Pazar“Şöhret demek her an kriz demek”

“Şöhret demek her an kriz demek”

23.02.2020 - 05:00 | Son Güncellenme:

Özgür Aras: “Şöhret pırıltılı bir kelime değil mi? Kulağa hoş geliyor. Eğer şöhretsen her an krize hazır olman gerekiyor. Şöhret demek her an kriz demek. Eğer o kriz ile başa çıkabilirsen güçlüsündür”

“Şöhret demek her an kriz demek”

Özgür Aras… O Türkiye’nin neredeyse bütün starları ile çalışıyor. Tanıdığınız birçok ünlü ismin iletişim danışmanı. İşi starları parlatmak, uzun ömürlü olmalarını sağlamak, krizleri yönetmek. Seneler içerisinde öyle önemli isimlerle çalıştı öyle büyük krizleri yönetti ki o da artık hepimizin tanıdığı bir isim oldu. Bende “Mekânın sahibi kim?” diye ona sordum. İşin şakası bu tabii; Özgür ile konuşarak nasıl ünlü olunur ve nasıl kalıcı olunur sorularının yanıtını aradım. Malum genç nesil hemen ünlü olmak ve kolay yoldan para kazanmak istiyor. Özgür’e göre ise bu mümkün değil. İşte bu röportajda şöhretin nasıl bir şey olduğunu ve ne gerektirdiğini bulacaksınız.

Haberin Devamı

 - Klasik anlamda ‘basın danışmanlığı’ ya da ‘menajerlik’ hizmetlerinden öte bir durum seninki değil mi?

Ben biraz hayal satıyorum. Hayal ediyorum, hayal ettikçe üretiyorum. Ürettikçe de projenin her ayağı ilerlemiş oluyor. Nasıl bir albüm kapağı olsun, nasıl bir basın fotoğrafı, nasıl bir klip hepsi çıkıyor… Bu iş ekip işi. Ben hayal ettiklerim üzerinden briefleri veriyorum, sonra o hayallerin gerçek olması için çalışıyoruz.

- Mesleğinin tam tanımını nedir?

Marka olan veya markalaşma sürecindeki bireyin, mekanın ya da ürünün hızlı ve sürdürülebilir metotlarla kalabalığın içinden sıyrılması, heyecan yaratması, parlaması ve dikkat çekmesi için çalışıyorum.

- Parlaması derken ne anlamda…

Kuş mu konduruyorsun manasında mı sordun? (Kahkahalar)İletişim danışmanı kuş kondurmaz, bir kuş varsa onu uçurur. O kuşun uzun soluklu uçmasını sağlar.

Haberin Devamı

“Yeni neslin starları Edis Ve Aleyna Tilki”

- Star ışığı nedir? Yeni nesilde star ışığı gördüğün birileri var mı?

Tam adlandıramam ama bunu bir mekana gidince öyle bir gözüme takılır ki, kendine baktırır bütün gözler ona döner. Çünkü onda bir ışık vardır. Star ışığın elektriğin yoksa asla bir şey olamazsın ve o öğrenilebilecek bir şey değildir; doğuştan vardır. Hiçbir şey değilsinizdir ama sokağa çıktığınızda kalabalığın içinde herkes size bakar. Bazı kadınlar vardır pazara çıkarlar bütün kadınlar dönüp ona bakar; işte o star ışığıdır. Bir de bir starın bir hayat öyküsü olmalı. Hülya Avşar’a bakın, Tarkan’a bakın, Madonna’ya bakın niye star; çünkü bize çok malzeme veriyorlar, ilginç hayat öyküleri var. Yeni nesilde de bana göre Edis ve Aleyna Tilki’nin bir ışığı var.

- Yeni nesil hemen ünlü olmak istiyor ve neredeyse herkes ünlü olmak istiyor. Kolay yoldan ünlü olmak mümkün mü?

Sosyal medyada baktığın zaman herkes bambaşka bir hayat gösteriyor. Doğal olarak da insanlar kolay olduğunu zannediyor. Sosyal medyada onu yaparım, bunu yaparım diye bana geliyorlar mesela hep bir örnekleri var. Tanınırsın ama bu geçici olur. Evlilik programlarındakilere bak hepsi tanındı, adı şöhretse şöhret oldular. Program bitti. Hepsi teker teker yok oldular. Allah korusun ölenler intihar edenler… Üretimin olması gerekiyor, emek gerekiyor ve markanı iyi yönetmen gerekiyor. Gençler kolay yoldan para kazanmanın derdindeler. Kalıcı bir şey yapmadan 1-2 yıl giderler. Bir de “mış” gibi yapanlar var. Benim Özgür Aras olarak konserini duymadığım, şarkısını bilmediğim kişiler star gibi davranıyor. Kendilerine sorarsan hepsi star ama konserlerinde bilet alan yok. Bir de benim karşıma gelip starcılık oynuyorlar.

