02.02.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÜLİZ ARSLAN guliz.arslan@milliyet.com.tr
Princeton Üniversitesi’nin geçtiğimiz günlerde yayımladığı bir araştırma, Facebook’un 2017 itibariyle üyelerinin yüzde 80’ini kaybedeceğini söylüyor. Araştırmacılarının “salgın hastalık” modeliyle açıkladıkları teze Facebook analistleri karşı çıkıyor. Ancak Facebook’un genç kullanıcılarını kaybetmeye başladığı bir gerçek. Uzmanlara sorduk; fotoğraflarının altında anne-babalarının yorumlarını görmekten hoşlanmayan gençlerin gidişi Facebook’un sonunu mu getirecek? Yoksa Facebook bu krizin de üstesinden gelerek daha güçlü şekilde hayatımızı ele mi geçirecek?
“Bir yandan çocuklarının hayatlarını dikizlerken, bir yandan da eski sevgililerinin ne kadar yaşlanmış olduğuna baktılar”
Prof. Dr. Aslı Tunç
(İstanbul Bilgi Üniversitesi, Medya Bölüm Başkanı)
* Geçtiğimiz hafta Facebook’un Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdürü Sheryl Sandberg üniversitemize geldiğinde kendisine “Facebook güçten düşüyor mu?” diye sorduk. “Hiç sanmıyorum, Türkiye en güçlü pazarlarımızdan biri” demişti gayet kendinden emin bir şekilde. Kuşkusuz Sandberg’den farklı bir yanıt beklemiyorduk ama Türkiye’nin hâlâ kullanıcı sayısı anlamında sapasağlam olduğu da bir gerçek. Dile kolay 50 milyon internet kullanıcısının 32 milyonu aynı zamanda Facebook’ta! Kullanıcı profilleri değişti evet. Artık Facebook genç nüfus için eskisi kadar havalı yani “cool” değil belki. Bunun nedeni Twitter, Instagram, Vine gibi uygulamaların yaygınlaşması ve daha yaşı geçkin insanların Facebook’u keşfetmesi.
* Orta yaş ve üstünün sosyal medyayla tanışma durağı oldu Facebook. Hele Türkiye gibi coğrafyalarda bir kuşak, ufak muhalefet alanlarını, hınzır kişisel kaçışları bu mecrada keşfetti. Önceleri ürkütücü gibi algıladıkları bir alanın eğlenceli olduğunu görmek onları etkiledi. Bir yandan çocuklarının ve torunlarının hayatlarını dikizlerken, bir yandan da eski sevgililerinin ne kadar yaşlanmış olduğuna baktılar. Bu kuşak için artık Facebook tuhaf ve vazgeçilmez bir sosyalleşme alanı oluverdi.
“Facebook kullanımı küresel bazda gerileyecek”
* Princeton Üniversitesi araştırmacılarının makalesi mühendislik bakış açısıyla yapılmış bir modelleme çalışması. MySpace’in parlayıp sönüşünü temel alan ve aynı eğilimlerin Facebook’ta da görüleceğini varsayan bir projeksiyon. Bunu salgın hastalık yayılımı ile açıklamak oldukça yaratıcı. Ancak biz sosyal bilimciler dünyaya bu ölçüde mekanik bir pencereden bakmıyoruz. Kuşkusuz bir doyum noktası olacak ve Facebook kullanımı küresel bazda gerileyecek. Ancak kültürel farklılıklar, siyasal devinimler, toplumsal hareketler bizi kesin bir son tarih vermekten alıkoymalı.
“Artık genç kullanıcıları kendi mecrasına çekemez”
* Sosyal medya insanları görünür kılma anlamında epeyce yol kat etmiş görünüyor. Andy Warhol’un herkes için biçtiği 15 dakikalık şöhretin benzeri Instagram’da sonunda herkesin en az bir “selfie”si olacak mesela. Çılgınlar gibi fotoğraf paylaşıyoruz ve bunların çoğu kendi görüntülerimiz. İnsanoğlunda var olan bu narsisizmi gıdıklayan çok fazla uygulama çıktı. Hepimizin olduğumuzdan daha çekici, daha zengin, daha eğlenceli görünmek için harcadığımız çaba sosyal medyayı müthiş besliyor. Dolayısıyla farklı uygulamalarla da
olsa sosyal medyanın gelişimi hızla sürecek.
