14.03.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
Elif Berköz Ünyay
Serkan Çağrı “Eyyvah Eyvah”taki rolü için Ata Demirer’e klarnet öğretmekle kalmamış filmin müzik direktörlüğünü de Fahir Atakoğlu ile birlikte üstlenmiş. Bizim röportaja da filmin single’ının hazırlık aşamasında sabahladığı yorucu bir gün sonrası apar topar yetişiyor. Öğleden sonra provası var, akşama da konseri. Çağrı’nın sahne ajandası pek dolu. Yer aldığı üç grupla; Klarneturca, İstanbul Fasıl Band ve Rumeli Band ile arka arkaya konserler veriyor.
Plak şirketi Sony’nin ofisinde bana mini bir konser veriyor. Kulaklarımın pası silinir silinmez sorulara geçiyorum...
Ata Demirer, “Eyyvah Eyvah”ın klarnetçi Hüseyin’ini ete kemiğe büründürürken sizden ve babanızdan ders aldı. Onunla yollarınız nasıl kesişti? Nasıl tanıştınız?
Ata Demirer klarnet satın almak üzere Tünel’de Yüksek Kaldırım’a geliyor. Oradaki müzik mağazalarını geziyor tek tek. Babam da tesadüfen o müzik mağazalarındaki dostlarına uğruyor o gün. Ata klarnet seçmeye çalışırken “Fevzi abi klarnetçidir, bu konuda bilgilidir.
O sana yardımcı olsun” diyorlar. Ata babamın yardımıyla ilk klarnetini alıyor. İlk klarnet dersini de babam veriyor Ata’ya. Nasıl tutulur, nasıl üflenir öğretiyor. “Eyyvah Eyvah”ta Ata’nın birkaç diyalogu babamdan izler taşıyor. Onun laflarından, konuşmasından...
Siz hâlâ hikayeye giriş yapmadınız...
Ben devreye giremiyorum çünkü babam Ata’ya benim telefonumu vermeyi reddediyor!
“Babam korkumdan Ata’ya telefon numaramı vermemiş”
Niye vermiyor ki telefon numaranızı?
Ata filmine hem müzik direktörlüğü yapacak hem de ona klarnet çalışmalarında profesyonelce yol gösterecek birini arıyor. Babamdan benim telefon numaramı istiyor. Babam tembihli, korkumdan veremiyor. Onun yüzünden o kadar çok numara değiştirdim ki...
Önüne gelene sizin telefon numaranızı mı veriyordu?
Ne yazık ki. Serkan Çağrı’nın babası olduğunu duyanlar ondan numaramı alıyor. Gecenin 2’sinde, 3’ünde arayıp “Serkancığım nasılsın?” diye soranlar mı istersin, sabahın köründe benim parçamı bana dinletip “Seni dinliyorum bu saatte kardeşim” diyenler mi?
Ben artık dayanamayıp “Baba numaramı senden aldığını söyleyen biri daha ararsa yeni numaramı sana da vermeyeceğim” diye tehdit ettim onu. Ata Demirer “Fevzi baba, oğlunun numarası kaç?” diye sorunca babam “Asla veremem” diyor. Ata da “Ben ona bir şekilde ulaşırım, siz verin ne olacak ki?” deyince babam “Tamam ama sakın benden aldığını söyleme oğluma” uyarısında bulunuyor.
Ortada bir paslaşma durumu da var. Siz Ata Demirer’e klarnet öğretmişsiniz Ata Demirer de sizin albümünüzde şarkı söylemiş...
Filmin çekimleri başlamadan önce benim Şükrü Tunar anısına hazırladığım albümde Ata Demirer de bir şarkı söyledi. Teklifi yaptığımda Ata’dan şöyle bir tepki geldi: “Ne diyorsun ya? Şükrü Tunar benim en sevdiğim besteci. Benim okuyacağım parça hangisi?” Albümün lansmanında da sahneye çıktı. Helal olsun Ata’ya. Besteciye, müzisyene çok saygılı bir sanatçı.
“Eşimi konserlerimde görmek çalarken bana ilham verir”
Babanız da usta bir klarnetçi. Evdeki ilk oyuncağınız babanızın klarneti miydi?
Hayır, sazı. Babam hem klarnet hem saz çalardı. Babam enstrümanlarını benden saklardı, benim boyumun yetişemeyeceği yerlere koyardı. Annem babamdan gizli çalmama izin verirdi. Klarneti 5 yaşımda aldım elime. Babam anneme “Bu çocuk müzisyen olmayacak. Bizim gibi çalgıcı olup az para kazanmayacak. Okuyacak, başka iş yapacak” derdi. 13 yaşımda beni yanında düğünlere çalmaya götürmeye başladı. Gece iş, ertesi gün okul. Uykusuzluktan ölüyordum.
