10.11.2024 - 02:01 | Son Güncellenme:
Diyetisyen Feride Ağır - İşte bu noktada devreye yediğimiz yiyeceklerin özellikleri ve midemiz tarafından kabul görüp görmemeleri gibi değişkenler giriyor. Bazı besinlerin sindirim süreleri çok çok uzun saatler alırken bazılarının ki göz açıp kapayıncaya kadar geçiveriyor. Bazıları kas kitlemizi artırırken bazıları direkt yağa dönüşüyor.
Gelin, bedenimizde bir yolculuğa çıkalım. Yediğimiz besinlerin türüne göre vücudumuzda nasıl etkiler meydana geliyor beraber görelim. 500 kalori olan 2 dilim baklava yiyelim mesela. Baklavanın neredeyse tamamı karbonhidrattan ve rafine şekerden oluşur. Sindirilmeyen lif yapısı yoktur. Rafine edilmiş un ve şekerden mamul olduğu için ağzımıza attığımız anda beyne “vücuda karbonhidrat girdi haydi insülin salgılat” mesajını verir. Çiğnemeye başladığımız anda metabolize olmaya başlar. Hele de aç karnına yediysek insülin salgısı gereğinden fazla olacak kan şekeri aniden yükselip hızla düşmeye başlayacak. 500 kaloriyi sanki siz yememişsiniz gibi daha çok aç hissedecek tekrar yemek yeme isteği ile karşı karşıya kalacaksınız. Aç karnına yenilen rafine karbonhidrat yağ deposuna gönderileceği için metabolize olan baklava bir kaç saat içinde yağ deponuzda yerini alacak.
Baklavayı etten sonra yiyin
Peki, baklavayı yine 500 kalori olan et yemeği sonrası yesek nasıl olurdu? Kırmızı et ve balık gibi gıdaların tamamen sindirilebilmesi iki günü bile bulabilir. Proteinler ve yağlar daha kompleks moleküllere sahip olduğundan vücudun bu gıdaları sindirmesi, molekülleri parçalaması daha zor olacaktır. Bu yüzden bu gıdalar daha uzun sürede sindirilir. Et yemeği üzerine baklava yenildiğinde insülin salgısı az olur. Protein ile karışarak midede ilk işleme tabi tutulan karbonhidrat ta et kadar olmasa da uzun süre midede kalır. Kan şekeri dengesizliği ve açlık hissi oluşmaz. Uzun süre tok kalan beden yeniden yemek yeme gereği duymaz. Tüketilen besinler depoya gönderilmeden enerji için kullanılır.
Aç karnına tatlı yenilmemeli
Aç karnına yediğiniz 500 kalorilik baklava yağlanma yaparken, kan şekeri dengesizliği yaparken, şeker hastaları için zararlı iken et yemeği üzerine yenilen baklava enerji için kullanılır. Aç karnına yediğiniz tatlılar kilo yaparken tok tüketilenler seratonin salgısını artırarak diyetinizin daha sürdürülebilir olmasını sağlar hatta zayıflatır. Sadece 500 kalorilik bir tatlı ile öğün geçirenler yağlanırken 500 kalorilik et yemeği üzerine 500 kalorilik tatlı yiyenler hem daha mutlu hem daha sağlıklı hem de yağlanmadan zayıflayabilir.
Tatlının yanında süt için
Gözlemlediğim bir başka ayrıntı ise baklavanın tek başına yenildiğinde kan şekeri dengesizlikleri ve kilo artışına sebep olurken yanında 1 bardak süt ya da ayran veya yoğurtla tüketiliyor olması kan şekeri dengesizliğine yol açmayıp kilo verme sürecini olumlu etkiliyor. 2 dilim baklava şekeri oynatıp yağlanma yapabilirken, yanına 120 kalorilik bir de süt eklenince hem şeker yükselmiyor hem yağlanma olmuyor. 620 kalori (baklava + süt) zayıflatırken, 500 kalori (sadece baklava) kilo aldırıyor. Sizce de artık kalori hesabının tarihin tozlu sayfalarında yerini alması gerekmiyor mu?
Yeme bozuklukları kalori sayma programlarıyla başlar
Gıdaların ambalajlarında gördüğümüz kalori miktarları porsiyon başına tüketim açısından bilgi verebilirler ancak vücudumuzun ne kadarını absorbe edeceği yani kullanacağı hakkında fikir vermezler. Örneğin 250 kcal bir bisküviyi aç karnına yerseniz ve gluten hassasiyetiniz hatta insülin direnciniz de varsa adeta 400 kcal tüketmiş gibi etki gösterir. Aynı bisküviyi yanına 1 bardak süt ile ve tok karnına yerseniz glutene karşı herhangi bir hassasiyet ve insülin direnci yoksa 100 kcal gibi etki gösterir. Özetle yiyeceklerin kişilere, kişisel hassasiyetlere, sindirim sistemi faaliyetlerine ve nasıl tüketildiklerine göre vücutta absorbe edilme oranı değişir.
Paketler üzerindeki kalorilere göre yaşamak hem kişileri yanıltır hem de bir süre sonra takıntı haline gelebilir. New York’ta Cornell Üniversitesi’nde Amerikan mutfağının tarihi konusunda uzman Adrienne Rose Bitar, kalorileri takıntı haline getiren kalori azaltım programlarının sorun yaratabileceğini söylüyor. Bitar, “Bir alkolikten farklı olarak yemeyi bırakmanız mümkün değildir. Anoreksi, bulimia, ortoreksiya gibi birçok yeme bozukluğu zararsız gibi görünen kalori sayma programlarıyla başlar” diyor. Hatta bazı programların insanlara tehlikeli derecede düşük kalorili diyetlerle hayatta kalmalarını tavsiye ettiğini söylüyor. Günümüzde yapılan neredeyse tüm bilimsel çalışmalar kalori saymanın işe yaramadığını hatta zararlı olabileceğini gösteriyor.