04.04.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
Mitler... Diğer bir deyişle, ağızdan ağıza dolaşarak efsane haline gelen bilgiler, hurafeler... Kısacası doğru bildiğimiz yanlışlar. Pek çok kişinin ilgi alanına giren konu sağlık olunca, doğru bilinen yanlışlar önem kazanıyor. Bazı konularda mitler, gerçeklerin önüne dahi geçiyor... Penis boyunun uzun olması ilişkide zevki artırır, spor yaparken terlemek yağ yakmak demektir, sabahları içilen limonlu sıcak su kilo verdirir... Bunlar gibi pek çok inanış, doğru mu yoksa uydurma mı? Beslenme ve diyet, cinsellik ve spor konusundaki "mitleri" konunun uzmanları yanıtladı...
Dikkat! Doğru bilip hararetle uyguladığınız bazı yöntemler aslında sağlığınıza zarar
veriyor olabilir
"Göbek çevresini çalıştırmak illa göbeğinizi eritmez"
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı ve Milli Olimpiyat Komitesi Sağlık Komisyonu Başkanı
Prof. Dr. Emin Ergen:
Hayır. Yağların organizmada yanabilmesi için belli bir yüklenme şiddeti gerek. Bunun bir formülü var: 220-yaş. Nabız hızının da ortaya çıkan rakamın yüzde 50-80 aralığında olması gerekir ki yağları yakalım. Yağ yakma da en az 15-20 dakika sonra başlar.
Koşu uzun süredir uygulanıyorsa problem yok. Ama ilk kez koşanlarda kalp damar hastalıkları, eklem ve kıkırdak bozuklukları gibi sorunlar olabilir. Herkes için en uygunu tempolu yürüyüş.
Her zaman değil. Genellikle orta yaş üzerindekiler için yüklenme vücudu yıpratıp bazen zarar bile getirebilir. Haftada en az 3 gün olmak kaydıyla, kondisyonlu kişiler 4-5 güne kadar çıkabilir.
Vitrin yürüyüşlerinin sağlık açısından yararı yok. Ne kadar yorucu ve hareketli olursa olsun ev işlerinden de sportif anlamda bir yarar beklenemez.
Hayır. Göbek çevresinde yağ varsa oradaki hareket o bölgedeki yağı yakmaz. Ancak karın kasları biraz daha sertleşir, göbeği sarkmışsa toparlar.
Hayır. Tabii ki egzersiz süresinde yağlar yanıyor ama yaktığınız örneğin 300 kalorinin tamamen yağlardan tüketildiğini söyleyemeyiz. Egzersizden 6-8 haftadan önce sonuç beklemek yanlış. Gerçek sonucu 6 ay sonunda belli olur.
Hangi saatte olursa olsun yapılabilir. Sabah açken yapılması yağ yakma açısından biraz avantajlı. Tabii akşamüstü de olsa yine yağ yakılır. Sabahın avantajı; sabaha kadar yemek yemediğimiz için depolarımız en düşük durumda.
Hayır. Terlemek bir ölçüt değil. Hiç terlemeden dahi yağları yakmak mümkün.
Yanlış, azar azar, mideye ağırlık vermeyecek şekilde su içilmelidir.
Amerikan Hastanesi Diyetisyeni ve Türk Diyetisyenler Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Dilara Koçak:
Kilo almanın nedenlerinden biri, tüm gün aç kalıp sadece akşamları yemek yemek. 18-20 saat aç kalan vücut, bu durumun devam edeceğini düşünür ve savaşa hazırlanır gibi yediklerini depolamaya başlar. Daha sonra ilk yediğinizi aç kalacağım diye yağa dönüştürür.
Gün içinde yenilen öğünlerden daha az olması, eğer gün içinde çok fazla yenilmişse akşam hiçbir şey yenilmemesi kilo vermeye olumlu etki yapar.
Hayır. Çay, kahve, su, bitki çayları ve diyet içecekler hiçbir enerji (kalori) içermedikleri için kilo aldırmaz. Ancak meyve suları ve gazlı içecekler içerdikleri şeker nedeniyle kiloya neden olabilir.
Araştırmalar aynı miktarda kalori alsalar da 3 öğüne göre 6 öğün yiyenlerin daha kolay kilo verdiğini gösteriyor. Öğün artırmak mideyi dolu tutarak sonraki öğünde fazla yemeyi engelliyor.
Yanlış. Sebzelerin su ve lif oranları yüksek olduğundan kalorisi düşüktür. Çiğ yenen kıvırcık, göbek, marul, nane, maydanoz, roka, biber, domates, salatalık serbest bırakılır. Ancak karpuz, üzüm, incir vb. sınırlı tüketilmeli.
Tüm diyet ürünlerin enerji değerleri sıfır değil. İçecekler enerji içermezken bisküvilerin enerji, yağ ve karbonhidrat içeriğinde bir değişiklik yoktur.
Hayır. Aksine tatlı, çikolata, meyve suyu vs. yerine ekmek gibi besinler yenmeli. Ne kadar çok tatlı yerseniz tatlıya olan ihtiyacınız o kadar artar.