“Amacım profesör olmak”
Sizi pes ettirmeye mi çalışıyordu?
Amacı o. Babamın orada bana vermek istediği mesaj: “Böyle mi olmak istiyorsun? Okuyup daha iyi bir iş yapmak mı?” Zorluk çekmemi istemiyordu, bu yüzden engellemeye çalıştı müziğe ilgimi.
Babanız fena kanınıza girmiş belli ki... Siz hâlâ öğrenciliğe devam ediyorsunuz.
Konservatuvarda ilk kez diyafram nefesini duydum. “O ne ya?” diye şaşırmıştım. Ben göğsümden alıp veriyordum. Bir süre diyaframdan alamadım, üfleyemedim. Konservatuvarlı oluşumu sahnemde, enstrüman çalmamdaki ayrıntılarda kullanarak avantaja dönüştürüyorum. Üniversiteden sonra mastır yaptım. Şimdi doktora eğitimimin ikinci yılındayım. Haliç Üniversitesi’nde ders de veriyorum. Amacım profesörlüğe kadar çıkmak.
Az önce konserlerinizden bahsederken eşinizin sürekli sizi izlemeye geldiğinizden bahsettiniz. Kadın hayranları uzak tutmak için başvurduğu bir yöntem mi bu?
Eşim benim konserlerimdeki en büyük yardımcım. Menajerim gibi çalışır. Sahnede ne eksik neye ihtiyaç var, o gece nasıl giyinmeliyim... Konser bitene kadar etrafta dört döner. Bilirim ki Ebru oradaysa her şey kontrol altındadır. Konserlerimde onu görmek bana ilham verir çalırken. Hayranlarım benimle fotoğraf çektirmek istediğinde Ebru halleder. Kıskançlığı yoktur. Gecenin yarısı gelen hayran mesajlarıma da cevap yazar, platonik aşk mesajlarına güleriz birlikte. Eşim hayatımın olmazsa olmazı.
Bu kadar kesin konuştunuz. Peki, karınız mı klarnet mi? Seçim yapın bakalım...
Aile faciasına mı neden olmak istiyorsunuz! Ayrılamayacağım iki şeyden birini tercih etmemi istiyorsunuz, vallahi birini seçemem. İkisi bir arada güzel. Ve oğlum Nefes tabii...
Nerede tanıştınız karınızla?
Ankara’da konserime geldi. Ama hayranım değildi. Arkadaşlarımla birlikte gelmişti. Sonra tanıştık. Hayallerimdeki kadındı, çok güzeldi. Neredeyse 10 yıllık flörtten sonra evlendik.
“Soyadımı Çalgı’dan Çağrı’ya çevirdim diye tepki gördüm”
Çalgıcıya kız verilmez denir ya, bu anlayış başınıza bela oldu mu?
Kız evi naz evi. Başlarda hemen ikna olmadılar. Ben müzik okumuşum, kızları hukuk. “Geceleri çalışacaksın, ailene zaman ayırabilecek misin?” diye düşündüler tabii. Ama ortak bir frekans yakaladık.
Soyadınızı mahkeme kararıyla Çalgı’dan Çağrı’ya çevirdiğiniz doğru mu?
Evet. İlk albümü çıkarırken iyi tınlamadığını düşündüm ve değiştirdim. Sanki ünlüler arasında adını ilk değiştiren kişi benmişim gibi bazı müzisyenlerden tepki gördüm.
“Klarnetle her şarkıyı rahatlıkla çalabilir”
Nasıl bir öğrenciydi Ata Demirer?
Çok disiplinli. Konservatuvardan gelme, yeteneği de var. Klarnet zor öğrenilen bir enstrüman ama Ata kolay adapte oldu, hızlı öğrendi. İşinin detayına çabuk indi, oradan bana sorular yöneltmeye başlaması çok hoşuma gitti. Filme Ata’nın parmak senkronları, klarneti tutuşu, çalışı tamamen profesyoneller gibiydi. Bu profesyonelliği müzisyen olması nedeniyle çabuk yakaladı. Şimdi her şarkıyı rahatlıkla çalabilir klarnetle.
Ata Demirer İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Türk Müziği bölümünde okudu. Ud çalıyor. Klarnete ilgisi rol gereği miydi müzikal geçmişinin etkisi var mıydı?
Ata’nın konservatuvar yıllarında bu enstrümana ilgisi varmış. Klarnet çalmak istiyormuş ama parası yetmediği için ud almış, ona başlamış. Klarnet çalmak içinde bir ukde olarak kalmış. Yıllar sonra filminin senaryosunu klarnet üzerinden yürütmesinin nedeni de bu. Sadece filmde kullanmak üzere değil, gerçekten klarnet çalmayı öğrenmek için bir klarnet almış.