01.09.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
SEYHAN AKINCI
Onlarca kadının emeğiyle üretilip kıtaları dolaşan tarihi Şile Bezi’nin yüzlerce yıla dayanan hikayesini kutlamak için yöre halkıyla yurt içi ve yurt dışından gelen misafirler bir kez daha Şile Bezi Kültür ve Sanat Festivali’nde bir araya geliyor. Bu yıl 32’incisi düzenlenen festivalin bugün kapanış günü. Atölyelere, konserlere, halk oyunlarına ve birçok etkinliğe ev sahipliği yapılan Şile’de nesilden nesile kullanılan Şile Bezi’ne elleriyle hayat veren Şileli kadınlarla bir araya gelmek için yolumuzu Şile Bezi El Sanatları Merkezi’ne düşürdük. İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan hibe fonu alarak kurulan merkez 2011 yılında kapılarını açtığında Kadın Toplum Merkezi olarak hizmet vermeye başlamış. Kadınların mesleki eğitimle kooperatifleşerek kendilerine gelir sağlayabilecekleri bir yapı olarak düşünülen merkezde gümüş işleme, cam füzyon, tekstilin yanı sıra farklı psikolojik seminerler ve girişimcilik eğitimleri verilmiş. Her şey planlandığı gibi gitmeyince bütçe içi işletme olarak yeniden şekillenmiş. Belediyenin desteğiyle Şile Bezi El Sanatları Merkezi olarak dönüştürülen bina Şile merkez ve köylerinden kadınların orjinaline sadık kalınarak Şile Bezi ürettiği bir yer haline gelmiş. İstanbul’un ilk ve tek coğrafi işaretli ürünü olan Şile Bezi’ni üreten emekçi kadınlarla önce özellikle kış döneminde yoğun olarak mesai harcadıkları atölyeyi dolaştık sonra da Şile’nin serin sularında yıkanan Şile Bezi’nin yumuşacık kumlarda kurutulmaya bırakılmasına tanık olduk. İlçedeki festivalin her yıl belli bir tarihi olsa da Şileli kadınlar için her gün festival havasında geçiyor. 15 kadının çalıştığı merkezin dışında köylerden yaklaşık 100 kadına Şile Bezi’nin üzerine işleme yapmaları için iş veriliyor. 150’ye yakın özel motifi bulunan Şile Bezi’ne yapılan işlemeler bu kadınların ellerinden çıkıyor. Bu çabayla aile bütçesine katkı sunabilen kadınlar aynı zamanda tarihi motifleri de yaşatıyor. Bu motiflerin en çok bilinenlerinden biri de Mustafa Kemal Atatürk’ün Şile’yi ziyaretinde özel olarak tasarlanan ve işlenerek çay örtüsü olarak Atatürk’ün masasına serilen “Gazi Sofrası” motifi. Atölyede özel modeller tasarlayan kadınlar motiflerin aslına sadık kalarak yaratıcıklarını ve kollektif aklı yeni ürünlerine yansıtıyorlar.
Serin sulardan sıcacık kumlara
Dünyanın pek çok yerine ihraç edilen Şile Bezi’nin yüzde yüz pamuk çilelerini Adana ve Denizli’den temin eden merkezde üretim aşamasında kadının alın teri bulunuyor. Şile El Sanatları Merkezi’nde çalışan 23 yaşındaki Gülden Şahih bize bu tarihi bezin üretim aşamasını şu sözlerle anlatıyor: “Dokumada çok fazla sürtünme olduğu için ipliklere mukavemet vermek için haşıllama adını verdiğimiz bir işlemden geçiriyoruz. Bir kazanın içine un ve su atarak kaynatıyoruz, sonra içine pamuk çilelerini atıyoruz içinde yaklaşık yarım saat duruyor. Daha sonra bu çileleri kazandan çıkarıyoruz ve suyunu sıkıp asarak kurutuyoruz. Kuruttuktan sonra bobinlere sarıyoruz. Bu bobinlerde Şile Bezi’nin çözgüsü hazırlanıyor. Yani dokumanın bazı. Bir metre Şile Bezi’nde yaklaşık 1400 tel iplik var. Çerçevelerin gözeneklerinden tek tek el yordamıyla o 1400 tel iplik geçiriliyor sonra dokuma yapılıyor. Dokuma yapıldıktan sonra bu ritüel bir gelenek Şile’de, Şile Bezi dokunduktan sonra Şile denizinde yıkanır. Kuma serilerek de kurutulur. Bu da kumaşa özel doku veriyor deniz suyu ipliklerin gözeneklerini seyreltiyor. Daha hoş bir dokusu oluyor.” Şahin, bu tarihi bezin üretiminde köy kadınlarıyla iletişim halinde olan ve onlara iş dağıtan kişi olduğu için oldukça mutlu. Şile Bezi denince aklıma ilk gelen kelime “emek” diyerek sözlerine devam ediyor: “Yadsınamayacak bir emek var burada. İşleminden, ipinden, dokunulmasına, oradan dikişine, nakışına kadar birçok kadının elinden geçiyor Şile Bezi. Aslında bir tarih giyiyorsunuz. Yıllar boyunca ölmemiş, geliştirilmeye çok açık ve kadınlara da destek sağlayan koca bir tarih. Kadınların arayıp bizden iş istemesi ya da benim onlarla irtibata geçmem çok güzel bir şey. Ve tabi ki alın terinin karşılığını tam anlamıyla vermek çok önemli. Bu yönden çok iyiyiz, mutluyuz.”