Haberin Devamı

 “Pahalı bir adamım”

- Neden bir mekân, bir organizasyon ya da bir ünlü sana teslim ediyor kendini?

Hepsi bilir ki Özgür Aras onlar için düşünür, üretir ve hayal eder. Her ürün kendimmişim gibi hareket ederim. Ben onlar için düşünen, onların haklarını koruyan biriyim. Çalıştığım kişilere bu lüksü yaşatıyorum. Farkım, işime yatırım yapmam ve zamana ayak uydurmam. Ve pahalı bir adamım… 

- Söz konusu ürünün (kişi, mekân vs.) haber olması için çabalandığı kadar olmaması için de çabalandığı durumlar oluyor mu? Nasıl kurguluyorsun o süreci?

Haberin Devamı

Algın açıksa, işini takip ediyorsan ve iyi bir de gözlemciysen zaten her şey önüne gelir. Pazarlama stratejisinin en önemli kuralı bence kriz yönetimi. Hedef kitleni de tanıyacaksın. Eğer onları tanıyorsan nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmayacağını biliyorsan onlar sana doğru yolu gösterir. Kriz yönetmeyi bilmezsen PR hizmeti veremezsin. 

- Türk magazin tarihine damga vuran birçok krizi sen yönettin…

Kriz işte… Hiçbirini hatırlamak ve hatırlatmak istemem. Hepsi geldi ve geçti… 

 



“Şöhret demek her an kriz demek”


“Meşgul olursan meşgul edersin”

- Peki, senin kendi markanın sırrı ne? Çünkü sen başkalarını ünlü yaparken kendin de ünlü oldun.

Olabildiğince görünür olmayı severim. Dikkat çekip öne çıkmak isterim. Üretken olurum, hareketli olurum, yeni bir iletişim biçimi, yeni sunuş biçimleri ile insanların kafalarını ve gönüllerini meşgul ederim. Meşgul olursanız meşgul edersiniz. O yüzden bir bakmışsın köşe yazarlığı yapıyorum bir bakmışsın kitabım çıkıyor bir bakmışsın “Eelence”yi yapıyorum, bir bakmışsın televizyon programı. ‘Gündem yarat, yeniden gündeme gel, gündemi yenile’ markamın sırrı.

Haberin Devamı

- Meslek hayatında ‘pusula’ kabul ettiğin isimler var mı? Kim bunlar ve neden?

Benim meslek hayatımın başında idollerim vardı. Ahmet San, Liza Tuna, Stelyo Pipis ve Erkan Özerman. Onların yaptıkları bana yol gösterdi. Ve Ajda Pekkan… Çalışkan, üreten, yenilikçi, disiplinli. Bu sektörde olan herkes mutlaka Ajda Pekkan’ı incelemeli. Mesleki anlamda önemli bir anahtardır bu.

“Sosyal medya iyi yönetildiği zaman bir hazine”

- Sosyal medya senin işlerini ne yönde etkiledi? 

Sosyal medya işi kolaylaştırdı. Ben temsil ettiğim her markanın hedef kitlesiyle iletişim halinde oldum. Sosyal medya iyi yönetildiği zaman bir hazine. Günlük gazeten var elinde. Takipçi sayın da tirajın. Ne duyurmak istiyorsan ne paylaşmak istiyorsan kendi cümlenle anlatıyorsun. Biraz da renklendirirsen bu işi, işin daha kolay…

- Çalıştığın isimlerin hayatının tam ortasında yer alıyorsun çoğu zaman... Kim bilir neler biliyorsun… Bunca sırla yaşamak ağır bir iş değil mi?

Her işin kendine göre vardır ağır tarafları. Ben seçtim bu yolu, ben istedim şimdi yakınmamın bir âlemi yok. Bir yol arkadaşlığı yapıyorsun acısıyla tatlısıyla, alkışlara ortak oluyorsun. Benim bildiklerim başkaları için çok önemli olabilir ama günlük rutin hayat içinde bana sıradan gelebiliyor bazen…

“Deniz’in anneliğine hayranım”

- Ben senin evlat edinmek istediğini biliyorum ve hayatında da çok önemli bir kız çocuğunun olduğunu… Onunla bağını biraz anlatır mısın?

