PazarMimar Sinan damgalı şehir

Mimar Sinan damgalı şehir

05.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir şehrin girişi bu kadar mı şirin olur? İnsanın gözünü yoracak neredeyse hiçbir manzarayla karşılaşmıyorsunuz. Hele Edirne'nin sokaklarına dalınca gördükleriniz...

Mimar Sinan damgalı şehir

fturkmenoglu@milliyet.com.tr İstanbul'a sadece 228 km uzaktaki Edirne, Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci başkenti. Türkiye'yi Avrupa'ya bağlayan karayolu üzerinde olduğundan tam bir Avrupa şehri havasında.MS 124 yılında Trakya'yı gezen Roma İmparatoru Hadrian, aslında 600 yıl kadar önce kurulmuş olan Edirne'ye kendi adını verip Hadrianapolis demiş. Hadrianapolis zaman içinde Edirne'ye dönüşmüş.Edirne Osmanlıların Rumeli fetihleri sırasında bir harekat üssü rolünü üstlenmiş. Yıldırım Bayezid İstanbul'un kuşatmasını Edirne'den yönetmiş. Şehir 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Rusların eline geçmiş. 13 Mart 1879'da geri alınmış. Balkan Savaşı sırasında Bulgarların yönetiminde, I. Dünya Savaşı'ndan sonra da Yunanlılarda kalmış. Lozan Antlaşması ile Türkiye'nin sınırlarına dahil olmuş. Edirne'nin sokaklarında yürümek, Osmanlı tarihi konusunda hızlandırılmış bir kursa katılmakla eşdeğer. Hıdırlık, Yıldız, Çadırköşkü ve Buçuktepe kasırlarının her biri görülmeyi hak ediyor. Üç Şerefeli, Ayşekadın, Kasımpaşa, Umurbey, Şahabettin Paşa, Çelebi camileri de tarih kitaplarından farklı sayfalar aralıyor. Eski Cami, Selimiye Camii'nin hemen karşısında. Yapımı 1403-1411 yılları arasında gerçekleşmiş. Orta kubbedeki ışık feneri muhteşem.Dünyanın en önemli yapıtlarından biri sayılan Selimiye Camii'ne ise en az iki saat ayırmakta fayda var. II. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdığı camiyi şehrin her noktasından görmek mümkün. Selimiye eşsiz bir şaheser. Aydınlatmada kullanılan tüm mum ve kandillerin isleri bile bir noktada toplanmış. Paha biçilmez çinilerinin bir kısmı, Osmanlı-Rus Savaşı sırasında sökülüp Rusya'ya götürülmüş olsa da, kalanlar dudak uçuklatan cinsten. Selimiye, Mimar Sinan'ın ustalık dönemi eserlerinden; bir dünya mirası, mutlaka görülmesi gereken bir yapı. Her şeyden önce yol çok rahat, nasıl vardığınızı anlamıyorsunuz bile. Hemen şehir merkezinde bir çay bahçesine oturup çayınızı söylüyorsunuz. Bu eski ama modern şehrin insanları çok güler yüzlü... Caminin yapılışında birçok olay yaşanmış. Bunların bazıları günümüze dek ulaşmış. Bilinen söylencelerden en güzel olanı, Sinan'ın yaşlı bir kadınla yaşadığı diyalog. Olay şöyle gelişiyor:Cami bittikten sonra, Sinan karşıya geçip eserini seyrediyor, biraz da gururla. Yoldan geçmekte olan yaşlı bir kadınla konuşmaya başlıyorlar. Sinan yaşlı kadına camiyi nasıl bulduğunu soruyor. Yaşlı kadın inceliyor, "Güzel evet ama minarelerden biri eğri" diyor. Bunun üzerine Sinan, hemen adamlarını topluyor, eğri olduğu söylenen minarenin tepesine bir ekip yolluyor. Bir ekip de aşağıda toplanıyor. Sinan'ın emriyle yukarıdaki ekip aşağıya halat atıyor ve başlıyorlar çekmeye. Yaşlı kadınla diyalog Kadın "Biraz sola, biraz daha" falan derken, sonunda "Tamam, şimdi oldu" diyor. Sinan kadını teşekkür edip uğurluyor. Ustaları yanında toplanıyor, "Sen dünyanın en büyük sanatçılarından birisin; yaşlı bir kadının sözlerini neden dikkate aldın?" diye soruyorlar. "Hem zamana meydan okuyacağını söylediğin neredeyse 71 metrelik minare, eğri bile olsa birkaç işçinin çekmesiyle düzelir mi hiç?"Sinan adamlarına daha da yaklaşıp cevap veriyor: "Elbette söylediği doğru değildi, ayrıca minare eğri bile olsa çekilerek düzelmeyeceğini herkes bilir. Ama ben bu kadının yapabileceği dedikoduya engel olmasaydım, dünya döndüğü sürece herkes bu minarenin eğri olduğunu konuşurdu." Sinan yaşlı kadına soruyor: "Oldu mu?" Tüm camileri ve Selimiye'yi hakkıyla gezmek için iki gün ayırmak gerekir. Eğer hızlı olup biraz da önceden okumuş olursanız, bir güne sıkışabilir. Edirne Müzesi mutlaka gezilmeli. İçeride ney yayını yapılıyor. Kırkpınar yağlı güreşleri Sarayiçi'nde yapılıyor. Edirne'nin köprüleri çok güzel. Ergene Nehri üzerindeki Uzun Köprü, Tunca Nehri'nin üzerindeki Bayezid Köprüsü ve bir sürü başka köprüler. Yapımı 1842'de tamamlanan Meriç Köprüsü tam bir estetik şaheser. Bayezid Külliyesi ve Şifahanesi Türkiye'nin "en güzel tıp tarihi" müzesi, vakit ayırmaya çalışın. Karaağaç istasyonu, Balkan Harbi anıtları ve Şükrü Paşa Kışlası görülecekler listesine girmeyi hak eden yerlerden. Meriç boyunca çok güzel kafe ve lokantalar var. Edirne'nin bez bebekleri de bir hayli ünlü. En güzelleri Ali Paşa Çarşısı'nda. Ne yapılır? Ak Efe Hotel: Şehirde kalınabilecek temizlikte birçok otel var ama Edirne'nin en güzel oteli Efe Otel. Fiyatları biraz yüksek. Tel: (0284) 213 60 80 Otel Rüstempaşa Kervansaray: İki Kapılı Han'da. Tel: (0284) 225 21 95 Nerede kalınır? Çok lezzetli olan beyazpeyniri tatmadan ve almadan dönmeyin. Badem ezmesi de Edirne'de oldukça iyi yapılıyor. Özellikle Ezmecioğlu'nu tavsiye ederim. Bir de, "deva-i misk" denen, "güzel kokulu" helva var ki tadını anlatmak olanaksız... Yemek olarak da elbasan tava ve ciğerin her türü Edirne'de çok lezzetli. Ne yenir?