PazarMezarına rakı döktürdü

Mezarına rakı döktürdü

13.07.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kör Agop Meyhanesi 65 yıldır Kumkapıda. Mekana adını veren Agop İnciyanın kendisi de, karısı da, köpeği de kördü. Vasiyetinde mezarına içki dökülmesini istedi

Mezarına rakı döktürdü

Silva İnciyan, Kör Agopu, Türkiyedeki meyhaneciliği ve Kumkapıda kadın patron olmayı anlattı. Kumkapıdaki meyhanelerin atalarından Kör Agopun Meyhanesi 65 yıllık bir geçmişe sahip. Kurucusu Agop İnciyanın ölümünün ardından burayı oğlu Hayko işletti. Hayko ölünce bayrak oğlu Daniyele geçecekti ama yaşı küçük olduğundan annesi Silva sorumluluğu üstlendi. 44 yaşındaki anne ve 26 yaşındaki oğul şimdi birlikte Kör Agop geleneğini sürdürüyorlar. Kör Agop nasıl biriydi? Giyimi kuşamı bir balıkçı gibiydi. Ayağından çizmesi, sırtından yağmurluğu eksik olmazdı. Otoriter ama hoşgörülü biriydi. O zamanlarda Hiltona takım elbisesiz kimse gidemezmiş. Agop ise balıkçı kıyafetleriyle gidermiş ve onu baş köşede ağırlarlarmış. Valinin makamına bile randevusuz gidermiş. Bu kadar rahat davranmasının ve saygı görmesinin sebebi nedir? Sevilen bir insandı. Bir iş yerini neden açarsınız? Para kazanmak için. Bir de hobi için açılan yerler vardır. İşte meyhane de hobi için açılan bir yerdir. Restoran sisteminden farklıdır. "Eskiden aileler daha sıklıkla gelirdi" Balıkçıyken bir meyhane açmak nereden aklına gelmiş peki? 1938de meyhane olarak vergi ödemeye başlandı. Ondan önce teknede balık çorbası yapıp satıyordu. Kör Agop balıktan döner, getirdiği balıkları teknenin önünde pişirir, bir duble de rakı koyarmış. Orada içip arkadaşlarıyla eğlenirmiş. Sonra "Ben bu balığı tutuyorum, rakıyı da içiyorum, etrafıma da insanlar geliyor. Bari ben bunun maliyetini çıkarayım" demiş. Neden Kör Agop deniliyormuş? Bir gözü kördü. Çocukluğunda kaza geçirmiş. Hanımının da bir gözü kördü. O da kaza geçirmiş çünkü. Zalim diye bir köpekleri vardı, kedi tırmaladığı için o da kördü. Duvarda Kör Agopun vasiyeti asılı. Orada mezarına rakı dökülmesini istediği yazıyor. İçki içmeyi sever miydi? Bu, rahmetlinin oğluna vasiyetiydi. Hiç şaşırmadık çünkü eğlenceyi ve bu kültürü çok seven bir insandı. Yapması çok normal geldi bize. Eşim bunların hepsini yaptı. Mezarında fasıl yaptırdı, yemek yenildi ve mezara rakı döküldü. Bir sefere mahsus olarak yaptık bunu. Siz içki içer misiniz? Hayır, ben de oğlum da kullanmayız. Biz içmeyi değil içirmeyi severiz. Kör Agop Meyhanesi açıldığında nasıldı buralar? Kumkapıda başka meyhane yoktu. Diğerleri sonradan açıldı. Burası Kör Agop kimliğiyle bütünleşmiştir. Nasıl Yakup deyince Asmalımescit akla geliyorsa Kumkapı deyince de Agop akla gelir. Geçenlerde bir büyükelçi müşterimiz geldi. "Öğrenciliğim sırasında Agopun yerinde içerdim. Şimdi 65 yaşındayım. Yine buradayım" dedi. Kadınlar da geliyor muydu, yoksa sadece erkeklere