* Kanımca Facebook bu saatten sonra genç kullanıcıları Twitter, Instagram, Vine gibi uygulamalardan vazgeçirip kendi mecrasına çekemez. Bu mecralar gençler için en az bir süre daha ebeveyn ve akrabalarından saklanabilecekleri bir köşe gibi duruyor.
“Dünyanın en büyük dijital alışveriş merkezi, ona göre yapılanmalı”
Ufuk Tarhan
(Fütürist, Digital Ajans Sahibi)
* Dijital devrimin, “augmented reality”nin (artırılmış gerçeklik), giyilebilir teknolojilerin, holografik dünyanın, robot devriminin, yeni enerji çağının neler getireceğini şu anda kestirmemiz mümkün değil.
O yüzden daha çok dünün ve bugünün koşullarını girdi olarak alan ve ağırlıklı olarak matematiksel modellere dayanan her çıkarıma kuşku ile bakmamız lazım. Ancak şu bir gerçek; eğer Facebook değişen ihtiyaçlara proaktif yanıtlar vermezse hatta önden koşmazsa tabii ki yok olabilir. Hatırlayın ICQ, MSN bir zamanlar ne kadar popülerdi. Ancak özellikle Facebook web 2.0’dan sonra pabuçları dama atıldı.
“Dünyada altı kişiden biri kullanıyor”
* Facebook sadece üniversiteli gençlerin en temel iletişim/sosyalleşme ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış bir platformdu. Ancak zamanla yetişkinler tarafından da keşfedildi ve dünyadaki her altı kişiden birinin kullandığı bir araç haline geldi. Şimdi Facebook’un o cümbür cemaat hali rahatsız etmeye başladı. Gençlerin partisine bir ebeveynin gidip oturması neyse, Facebook’ta yorum yazması da o oldu.
* Facebook değişen ihtiyaçlara tam zamanında karşılık verdiği için büyüdü. Vermeye devam edemezse kaybeder. Ancak daha birkaç yıl yerini doldurabilecek bir alternatifin çıkması olası görünmüyor. Bakın onca gücüne rağmen Google+, Facebook’un yanına yaklaşamıyor bile.
* Bugün bir şirket Facebook’ta her türlü kategori ve hedef bilgisine bakarak kolayca reklam verebiliyor. Sıkıntı reklamları hedef kişilere gösterebilme kabiliyetlerini artırmakta. Yani bebek eşyası reklamlarını, sadece hamile kadınlara gösterebilecek kadar ince ve anında kategorizasyon, hedef kitle seçme kabiliyeti geliştirirse arayı açar. Bence Facebook dünyanın en büyük Dijital Shopping Mall’u, AVM türü yaşam merkezi artık! Buna göre yapılanmalı, dönüşmeli.
“Akıllı cihazlarla haberleşeceğiz”
* Twitter da yükselmeye devam edecek. Ama onda da kategorizasyon sıkıntısı başladı. Twitter bilgi özeti platformu olarak ilerlemeli. Mesela Facebook; Kanal D, Star TV gibi; Twitter ise NTV, CNN gibi ilerlemeli.
* En sonunda insanlar pek çok platformu takip etmekten yorulacak. İleride bunlar tek bir yerde birleşebilir. Aslında Facebook yoruyor derken, herkes yine kürkçü dükkanına da dönebilir.
Hele orada müthiş bir arşiv birikmişken...
* 10 yıl sonra sosyal medyaya düşünce yoluyla ve giyilebilir teknolojilerden daha çok girileceğini tahmin ediyorum. Akıllı cihazlarla sosyal medya üzerinden haberleşeceğiz. Cihazlar da bize birtakım mesajlar yollayacak.