Proteinin vücut mekanizmasını hızlandırdığı doğru. Ancak sürekli protein kas dokularını eksiltir, su kaybı yapar. Kilo verdiğinizi sanırsınız ancak metabolizma yavaşladığından diyet sonrası hızlı kilo alınır.
Yanlış. Suyun veya içine katılacak limon, soda gibi maddelerin, bitki çaylarının yağları eritmek, yok etmek gibi etkisi yoktur.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı ve Acıbadem Hastanesi Cinsel İşlev Bozuklukları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ferruh Şimşek, cinselliğin hâlâ üzerinde konuşulmaması gereken bir konu olarak görüldüğünü söylüyor. Pfizer'in 29 ülkede 27 bin 500 kişi üzerinde yaptığı 40-80 yaş grubunun cinsel davranış ve tutumlarını ölçtüğü global çalışmayı yürüten danışma kurulundaydı. Üstelik, 12 bilim adamından oluşan bu kurulun tek Türk üyesiydi. Şimşek'in "mit" düzeltmeleri şöyle:
Seks yaşamınızda ne kadar önemli diye sorulan Pfizer'in araştırmasında, Türk erkeklerinin yüzde 70'i, kadınların yüzde 29'u seksin hayatının çok önemli bir parçası olduğunu ifade etmiş. Kadınlar bu miti biraz doğruluyor. Ama erkekler için böyle değil. Ayrıca erkeklerin yüzde 70'i cinsel istek duyduğunu belirtiyor. Son 12 ay içinde cinsel ilişkiye giren kadınların oranı yüzde 58, erkeklerin ise yüzde 88 olarak belirlendi. Ne kadın ne erkek hiçbir yaşta cinsellikten vazgeçemez.
Cinsel ilişkinin tanımı bu değil; birbirini seven bir çiftin kendilerine özel fiziksel ve duygusal haz verme işlemidir. Cinsel birleşme ilişkinin bir bölümü. Birleşmeye Türkiye'de önem veren kadınların oranı yüzde 36, erkeklerinki yüzde 75.
Bu bir sağlık sorunudur ve yaşam kalitesiyle ilgilidir. Cinsel sağlık fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığımızın en önemli kısımlarından biridir.
Penis boyuyla cinsel performans arasında hiçbir ilişki yok. Penisim küçük, ameliyatla büyütün diye gelen erkeklerin sayısı çok fazla. Kulağınızın, burnunuzun büyütülmesini istemiyorsanız penisi büyütmek de saçma. Porno filmlere bakılarak yanlış fikirler oluşuyor.
Cinsellikten kaçırılmış genç kızlar bu sınavı geçen kahramanlar gibi bir sonraki nesle abartarak anlatıyorlar. Bunların hiçbiri doğru değil.
Alzheimer, Parkinson, MS, ALS gibi beyin hastalıklarından korunmak için tıpkı kalp ve kanserdeki gibi, yaşam tarzında değişiklik yapmak işe yarıyor. Harvard Tıp Fakültesi Nörodejenerasyon Bölümü Direktörü Dr. Adrian Ivinson'ın açıklamaları böyle. Nörolojik hastalıkların ABD'de 35 milyon kişiyi etkilediğine dikkat çeken Ivinson, bunlardan Alzheimer'ın 65 yaş üzeri nüfusun yüzde 12'sini etkilediğinis belirtti.
Ölüm sebepleri arasında 1984'te 15'inciyken günümüzde dokuzuncu sıraya yerleşen Alzheimer'ın önemini, "Yaşla birlikte artıyor. Kesin ilaç tedavisi de yok. Bu nedenle korunmak çok önemli" diye vurgulayan Ivinson'ın beynimizi korumak için
önerileri şöyle:
E vitamini takviyesine başvurun
Kanser yapıcı serbest radikallerden ve sigaradan uzak durun. Tüm taze meyve ve sebzeleri bolca tüketin
Hafıza egzersizleri yapın (Beyin egzersizlerinin hafızayı koruduğu araştırmalarla kanıtlandı)
Bol bol okuyun, konuşun
Bulmaca çözün
Kağıt oyunları oynayın
Düzenli egzersiz, spor yapın
Beslenmenin düzenli olması için 1992'de geliştirilen beslenme piramidi yeniden gözden geçirildi. Harvard toplum sağlığı uzmanları, geleneksel beslenme piramidinde en altta en çok tüketilmesi gereken besinler olarak yer alan ekmek, makarna gibi karbonhidratları yeni piramitte zirveye taşıdı. Karbonhidratların en az tüketilmesi gereken besinler olarak gösterildiği yeni piramitte en alt katmana egzersiz ve kilo takibi girdi. İkinci katmanı tahıl ve kepekli besinlerle bitki özlü sıvı yağlar, üçüncü katmanı, bol sebze ve meyve, dördüncü katmanı kuruyemişler ve tahıllar, beşinci katmanı balık, hindi-tavuk, yumurta, altıncı katmanı süt ürünleri, yedinci katmanı kırmızı et, tereyağı ve beyaz unlular oluşturdu.