21.08.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
İşte o çarşının içinde ufacık bir lokanta var. Lokantanın adı Tartin. Bu lokantayı Ermeni asıllı iki Türk hanım işletiyor. Hanımların isimleri Talin Karabedyan ve Rita Aleksanyan. Bu iki hanım ileri yaşlarında geçim kapısının mideden geçtiğini fark etmişler. Biri Fransa'daki öbürü Kanada'daki akrabalarının yanına giderek mutfak eğitimi almışlar. Sonra İstanbul'a dönüp, yemek davetlerine yardım arayanlara hizmet vermeye başlamışlar. Buna yabancı dilde "catering" deniliyor. Altı kişilikten 200 kişilik davete kadar yemek hazırlayacak beceri ve kapasiteye ulaşmışlar.Cefi Kamhi onlara marinada bir küçük dükkan tahsis etmiş. Onlar da yaz mevsimini Bodrum'da geçirmeye karar vermişler. Dükkanlarında hem davetlere yemek hazırlıyor hem de dükkanın önündeki avluya dizilmiş az sayıdaki masada müşteri ağırlıyorlar.Tatin'de sabahları 5 YTL'ye kahvaltı, öğle ve akşam saatlerinde 7,5 YTL'ye üç kap yemek servisi var.Tartin'de çok ilginç bir sanatçıyı tanıdım. Bu sanatçı da Ermeni asıllı bir Türk. İsmi Marten Yorgantz. İstanbul'un Pangaltı semtinden. 1967 yılında Hürriyet gazetesinin Altın Mikrofon Yarışması'nın birincisi olmuş. Bodrum, Yalıkavak'taki yeni marinanın bir ucuna kocaman bir çarşı bölümü inşa edilmiş. Çarşı bölümündeki dükkanların çoğunda ünlü markaları taşıyan eşyalar satılıyor. Fecri Ebcioğlu "Sevilen Batı müziği parçalarını neden Türkçe sözlerle söylemeyelim?" diyerek şarkılara Türkçe sözler uydurmaya başladığında bu parçaları ilk defa seslendiren Blue Boys / Mavi Çocuklar orkestrasının solistliğini Marten yapıyormuş. Orkestra Dinçer Erdoğan, Haluk Hancı, Berç Minas, Gabro Mayk, Erdinç Kutlu, Adnan Yeğinsoy ve Arman Harput'tan kuruluymuş."Çek develeri yokuşa... Aman..." isimli şarkı ile Marten Yorgantz'ın birinci olduğu yarışmanın ikinciliğini "Emrah" şarkısı ile Cem Karaca almış.Marten Yorgantz, Sezen Cumhur Önal'ın Türkçe sözleri ile yedi plak doldurmuş. En fazla tutulanı Huge Offrey'in "Bilir misin seni sevdiğimi?" diye Türkçeleştirilen "Celine" şarkısıymış.Marten Yorgantz 1967 yılında Johnny Halliday gibi meşhur olmak hayali ile Paris'e göç etmiş. Kanada'da yaşayan bir başka Türk asıllı Ermeni olan Kalin hanım ile evlenmiş. Karı-kocanın Paris'te 36 kişilik bir lokantaları varmış. Türk ve Ermeni yemekleri yapıyorlarmış. Akşamları ise piyano eşliğinde Marten şarkılar söylüyormuş (Restoran Yorgantz, Cafe di Venezia, 48 Rue St. Georges Paris 9. Tel: 1.48.784609).Marten Yorgantz bu yaz Bodrum'da hafta içi İber Otel'de şarkı söylüyor. Hafta sonları ise Yalıkavak Marina içindeki Cafe del Mar'da sahne alıyor. Marten Yorgantz birinci, Cem Karaca ikinci Marten Yorgantz'ı dinlemek için Yalıkavak Marina'nın en ucundaki kahveye gittik. Bu kahveyi, Bodrum'un içindeki marinanın karşısında faaliyet gösteren Cafe del Mar'ın işletmecisi Kamil Buyan işletiyormuş.Akşam saatlerinde bütün masalar doluydu. En kenarda bir masada yer bulabildik. Servis sorumlusu Tahir Menteşe ilgi gösterdi. Cafe del Mar'ın fiyatları makul çizgide. Salatalar 9 YTL, pizzalar 7-11 YTL, makarnalar 7-8 YTL, etler ve balıklar 15 YTL.Pizzası kıtır, salataları taze, makarnası lezzetliydi. Şarap fiyatları da ölçülü tutulmuştu.Açık havada Marten Yorgantz'ı dinledik. Piyano eşliğinde yumuşak sesi ile dinleyenleri büyüledi. Türkçe sözlü eski Batı müziği parçalarını seslendirdi. Sonra İtalyanca ve Fransızca şarkılar söyledi. Sesi yanında, beyaz saçları, uzun boyu, güler yüzü ile etkileyici bir kişiliğe sahip. Bodrum'a gidenlere Marten Yorgantz'ı dinlemelerini tavsiye ederim. Paris'e yolu düşenler lokantasına gider, önce yemeklerini tadar sonra şarkılarını dinler ve de izlenimlerini bana yazarlarsa ben de okuyucularıma aktarırım. n Yumuşak sesiyle dinleyenleri büyüledi