Kışın atölyede dikiş ve nakış bölümünde mesai harcarken baharın gelişiyle kadınlar kendilerini Şile’nin sularında buluyor. Bir gelenek olarak Şile’de yıkanan bezler daha sonra kurutulmak üzere kumlara seriliyor. Bir bezin pamuk çilelerinden son haline gelmesi tam iki hafta sürüyor. Dokunan kumaşlar kışın biriktirilirken yaz boyu denizde yıkama ve kurutma işlemlerinden geçiyor. Şile Bezi El Sanatları Merkezi’nde dokuma ustası olarak çalışan Berna Melek yaklaşık 14 yıldır bu işi yapıyor. İş gücüne katılmadan önce ev hanımı olan Melek, daha önceden almış olduğu sertfikaları değerlendirerek kurulan merkezde çalışmaya başlayanlardan, “Hem kendim para kazanıyorum hem başka kadınların para kazanmasına yardımcı oluyorum. Kimisi çocuğunu okutuyor, kimi evinin mutfak masrafını karşılıyor. Herkes şu anda Şile Bezi’nden gelir sağlıyor. Kesinlikle evde oturularak hiçbir şey yapılmıyor. Kadın çalışmadan da hiçbir şey olmuyor” sözleriyle anlatıyor bu tarihi kumaşın hayatlarına katkılarını. Yılda yaklaşık 150 bin metre üretim yapan merkezde çalışma saatleri sabah 08.30 ile 17.00 arasında ama kadınlar sıkça gecelediklerini anlatıyor çünkü “Şile Bezi’ne gönül verdik” diyorlar. Tarihi Şile Bezi’nden; terliğinden ev tekstiline, kadın kıyafetlerinden erkek ve çocuk kıyafetlerine aklınıza gelebilecek her şey üretiliyor. Dünyada bir akım haline gelen organik ve doğal ürün talebi Şile Bezi’ne ilgiyi daha da artırmış durumda.
“İstanbul’un ilk ve tek coğrafi işaretli ürünü”
Geçtiğimiz cuma günü başlayan ve bugün sona erecek olan Şile Bezi Kültür ve Sanat Festivali’nde pek çok konser, atölye çalışması, halk oyunları gösterileri ve etkinlik gerçekleşiyor. Festivale ev sahipliği yapan Şile Belediye Başkanı İlhan Ocaklı, Şile Bezi’nin önemi ve Şileli kadınların emek gücüne katılımı hakkında, “Şile Bezi bugün itibariyle İstanbul’un ilk ve tek coğrafi işaretli ürünü olarak tescil edilmiş ve ihraç edilen bir ürün haline gelmiştir. En önemli kültürel ve otantik değerlerimizden biri. Şilemizin en önemli simgesi. Kırsal nüfusun yoğun olduğu, köy aidiyetinin eksilmeden devam ettiği coğrafyamızda kadınlarımız için Şile Bezi hayallerin nakşedildiği bir sanata dönüşmüş durumda. Şile Bezi’nin içinde el emeği, alın teri ve emek var. Uzun zamandır devam ettirdiğimiz çalışmalarla bu kıymetli ve kadim ürünü koruma, yaşatma ve geliştirmeye devam ediyoruz” diyor.