PazarKelebek göçünde X faktörü

Kelebek göçünde X faktörü

22.12.2024 - 02:01 | Son Güncellenme:

Elon Musk Twitter’ın önce adını X yaptı ardından platformu tanınmaz hâle getirdi. Algoritmalarla kimsenin gerçekten takip etmek istediklerini göremediği platformdan göç başladı. İlk durak Bluesky gibi görünüyor. Peki, teknolojiye yön verenler bu göçü bir uyarı olarak alır mı? Uzmanlara sorduk.

Kelebek göçünde X faktörü

SEYHAN AKINCI- Elon Musk’ın Twitter’ı almasından sonra önce ünlü kuşu uçtu platformdan ardından X adıyla bambaşka bir görünüme kavuştu. ABD seçimleri ise birçok kullanıcı için bardağı taşıran son damla oldu. İngiliz The Guardian gazetesi, Alman futbol kulüpleri Werder Bremen ve St. Pauli bu büyük göçün kurumsal taraflarıydı. Küresel kullanıcı verileri paylaşılmadığı için X’ten ayrılanların sayısını belirlemek de zor. Musk yine de X’in çok sayıda önemli kullanıcıya sahip olduğunu ileri sürüyor. Peki, bu göç ne anlama geliyor? Bluesky ya da başka bir platform aranan özgür alan olabilir mi? Teknolojiye yön verenler bu göçü bir uyarı olarak alır mı? Gazeteciler Yenal Bilgici, Eray Özer, Mehmet Şafak Sarı ve akademisyen Doç. Dr. Can Ertuna’ya sorduk.

Haberin Devamı

Kelebek göçünde X faktörü

Yenal Bilgici: “Algoritmalar yolu açtı biz de hevesle atladık”

Tam bir göç yaşanır mı? İki açıdan zor. Bir defa birçok insanın burada bir geçmişi ve ilişkileri var; platformun sahibi kim olursa olsun, o geçmişi arkada bırakmak zor. İkincisi, burada sadece güzelliğiyle değil tüm arızalarıyla bir dünya prototipi var. Kurumlar, liderler, kanaat önderleri X’de. Birçok insan için hüviyetinin bir parçası burası. O kadar parçası ki, birçokları için “X” demek bile zor ve manasız. Bu yüzden bu gidiş tam bir göç değil de yazlığa taşınmak gibi geliyor bana. Gitmek isteyenlerin, X’i arkada bırakmak isteyenlerin iki temel düşüncesi var. Bir, Musk-Trump ittifakını daha fazla beslememek, ki bu daha çok Batı’daki göçün sebebi; ikincisi de, trollerin ve hoyratlığın ürettiği bıkkınlıktan kurtulmak, samimi bir sosyal medya muhabbeti yapmak. Bizdeki gerekçe daha çok ikincisi. Kendimize türlü erdemler atfetsek de, Twitter’ı bizler de çirkinleştirdik. Algoritmalar bu yolu açtı ama biz de o yola hevesle atladık. Sözgelimi orayı bir trol yatağı hâline getiren biziz. Trollük yapmasak da, “Bakın bu görüşler ne kadar çirkin ama ben ne güzel düşünüyorum,” diye trolü besleyen biziz. Bluesky’da kendimizden azade olacak mıyız? Umarım yanılıyorumdur. Bir de şu var. Bluesky, neticede Twitter’ı kurup satan Jack Dorsey’in kurduğu bir başka platform. Şu an kendisi yönetimde değil ama belli bir doygunluğa ulaştığında, para ettiğinde diyeyim, oranın da absürt bir tipe satılmayacağına dair bir kural yok. Bunu da bir kenara yazalım.

Haberin Devamı

Kelebek göçünde X faktörü

Doç. Dr. Can Ertuna: “Nihai çözüm sahipsiz bir sosyal ağda buluşmak”