Deniz Akkaya’nın kızı Ayşe evet. Benim 21 yıllık arkadaşım Deniz, biz çok uzun yollardan geçtik. Beraber büyüdük; 10 yıl önce bir çocuk sahibi olacağını söyleyince ben çok mutlu oldum. Elime doğdu Ayşe. Hayatımda bir sürü şeyi değiştirdi. Gerçekten çocuk hayatındaki her şeyi değiştirebilirmiş. Biz beraber çok eğleniyoruz, tatillere gidiyoruz. Sağ olsun Deniz de bunu destekliyor. Ben Ayşe’yle yepyeni bir dünya keşfettim. Benim yaptığım işle hiç alakası yok. Teknolojiyle ilgili takıldığımda ona soruyorum. Dijital bir mecrada bir menajerin hayatını anlatan bir film izlemiş, bana o filmi izlememiz gerektiğini söyledi. O kadar güzel cümleler kuruyor, o kadar akılı ki, Deniz’in anneliğine hayranım. Bir de Bodrum’da en yakın arkadaşımın oğlu Demir var, 2 yaşında onla da arabaları keşfediyorum. Öyle keyifli bir dünyam var. Evlat edinmeyi de çok istiyorum. Bunun için hazırlıklara da başladım. Evlatlık olmasa da koruyucu aile olabilirim.

“Kendimi metroya benzetiyorum”

- Sanatçı, iş insanı, gazeteci, basın danışmanı, çalışma arkadaşı diye ayırmaksızın soruyorum; üzerinde emeğin olan ama vefasızlık yapan birine tepkin ne olur?

Bu dağ ne rüzgarlar gördü. Kendimi bir metroya benzetiyorum. Her durakta birileri biniyor, birileri iniyor. Birileri de uzun yol gidiyor. Meslek hayatımdaki 27 yıl, yaşanmışlıkla tecrübedir bana. Yaşayarak deneyimledim, referans aldım her şeyi kendime. Vefasızlık demişsin… Benden öncesine bakarım hep ne söylenir ne cümleler kullanılır karşımdaki için diye. Eğer biri için kurulan cümleler hep benzerse sadece vagonumda birkaç durak gider, durağı geldiğinde iner. Ölüm her şeyin gerçeği. Egolarıma aralarda yenilerek büyük cümleler kurabiliyorum ama bu gerçeği hatırlayınca kim bana ne yaşattıysa ona ve hayata öğretisi için teşekkür ediyorum. Kırgınlıklarım ve küslüklerim uzun sürmez.

- Bu kadar birbirinden farklı ünlüyle çalışıyorsun ve hepsi de seni çok seviyor görünüyor. Nasıl başarabiliyorsun?

Sezen Aksu içimde yaşattığım duygunun şarkısını yapmıştı yıllar önce. “Ama fazla da üzülme, hayat bitiyor bir gün. Ayrılıktan kaçılmıyor. Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür. Ömür imtihanla geçiyor. Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem, gitmem” diyordu şarkısında. Kim bana ne yaşatırsa yaşatsın, ölümün olduğunu bildiğim için tevazuuyla sarılıyorum bacaklarına; gitmesinler benden, hep kalsınlar, ben nefes aldıklarını bileyim diye. Ölümün varlığını en yakın arkadaşım Ajlan Büyükburç’un ölümüyle o acıyı en derinden ve çok ufak yaşta hissedince, hayat beni bu konuda beklentisiz yaptı. Karşılıksız sevmeyi öğretti. Ama ben halimden çok memnunum. Kısaca ölümün var olduğu dünyada acı söz söylemeden geçip gitmek istiyorum.

- Şöhret zehirli bir şey mi?

Şöhret pırıltılı bir kelime değil mi? Kulağa hoş geliyor. Artıları olduğu kadar eksileri de var. Şöhreti kullanış şekline bağlı. Eğer şöhretsen her an krize hazır olman gerekiyor. Şöhret demek her an kriz demek. Eğer o kriz ile başa çıkabilirsen güçlüsündür.

- Sence imajla marka arasındaki fark nasıl?

İmaj geçicidir, marka her şey. Her ünlü kendini marka sanıyor. Oysa bu iş çok ayaklı ve entegre bir proje. İmaj, marka olmanın ayaklarından sadece biri. Pazar analizi, hedef kitle belirleme ve konumlandırmanın akabinde PR, imaj yönetimi ve medya planı beraber yürütülmeli. Bizim ünlüler genelde marka denince bilinirlik anlıyorlar.

- Aynı anda birçok sanatçıyla çalışmak rekabet açısından bir sorun yaratıyor mu?

Ben işimi yapıyorum ve onlar için en iyisini yapmaya gayret ediyorum. Onlar da bunu çok iyi biliyor. Evet, rakip olabilirler ama onlar için en iyisini yapmak için çaba gösteren biri olduğumu çok iyi bilirler. Biri ayrıcalıklı değildir. Hepsi kıymetli ve özeldir. Onu kalpten hissederler. Bunu bildikleri için de hiçbir sorun olmaz.

 - Asla çalışmam dediğin biri var mı?

Aklıma bir isim gelmedi ama her şeyi bildiğini zanneden, başına buyruk biriyle çalışamam.

