PazarTürkiye sularındaki köpekbalıkları

Türkiye sularındaki köpekbalıkları

16.07.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:

14 Temmuz Köpekbalığı Farkındalık Günü vesilesiyle Türkiye denizlerinde görülen 37 köpekbalığı türünden en yaygın, en agresif ve en nadir olanlara yakından bakıyoruz.

Türkiye sularındaki köpekbalıkları

Ceyda Ulukaya - Geçtiğimiz ay Kızıldeniz’de bir turistin köpekbalığı saldırısına uğradığı görüntüler, deniz ekosisteminde besin zincirinin tepesindeki bu devasa canlıları yeniden gündeme taşıdı. Başta Ege ve Akdeniz olmak üzere Türkiye sularında da barınan pek çok köpekbalığı türü bugünlerde, sualtı canlılarıyla çok daha fazla haşır neşir olan tatilcilerin kameralarına yakalanıyor, sosyal medyada panik havası yaratıyor. Oysa köpekbalıklarının varlığı sağlıklı deniz ekosistemlerinin bir göstergesi ve araştırmalar 100 yıl içinde her 3 türden birinin yok olacağına işaret ediyor. Köpekbalığı araştırmacısı ve su ürünleri yüksek mühendisi Hakan Kabasakal, “Saldırı çığırtkanlığı yapmanın, insanları paniğe sürüklemenin iki tarafa da yararı yok. Köpekbalıklarıyla denizlerimizi paylaşmayı öğrenmeliyiz. Çünkü yok olmaları halinde, zaten sağlıkları başka sebeplerle bozulmaya yüz tutan denizlerimizde daha da sağlıksız ve çorak bir dönem başlamış olacak” diyor. 14 Temmuz Köpekbalığı Farkındalık Günü vesilesiyle Hakan Kabasakal’ın rehberliğinde Türkiye denizlerinde görülen 37 köpekbalığı türünden en yaygın, en agresif ve en nadir olanlara yakından bakıyoruz. 

Haberin Devamı

En yırtıcılar

Büyük beyaz köpekbalığı (Carcharodon carcharias): Akdeniz’deki başlıca avını orkinoz gibi dev kemikli balıklar oluşturduğu halde zaman zaman şişe burunlu yunuslara ve dev deniz kaplumbağalarına bile saldırdığı olur.  

Sivri burunlu harharyas (Isurus oxyrinchus) 

Mavi köpekbalığı (Prionace glauca): Nispeten daha küçük kemikli balıklarla ve kalamarlarla beslenmeyi tercih eder. Burada avın çeşidini belirleyen temel faktörler köpekbalığının cüssesi ile çene ve diş büyüklüğüdür. Uzunluğu 5 m olan bir büyük beyazın çenelerinde kenar uzunluğu 6 cm’ye yakın olan, üçgen şeklinde ve testere gibi tırtıklı dişler vardır. Bu tür avını ısırırken birkaç tonluk bir bası yapar. 

Yaygın türler

Altıyarıklı bozcamgöz (Hexanchus griseus): Denizlerimizde en fazla görülen ve deniz tabanı yakınında yaşamaya uyum sağlamış büyük bir tür. Marmara’dan Akdeniz’e kadar olan derin düzlüklerin tek kelimeyle mutlak hakimi. Zaman zaman Karadeniz’e de çıkabilen bu türün asıl yaşama alanı Marmara’dan doğu Akdeniz sularımıza kadar uzanan derin deniz alanlarıdır. Ancak 20-30 m gibi sığlıklara da girebilir ve 2 bin 500 metre derine de inebilir. 6 metreye yaklaşan uzunluğuyla derin karanlığın efendisidir. 

Haberin Devamı

Dikenli camgözler (Squalidae ailesi) Ağırlıklı Karadeniz ve Marmara’da görülüyor.  

Sapan köpekbalığı  (Alopiidae ailesi): Uzun kuyruğu adeta bir kırbacı andırır. Ağırlıklı olarak Ege ve Akdeniz’de görülür.   

Küt burunlu camgöz (Dalatias licha) ve Yutucu köpekbalığı (Centrophorus uyato): Marmara’dan Akdeniz’e kadar görülse de noktasal bir dağılım sergiler.  

Kedi balıkları (Scyliorhinidae ailesi) 

Adi camgözler (Triakidae ailesi) 

Türkiye sularındaki köpekbalıkları

3 türden 1’i yok olma tehlikesi altında

Kabasakal “Köpekbalıklarının nüfuslarını azalmanın eşiğine getiren, hatta önümüzdeki 100 yıl içerisinde her 3 türden 1’inin kesin yok oluşuna neden olabilecek başlıca neden hedefli ya da hedef dışı balıkçılık. Dünya deniz ve okyanuslarında yaşayan 1282 kıkırdaklı balık türünden 536’sı köpekbalığı türlerinden oluşuyor. Aşırı avcılık nedeniyle 391 tür ya da her 3 türden 1’i bu yüzyılın sonunu göremeyebilir. Aşırı avcılığın bu yok oluş hikâyesindeki payı neredeyse yüzde 70’i buluyor. Deniz kirliliği, habitat kaybı gibi nedenler de bunu ivmelendiriyor. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin yayınladığı kırmızı listelerde tehlike altında olarak sınıflandırılan türlerin giderek çoğaldığını endişeyle izliyoruz; çünkü köpekbalıkları ve genel olarak kıkırdaklı balıklar sağlıklı deniz ekosisteminin göstergesi. Bu yüzden korumamız gerek.

Haberin Devamı

Bunlara dikkat edin:

Hakan Kabasakal’ın 4Deniz Yayınları’ndan çıkan “Türk Sularında Köpekbalıkları” kitabında yer verdiği, köpekbalığıyla karşılaşma ihtimaline karşı tavsiyeler şöyle: 

Köpekbalıklarının sık görüldüğü bölgelerde denize girmeyin. 

Yalnız dalmayın. 

Vücudunuzda açık yaralar varsa denize girmeyin; kan kokusu önemli bir uyarıcıdır. 

Görüşün iyi olmadığı sularda yüzmeyin. 

Denizin aniden çok derinleştiği yerlerde, örneğin sualtı uçurumlarının başlangıçları yakınında yüzmekten ve dalmaktan kaçının. 

Haberin Devamı

Balık ya da yunus sürülerinin arasında yüzmeyin; bu tür sürüler avcı köpekbalıklarının daima ilgisini çeker. 

Köpekbalıkları şafak vakti ve gece daha aktif beslenme davranışları sergilediklerinden günün bu saatlerinde denize girmeyin. 

 İlki 1948’de Adana’da 

Kabasakal, Türk sularında ölümle sonuçlanan ilk köpekbalığı saldırısının 1948’de Adana’da yaşandığını söylüyor: “Sonrasında 1967’de Marmara’da, Tuzla açıklarında yaşanmış bir başka olayda ise bir doktorun köpekbalığı saldırısına kurban gittiğini ima eden kanıtlar var. 2019’da Mersin açıklarında balık kafesi bakımı yapan balıkadamların birkaç sıyrıkla atlattığı hafif saldırı ise benzeri tesislerin köpekbalıklarına etkisi konusunda bizleri uyarıyor.”