2006’da hayatımıza giren Twitter, bugünkü X’ten farklıydı. Tanıdıklarımızla sınırlı olmadığımız ve platformdaki herkesle iletişim kurabildiğimiz açık bir ağ olarak iletişim pratiğimizi yeniden tanımlamıştı. İnsanlar bir yandan ilgilendikleri konularda gündemi takip edip etkileşime girerken diğer yandan gerektiğinde hak arıyor, örgütleniyordu. Ama önce etkisini gören muktedirlerin fonladığı troller ve sahte haber hesaplarıyla ‘kirletildi’, ardından Elon Musk satın alıp para veren herkesi onaylı hesap yaptı, görünürlüklerini artırdı, ‘ifade özgürlüğü’ diyerek mecrayı sansasyonel hesaplar, propaganda, vasat popüler içerikle doldurdu. Kendi çiftliği gibi gördüğü platformu Trump propagandası için kullanması tadı iyice kaçırdı. Bluesky’ın şimdilik verilerin tek bir merkezde toplanmaması, akışların kâr odaklı algoritmalarla belirlenmemesi, ilgi duyduğunuz konuları rahatlıkla takip edebilme olanağı gibi artıları var. Henüz troller ve kampanyacı hesaplar buraya doluşmadı. Ancak popülaritesi arttıkça onların da gelmesi ve erişim engelleriyle sansürlenmesi muhtemel. Ayrıca buranın da bir şirket tarafından yönetildiğini unutmamalı. Bir gün artan giderler gerekçesiyle para kazanmak için reklam alma, algoritmaları parayı verenler lehine kullanma gibi hamlelerde bulunmayacaklarının garantisi yok. Ya da bir gün Musk gibi birisinin burayı alıp dönüştürmeyeceğinden emin değiliz. O nedenle nihaî çözüm gerçek anlamda merkezsiz ve sahipsiz bir sosyal ağda buluşmak. İnternet, büyük kâr odaklı platformlardan çok daha fazlası çünkü.

Haberin Devamı

Kelebek göçünde X faktörü

Eray Özer: “Bu göç sürmeye devam edecek”

Haberin Devamı

Gelecekte de ya mecraları Elon Musk gibi insanlar kurmuş olacak ya Elon Musk gibiler bir gün satın alacak. Çünkü yatırımla büyüyen halka açık şirket yapılarında bu işe parasını koyan yatırımcı hisselerini istediği fiyata elden çıkarabiliyorsa satıp çıkar. Elon Musk gibiler de bastırır parayı ve satın alır. Yapay zekânın orantısız büyümesini engellemek için kurulan OpenAI’ın bugünkü durumu ortada. Orada da aynısı oldu ve ‘kapital’ galip geldi. Küresel ölçekte etkisi olan bu tür mecraların devletlerin kontrolü ve onayı dışında el değiştirdiğini düşünmek de biraz naif bir yaklaşım. Gelelim algoritma kısmına… Algoritmaları ‘akışına’ bırakır, arz-talep ilişkisi temelinde şekillendirirseniz hep aynı etkiyi görürsünüz: Anlamlı bir eleştiri yerine okkalı bir küfür etkileşim alır. Masum fotoğraflar yerine pornografik içerikler öne çıkar. Tam da bu yüzden algoritma bir tür kontrol mekanizması olarak çalışmak zorunda. Önemli olan bunu ‘sansür’ tuzağına düşmeden yapabilmek ve hatta bağımsız kuruluşlara yaptırmak. Bu dönüşümün internetin doğasına içkin bir durum olduğuna inanıyorum. Bugün Bluesky, yarın başka bir mecra. Bu ‘göç’ sürmeye devam edecek.

Haberin Devamı

Kelebek göçünde X faktörü

Mehmet Şafak Sarı: “Bazı sosyal platformlar kaybolup gidecekler”

Şu an 23 milyon kullanıcıya doğru ilerleyen Bluesky’a neredeyse her gün 1 milyon yeni kullanıcı kayıt oldu geçtiğimiz hafta. ABD’de günlük aktif kullanıcıda ise Threads’i geçmiş durumda. X’ten ve Musk’tan yılmış kitlelerin müdahalesiz ve basit bir ‘Twitter’ açlığını doldurmuş görünüyor Bluesky. Dezenformatif içerikler üreten trol ve botların burada etkili olacak bir sayıya ulaşmaması ve X gibi bu hesapların zehirli iletişim modellerini teşvik etmeyen yapısı da Bluesky’ı kullanıcılar tarafından cazip kılıyor. Ama çok küçük bir şirket yapısı olan ve neredeyse çalışan başına 1 milyondan fazla kullanıcı düşen Bluesky’ın önümüzdeki günlerde ciddi anlamda moderasyon krizi yaşayacağını öngörmemek naiflik olur. Türkiye, Bluesky’ı yeni keşfediyor ve bu hızlı göç devam ederse Türkiye’de ciddi bir alternatif olma olasılığı var. Daha sakin, viral ve agresif içeriklerin olmadığı, olay ve olgular hakkında içeriklerin, ifadelerin beğeni ve RT kaygısı taşımadan dolaştığı sosyal ağlara yönelim var. Bu belki de X gibi tekelleşmiş merkezi sosyal ağlara da bir uyarı olacak aynı zamanda. Bazı sosyal platformlar kendisine çeki düzen vermezse kaybolup gidecekler.