 - Dünya starlarından en çok kimle çalışmak isterdin?

Michael Jackson ya da Oprah Winfrey.

- Türkiye’de hayal ettiğin herkesle çalıştın mı?

Evet, Türkiye’nin en önemli starları yıllardır benim ve ekibimle çalışıyor. O yüzden hep şükrediyorum Allah’a.

 - En çok kimden etkilendin?

Sezen Aksu. O benim kalbimde kilitli bir kapının açılması için anahtar oldu. Annemin vefatından önceki ve sonraki dönemde, ben acılar içinde kıvranırken hayatla olan tecrübelerini benimle o kadar içten paylaştı ki, kalbimde kapalı duran bir kapıyı açtı. Ben de şimdi kalbinde kapalı kapıları olanların kalbini açmak için çalışıyorum. O bana merhem oldu. Belki ben de başkalarının acılarına merhem olurum. Onun benim kalbime dokunduğu gibi dokunabilirim birilerine.

 “Starlar için kendileri dışında vazgeçilmez kimse yoktur”

- Sence star kimdir?

Star şarkıcı, oyuncu, patron, müdür, milletvekili, garson… Oldukları yapı içerisinde her yere her düzeye ulaşabilen, dikkat çeken, etkileyen, nasıl etkileyeceğini iyi bilen, etki ve liderlik gücü olan kişilerdir. Bir konuda uzman olmalarına gerek yoktur. Biliyormuş gibi yaparlar, kilit noktayı çözdüler mi yürürler o konu üzerinde. Bu özellikler varsa gerisi gelir zaten.

Star olmak için ne sese ne şarkı ya gerek var bence…

- Starlığın en önemli şartı nedir?

Yetenekli olanlar kazanır gibi hikâyelere rağmen gerçekte görünür olanlar kazanır. Görünür ve bilinir olmaktır starlığın en önemli şartı. Ailelerinden, çevresinden, en yakınından herkesten vazgeçebilirler. Starlar için vazgeçilmez kimse yoktur kendileri dışında.

- Peki, starlar dost olur mu?

Ünlüden dost olmaz derler. Ben buna katılmayanlardanım. Şahane iki insan var Sezen Aksu ve Yonca Evcimik. Onlar gibi daha da dost hanemde birkaç isim sayabilirim ben.

- Starlar sırdaş mıdır?

Kendi sırlarını asla vermezler. Vermiş gibi yaparlar. Senin hakkındaki her şeyi detayına kadar öğrenmek isterler ama.

- Star kalabilmek için neye ihtiyaçları vardır?

Starlık emek, plan ve çaba ister. Starlık çabuk el değiştirmeye açıktır. O yüzden çok çalışmaları gerekir. İyi bir ekibe, iyi bir avukata, mali müşavire, doktora ve iyi bir dosta ihtiyaçları vardır.

- Starlarla uzun süre iş birliği yapılabilir mi?

Kişiye, kuruma, ortama bağlanmayı genelde zayıflık olarak görürler. Bağlanmış gibi yaparlar. Ama bağlandıkları tek şey starlıklarıdır. Gerektiğine inanıyorlarsa herkesi silip etraftaki yapıyı sıfırdan yeniden kurarlar.

- Son zamanlardaki popçu rapçi tartışmasına gelirsek sence popçular mı star, rapciler mi?

Hızlı tüketim, hızlı üretim dönemindeyiz. İşin ritmi değişti; ritmin dışındaysan geride kalmışsın demektir. Rapcilere bak neredeyse ayda bir şarkı çıkarıyor. Sürekli bir üretim var onlarda, bizim popçuların bir şarkı çıkarması nerdeyse en kısa sürede altı ay. E, bakınca rapcilerin listede her ay yeni şarkısı var. Popcular kadar rapçiler içinde de star isimler var. Ceza‘ya bakın yıllardır markasını yaşatıyor.

“En samimisi Seda Sayan, en güzeli Ajda Pekkan” 

- En cesur star kim?

Zeki Müren tabii ki. Onun üstün birinin geldiğini düşünmüyorum. Kimliğini ve tarzının arkasında hep durmuş çünkü.

- En samimisi kim?

Seda Sayan samimiyeti ile hep dikkat çekti. Onun arkasından Demet Akalın geliyor.

- En güzeli kim?

Ajda Pekkan… Diğerlerinden onu ayıran en büyük özelliği güzel kalmak için gösterdiği gayret. Ve halen çok güzel ve şık.

- Kitlesini en iyi tanıyan

Gülben Ergen… Fanatikleriyle oldukça yakındır. Onlara değer verir ve yakın temas kurar. Onlar onu o da onları yaşatır.

 

Fotoğraf:  ERCAN ARSLAN