24.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Özge Tabak
Tıp doktoru ve fitoterapi uzmanı Milliyet Pazar yazarı Ümit Aktaş, CNN Türk’te “Sağlığınız İçin 2 Dakika” isimli yeni bir programa başladı. Yakın zamanda Dr. Ümit Aktaş’ın YouTube kanalında da yayınlanmaya başlayacak videolar. Ayrıca “Sağlığınız İçin İki Dakika” formatı kitap haline de getiriliyor. Sonbaharda çıkarılması planlanan kitap, insanların teknolojiyi kullanarak video da seyredebileceği bir kitap olacak..
- “Sağlığınız İçin 2 Dakika”ya başladınız.
Programda insanların sağlıklı yaşayabilmeleri için, hastalıklardan, ilaçlardan uzak kalabilmeleri için neler yapmaları gerektiğini anlatıyoruz. Beslenme önerileri ve pratik kürler veriyoruz. Sağlığı korumanın, hastalanıldığında da iyileşmenin ilk yolu beslenmeyi düzenlemek. Vücudumuzda 350 metrekare bağırsak taşıyoruz. Bu bağırsaklarda beynimizdeki hücre sayısı kadar sinir hücresi ve vücudumuzdaki probiyotiklerin yüzde doksan dokuzunu taşıyoruz. Bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzde yetmişi bağırsaklarda... Her birimiz dünyayı algılamak denilince beş duyudan bahsederiz ama aslında en önemli dünyayı algılama duyumuz bağırsaklarımız. Siz ne yerseniz osunuz. Kereviz eksi on derece soğukta, toprağın altında kocaman bir yumru büyütmeyi bilir. Kış şartlarında dayanıklı olması için gereken maddeleri üretir. Siz de kışın kereviz yediğinizde soğuğa dayanmayı, kış şartlarında hastalanmamayı öğrenirsiniz. Dolayısıyla vücudunuzun yaşadığınız iklimle, mevsimlerle, diğer insanlarla, toprakla iletişimini sağlayan beslenmenizdir.
“Televizyon dilini iyi kullanmak önemli”
- İki dakikalık bu format nasıl gelişti?
İnsanlar modern çağda uzun videolar seyretmek istemiyor. Bir konuyu yarım saatte anlattığınızda ilgi dağılıyor. Programımız iki dakikalık ama çok defa ve farklı saatlerde tekrar ediliyor. Bunun da büyük avantajı var, farklı izleyici kitlelerine denk geliyor ve daha kalıcı oluyor. Zaten amaç da buydu.
- Basılı yayınların yanında televizyon mecrasını tercihizde neler etkili oldu?
Ünlü bir felsefeci kitabını yazarken bitirdiği her bölümü kasabına okuturmuş. Kasap anlamazsa yırtıp yeniden yazarmış. Benim de temel amacım bu. Ben ilkokul mezunu bir insanın anlayabileceği şekilde anlatmak, yazmak istiyorum. Doktor olarak aslında yaptığım koruyucu hekimliktir. İnsanları hastalanmadan önce korumaya çalışıyorum. Koruyucu hekimlik denilince sadece aşılama olarak algılanıyor. Koruyucu hekimlik eğitim faaliyetlerini de içerir; kitap yazmak, sağlık programı yapmak, sosyal medyayı kullanmak eğitim faaliyetlerinin içindedir ve doktorların görevleri arasındadır. Bu noktada televizyon çok büyük önem kazanıyor. Okuma oranının düşük olduğu bir toplumda televizyonda, görsel eşliğinde hitap etmek insanlarda daha kalıcı bilgiler oluşmasına yardımcı oluyor.
- Sizin sağlık programlarında eksik olduğunu düşündüğünüz noktalar neler?
Bir sağlık programında halkın anlayacağı dilde konuşan ve televizyon dilini, görselliği iyi kullanan bir doktor olmalı. Bunun dünyadaki iyi örneklerinden biri memleketlimiz Doktor Öz. Televizyonda ciddi bir konuyu anlatırken insanların dikkatini çekebilmelisiniz. Türkiye’deki en önemli eksiklik bu. Monoton bir üslupla, bolca Latince kelime kullanarak anlatırsanız insanlar bir şey anlamaz. Anlayacakları lisanda ve görsellik kullanarak anlatmak gerekiyor. Bunlar yapılırsa sağlık programları daha çok izlenir.
