüz tanımadığını anlattı.Sunset'in açılışından bu yana 12 yıldır aynı ekip işbaşında. Müşteri ilişkilerinden Kimya Ünal sorumlu. Mutfak şefi Hüseyin Arslan. Lokantanın yöneticisi ve şefi Gazi Akyol. Gazi Akyol'a Süleyman Şen, Nebil Süzer, İsmail Gökmen, Murat Alıcı, Hakkı Işık, Orhan Metin, Celal Işık ve Tümer Yılmaz yardım ediyor.Ben bu yazıda "uç"taki fiyatlardan söz ettim. Sunset'te her fiyat "uçuk" değil. Şarap listesinde ithal Fransız kırmızı şarapları da var. Şişesi 95 YTL. Doluca'nın ve Kavaklıdere'nin şişesi 35 YTL'lik kırmızı şarapları da bulunuyor mekanda. Bizim varlıklı ailelerimiz dünyaca ünlü şarapları tanımıyor