PazarNerede o eski yaz şarkıları?

Nerede o eski yaz şarkıları?

30.06.2024 - 02:01 | Son Güncellenme:

Yaz bu sene söz vermiş gibi tam 1 Haziran’da geldi ama tüm yaza damga vuran o şarkılar epeydir yok. Yüksek tempolu, güçlü ritimli, neşeli, sloganlı sözlerin olduğu yaz şarkıları bu yazı da pas geçecek gibi.

Nerede o eski yaz şarkıları

Yavuz Hakan Tok - Şarkıların mevsimi olur mu ya da mevsime göre şarkı olur mu o ayrı bir tartışma konusu ama bu ülkede uzun yıllar boyu “yaz şarkısı” diye bir şey vardı. Her yaz başında ardı ardına şarkılar yayınlanır ve o şarkılar yaz boyu plajlarda, gezi teknelerinde, kulüplerde, orta halli kafelerden lüks eğlence yerlerine dek her yerde çalınırdı. Formül üç aşağı beş yukarı aynıydı. Yüksek tempo, güçlü ritim, basit melodi, neşeli, eğlenceli, sloganlı sözler. Sözgelimi “Demet Akalın şarkı çıkarmadan yaz gelmez,” denilirdi. Ya da Serdar Ortaç. Artık en çok kimin şarkıları dilimize dolanırsa. Bir de “yaza damga vurmak” tabiri vardı. Yaz boyu çalınsın, dinlensin diye yapılan şarkılar mutlaka yaza damga vurma iddiasıyla servis edilir, kimin, hangi şarkıyla yaza damga vurabildiği ise CD satışlarından ziyade her yerde karşımıza çıkma, duyulma, çalınma ve dinlenme endeksleriyle belli olurdu.

Haberin Devamı

Ne var ki müzik piyasasında uzunca bir süredir ne yaz ne kış, ritmik, elleri havaya kaldırtan, neşeli ve eğlenceli olmaktan gayri bir derdi de olmayan şarkı çıkmaz oldu. Çıkanlar da geçmişte yapılanların suyunun suyu olmaktan öteye geçemedi. Bilumum eğlence yerlerinde sürekli ‘90’lar, 2000’ler şarkılarının çalınıyor, söyleniyor olması, hatta o şarkılardan bazılarının viral ‘hit’ler olup bugünün listelerine girmesi boşuna değil.

Sekiz yıl “Erik Dalı” oynadık 

Yeni nesil müzisyenler bir dönem radyoların ve müzik televizyonlarının standardize ettiği şarkı formüllerine tamamen karşı bir duruşla, ağır aksak, sakin ve karamsar bir müzikle gösterdiler kendilerini. Ev stüdyolarında, çoğu kez tek bir gitarla yapılan kayıtlar, bir gecede bestelenip, ertesi gün kaydedilip, öbür gün yayınlanan şarkılar bir sene, iki sene üzerinde uğraşılan albümlerin, kendi şarkılarını yazan müzisyenler, kapısında yatılan ‘hit’ şarkı fabrikatörlerinin sonunu getirdi. Şarkıların artık eğlendirmez hâle gelmesinin psikolojik, sosyolojik ve hatta siyasi sebepleri de vardı muhakkak ama son yedi-sekiz yılı en çok “Erik Dalı”yla geçirdiysek, demek ki şarkılarla eğlenme ihtiyacımız bakiydi. Nitekim işe “hip hop” yaparak başlayıp sonradan popa dümen kıranların tekerlemeli pop şarkılardan bile anlamsız cümlelerle dolu ama ritmik, hareketli şarkıları bu boşlukta kendine yer buldu. Tek sorun vardı. Bir dönemin yaz şarkıları yediden yetmişe herkesin diline düşer, herkesi eğlendirirken, bahis konusu şarkılar sadece bir kuşağın ‘hit’leri oldu.

Haberin Devamı

Peki, biz bu yazı hangi şarkılarla geçireceğiz? Bizi kim eğlendirecek? Yazlık bir eğlence yerine ya da beach konseptli bir yere gittiğinizde acaba ikinci kadehi içersem ne kadar öderim sorusu havada asılı dururken eğlenmek ne kadar mümkün bilemem ama en kötü güneşe gülümsediğiniz bir sabah yürüyüş yaparken ya da çok sıcak geçmiş bir günün akşamında ılık bir esinti yüzünüzü okşarken kulağınıza çalınan bir şarkıyla yaz enerjisini hissetmek mümkün olabilir belki.