- Özellikle size sorulan sorular var mı?
İnsanlar uygulayabilecekleri pratik tarifler istiyor. Evlerinde yoğurt yapmak; sirke yapmak, turşu kurmak... Bu pratik bilgiler unutuldu. En çok gelen sorulardan biri “İlk yoğurt mayasını nereden bulacağım?”, programda da yoğurt mayasının, evde kolay turşu kurmanın tarifini verdik. “Sınavlarda nasıl beslenmeliyiz?”, “Kısırlığı engellemek için nasıl beslenmeliyiz?”, “Zeytinyağı nasıl bir mucizedir?” gibi dikkat çekici konular üzerine de bölümler gelecek.
“Sağlığınız için 2 Dakika” hafta arası saat 10.40, 16.40 ve 01.30’da; hafta sonu ise saat 12.40, 16.40 ve 01.50’de yayınlanıyor.
Sağlıklı yaşam için olmazsa olmazlar
- İki dakikada öğrenebileceğimiz böyle temel bilgilerle hastalıklardan korunmak mümkün mü? Aslında sağlıklı olmak bu derece basit mi bizler için?
Temelde birtakım kuralları yerine getirdiğiniz zaman çoğu hastalıktan korunmak ve hastalık meydana geldikten sonra da iyileşmek mümkün. Hastalıktan korunmak istiyorsanız bir kere beslenmenizi geleneksel beslenmeye çevireceksiniz. Bundan seksen sene önce anneanneniz, dedeniz, nineniz ne yiyorsa o şekilde yemeye gayret göstereceksiniz. Mümkün olduğunca hareket edeceksiniz. Muhakkak surette hayatınıza ekstra spor katacaksınız. Haftanın en azından üç gününde pilates, yoga gibi veya fonksiyonel egzersiz gibi egzersizler yapacaksınız. Hiçbir şey yapamıyorsanız yürüyeceksiniz.
Bundan elli yıl önce standart gıdanızı aldığınızda beş birim Omega 3, bir birim Omega 6 alıyorken günümüzde bu oran tersine döndü. Omega 3 sağlık için gereklidir ve vücudunuz üretemez, dışarıdan gıdalarla almak zorundasınız. Omega 6 ise zararlı, vücuttaki inflamasyonu artıran bir yağdır. Bu durumda mecburen Omega 3’ü takviye olarak almak zorundasınız. Peki günümüzün zararlıları, belalıları nelerdir? Şeker, gluten, işlenmiş gıdalar, hibrit tohumlar, GDO, tarım ilaçları... Bunların hepsinden ve kanserlere, obeziteye, diyabet gibi hastalıklara yol açtığı gösterilen nişasta bazlı şekerden uzak durmamız gerekiyor. Bunlar haricinde sağlıklı yaşamak için sağlıklı uyku çok önemli. Saati kişiye göre değişir, sabah dinç uyanıyorsanız yeterince uykunuzu aldınız demektir ama bunun da bir takım kuralları var: Karanlıkta uyumanız gerekli melatonin hormonunun salgılanması için. Odanızda mümkün olduğu kadar elektronik eşya olmamalı. Yatağınız pamuklu nevresim, yorganlarla yani doğal malzemeyle üretilmiş olmalı. Bunların haricinde daha önemli bir şeye gelelim. Mutlu yaşıyorsanız, hayata bağlıysanız, etrafınız sevdiğiniz insanlarla doluysa… Oxford çalışma yaptı; kalabalık yaşayan insanlar daha uzun ve sağlıklı yaşıyorlar. Kalabalıktan kasıt insan sayısı değil, yalnızlık duygusundan bahsediyoruz. Etrafınızda sevdiğiniz ve sizi seven iki kişi bile varsa dünyanın şanslı insanlarındansınız. İnsanlara yardım etmek için çaba harcamanın da insanı daha az hastalandırdığı, bağışıklık sistemini desteklediği gösterildi. Dolayısıyla bir insanın elinden tutup yolun karşısına geçirmek bile sizin sağlığınızı olumlu etkileyecektir.