mi hizmet veriliyordu? Kör Agopa o dönemde erkek de kadın da gelirdi. O zaman daha çok ailemiz vardı. İnsanlar artık deniz kıyısında yemek yemek, beş yıldızlı otel restoranlarına gitmek istiyor. Agopa karısı da meze yaparak yardımcı oluyormuş. Size kalan mutfak sırları oldu mu? Birkaç şey var ama ben burada hiç yemek yapmadım. Midye dolması, topik, dalak dolması ve uskumru dolmasını çok iyi yapardı. Şu an dükkanda topik hâlâ veriliyor. Eskiden beri sıcak pilaki verilir. Bunları devam ettirmek zorundayız çünkü müşteri bunu istiyor. Bizim yaptığımız mezeleri şu an İstanbulda çok zor bulursunuz. Kör Agopun en ünlü yemeği ya da mezesi nedir? Balık çorbası. Zaten ilk onu yaparak bu işe başladı. Çorbayı ayılmak için yapardı. Çorbadan sonra yolluk tabir edilen bir duble rakı daha verip öyle yollardı müşteriyi. "Cumhurbaşkanına kadar herkes geldi" Kimler gelirdi buraya? Sanatçısından ticaret adamına, bakkalından cumhurbaşkanına kadar herkes gelmiştir. Müzeyyen Senar, Yaşar Kemal, Zeki Müren, Levent Kırca, Ali Şen, Stelyo Pipis, Yıldırım Aktuna sıklıkla gelirdi buraya. Sizce eskinin meyhane adabı günümüzde değişti mi? Değişti tabii. Müşteri sayısı azaldığı için değişti. O atmosferde yemek yemek isteyen yine çıkıyor. Ama azınlıkta. Eskiden müşteriler birbirini tanırdı. Ortak çalıp söylerlerdi. "Başına geçmeden önce buraya hiç gelmiyordum" Bir kadın olarak zorluk çektiniz mi buranın başına geçtiğinizde? Evet. Kumkapı hep erkeklerin çalıştığı bir yerdi. Sonradan burada kadınlar da yer açtı. Onların burada bulunması bana kuvvet verdi. Buranın müşteri portföyü farklı olduğu için işletmecisinin kadın olması gelenleri pek etkilemiyor. Gün gelip de eşinizin yerine geçeceğinizi tahmin ediyor muydunuz? Hiç tahmin etmedim. Sanırım kayınpederim de düşünmüyordu. Düşünseydi en azından bir şeyler öğretirdi. Eşiniz işletirken buraya geliyor muydunuz? Çocuklarımın babalarının erken vefat edişi, çocukların küçük oluşu beni bu işe itti. Daha önce hiç gelip durmuyordum burada. Eşime de işi babası öğretmişti. Biz tanışıp evlendiğimiz zaman restoranda çalışıyordu zaten. Oğlunuz nerede şimdi? Bu yıl Heybeliadada bir yer açtık. O orada duruyor. Haftada bir gün işleri görmek için buraya geliyor. Oğlumdan başka bir de kızım var ama onun bu işlerle pek ilgisi yok. Oğlunuzla iş konusunda anlaşabiliyor musunuz? Farklı kuşaklardansınız çünkü. Aslında çok farklı kuşaklardan değiliz. Çünkü ben 17 yaşında evlendim. Oğlumu kucağıma aldığımda 18 yaşındaydım. Biz her anlamda beraber büyüdük. Balık çorbası satarak işe başladı Üstteki fotoğrafta ise Agop karısıyla beraber. Agopun balıkları kadar karısının yaptığı Ermeni mezeleri de meşhurdu. Özellikle de sıcak pilaki, topik, dalak ve uskumru dolması... Agop İnciyan meyhaneyi açmadan önce balıkçı teknesinde balık çorbası yapıp satıyordu. Soldaki fotoğraf teknenin ilk açıldığı günlerde çekildi.