Beklenen albüm geldi 

Haberin Devamı

Bu bağlamda en çok ihtiyacımız olan şey yeni bir Tarkan albümüydü ki kısa bir süre önce geldi. Tarkan kadar uzun bir süre yeni bir şarkı yayınlamamış olan Gülşen ve nicedir eski şarkılarını mumla aratan Demet Akalın da yeni şarkılarla yaza merhaba dediler. Ve fakat ortada ne yeni bir “Öp”, ne yeni bir “Bangır Bangır” ne de yeni bir “Kulüp” var. Hande Yener ise bu yaz yeni şarkılarından çok ardı ardına viral olan eski şarkılarıyla gündemde. Tarkan albümünden “Yo Yo” ve “Olay” yaz şarkısı olmaya müsait ama “Şerbetli” ve “Müteşekkir” onların önünü kesebilir. Gülşen’den “Bal”, Demet Akalın’dan “Karıştırıcam O Uykularını” da yazlık şarkılar olabilir. Hande Yener’in 14 yıl önce yayınlanmış “Sopa”sı zaten hâlen her yerde çalınıyor, bizzat şahit oluyorum.

Kenan Doğulu’nun “Kahve”si ondan beklediğimiz türden bir yaz şarkısı değil gibi. Yakında yeni bir şarkı daha gelecekmiş. Bakalım, belki o beklentilerimizi karşılar. Sıla’nın 2007’de yayınlanan ilk çıkış şarkısı “…dan Sonra”daki kafa tutan, meydan okuyan, müdanasız tavrı 2024 yazında “Mesela”yla yinelenirken bu yeni şarkıyı seven kadar sevmeyen de oldu. O bakımdan yaza damga vurabilir mi ya da ne kadar vurur emin değilim.

Haberin Devamı

Müzikteki değişimin etkisi

Yaz şarkıları kavramını yediden yetmişe herkesin, her kuşağın dinlediği ve sevdiği şarkılar olarak çerçevelendirdiğim için bir kuşağın dijital platform starlarını ve onların şarkılarını da es geçtim hâliyle. Kim bilir belki de ben yanılıyorumdur ve “Submariner”, “Dale Don Dale”, “Sezen Aksu”, “Cıstak” ya da “Renklensin” gibi bugünün hareketli liste başı şarkılarını da her kuşaktan sevenler vardır. Öyleyse şayet, yaz şarkıları listenizi bir hayli uzatmanız ve istisnasız her hafta benzer yeni şarkılar eklemeniz mümkün.

Şaka bir yana, geride bıraktığımız yıllarda üretilmesinden servis edilmesine dek müziğe dair her şey daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir değişime uğradı. Aynı süreçte beğeniler, algılar, yaşam tarzları da değişti. Hatta mevsimlerin bile eski yerlerinde durmadığına şahit oluyoruz. Şubatta aniden sıcak basarken temmuzda şimşekler çakabiliyor. Yani tıpkı yazlar gibi yaz şarkıları da eskisi gibi değil ve olmayacak. Bunu da göz ardı etmemek lazım. 

Haberin Devamı

Adaylardan biri “Önümüz Yaz”

Yaz şarkısı denilince ilk akla gelenleri bir kenara bırakıp, biraz daha yelpazeyi genişletirsek, listeye farklı isimlerden şarkılar da dahil edebiliriz. Mesela Simge’nin geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Önümüz Yaz”ı bu yazın ‘hit’ şarkılarından biri olmaya aday. Oğuzhan Koç’tan “Bi’ Şey Eksik”, Bengü Beker’den “Defterli”, Melis Fis’ten “Yat Kalk Dua Et” ve İkilem’den “Perişanlardaydım” yaza yakışabilecek sıcak şarkılar. Aydilge’nin “Ben Geldim”i hem eleştirel hem de eğlenceli bir şarkı olarak listede yerini alabilir.

İnceden bir hüzün diyenler için

“Yok ben yaz da olsa şarkılarda ince (ya da inceden biraz kalın) bir hüzün ararım,” diyorsanız Emir Can İğrek’in “Bir Karanfil”i, Mabel Matiz’in “Kömür”ü, İzel’in 12 yıl öncesinden çıkıp gelen “Düşer O”su, Zeynep Bastık’ın “Lan”ı, Melike Şahin’in “Durma Yürüsene”si ve Mela Bedel’in “Ben Sana Gelemem”ini de listeye koyabilirsiniz. Tabii hüzün derken yeni nesil arabeski ve üçüncü sınıf Müslüm Gürses taklitlerini kendi adıma listeye almamayı ve yazın aydınlığını o kadar da karartmamayı tercih ederim.