08.08.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
axpaz011.jpg Pipiler üç gruba ayrılıyor. Cimbomlu pipiler en açık olanlardır ve kolay sünnet edilir. Beşiktaşlı pipiler normal, Fenerli pipiler ise kesilmesi en zor olandır... Bunları ünlülerin sünnetçisi Kemal Özkan (71) anlatıyor. Koyu bir Galatasaraylı olan fenni sünnetçi Özkan geçen hafta "Guinness Rekorlar Kitabı"na başvurdu. Dile kolay, 41 yılda aralarında onlarca ünlünün de bulunduğu 110 bin 855 kişi onun elinden geçti. Kemal Özkan son üç yıldır sünnet işini doktor oğlu Levent Özkana devretmiş durumda ama sünnet olmak isteyenler, 4. Leventteki onun adını taşıyan sünnet sarayına geliyor hâlâ. Özkan kesmese de bütün sünnet törenlerinde mutlaka yerini alıyor. Mutlaka çocukla iletişime girerim. Canını kesinlikle yakmam. En çok parayı ben alıyorum ama çocuğa en çok ilgiyi de ben gösteriyorum. Çocuğu mutlu etmek ve onu kendime bağlamak benim en büyük farkım sanırım. Diğer sünnetçilerden farkınız nedir? Evet. Mesleğimde futbolun çok faydasını gördüm. Futbol, sünnet çocuklarıyla iletişime geçmemin anahtarıydı, hâlâ da öyle. Çocuğun pipisine bakıyor ve "Sen Cimbomlusun" diyorum. Bugün üç çocuk getirin, ben onların pipisine bakıp hangi takımı tuttuğunu anlarım. Siz fanatik bir Galatasaraylısınız galiba... Yapışıksa Fenerlidir (gülüyor) yani sen sorunlusun diyorum. Darsa Beşiktaşlısın, açıksa Cimbomlusun ve hiçbir problemin yok diyorum. Bunun, meslekteki başarıma çok büyük katkısı oldu. Nasıl anlayabilirsiniz ki? Ben istemedim, halk istedi. Son günlerde beni görenler "Herhalde artık rekorlar kitabına girersin" demeye başlamıştı. Biz de başvurduk ve bekliyoruz. Azerbaycandan Avustralyaya kadar her yerde sünnet yaptım. 100ün üzerinde yabancıyı sünnet ettirdim. O kitaba girmem artık önemli değil, ben halkın gözünde "Guinness"e girdim. Neden "Guinness Rekorlar Kitabı"na girmek istiyorsunuz? Sünnetlandı kurmak. Disneyland neyse Sünnetland da o olacak. İçinde Türkiyenin farklı kültürlerine ait özellikler bulunacak. Karadeniz köşesinde Karadenize has oyunlar, eğlenceler olacak. Doğu kökenli bir çocuğun yakınları da başka bir köşede olacak. Ama bu hayali gerçekleştirecek imkanım, gücüm yok. Dünyaya tekrar gelsem yine aynı mesleği yaparım. Oğlum gibi diplomalı olmak isterdim. Benim diplomam basit bir diplomaydı, ben o diplomayı büyüttüm. En büyük hayaliniz nedir? Bugün Allaha çok şükür 110 bin çocuğun sünnet babasıyım ama zengin değilim. Zengin olsaydım, Sünnetlandı kurardım ya da yanımızdaki yeri satın alırdım. Bugüne kadar bir kamyon tuğlayı getirip yığdım. Üst üste dizmeden bir eser çıkmaz. Bunu da oğullarım yapacak. Üç yıldır sünnetleri doktor oğlum Levent yapıyor. Onun yanında mutlaka bulunuyorum. Elimi eteğimi çekmiyorum tabii ki; işleri organize ediyorum, çocuğun yanında oluyorum. Bu işten zengin olmadınız mı daha? "Oğlum Murata küçükken abisi Leventi sünnet ettirdim" Ön planda olmasını istiyorum ama insanlar artık beni kabul etmiş sanki. Zaten o da göz önünde olmak istemiyor. Neden oğlunuz ön planda değil o zaman? Kesinlikle çok başarılı. Oğlum Murata küçükken abisi Leventi sünnet ettirdim. İğneyi ben yaptım. Kıskacı taktım ve o da abisini sünnet etti. Ben öyle yaparak Muratı da alaylı sünnetçi yaptım ama o işletmeci oldu. Levent ise benim mesleğimi seçti. 2001de ayak parmağımın ameliyat edilmesi ve alınması gerekiyordu. Levent o gün 30 çocuğu sünnet ederek bu işe başladı ve gerçekten işini iyi yapıyor. O da sizin kadar başarılı mı? İki ideal yaş grubu var. Aileler çocuklarını ya doğduktan hemen sonra dokuzuncu ayına kadar olan dönemde sünnet ettirmeli ya da 5 yaşından sonra. Dokuzuncu aydan 5 yaşına kadar olan dönemde sünnet ettirilmemeli. Çocuğu psikolojik olarak olumsuz etkiler bu dönem. Ama 5 yaşından sonra yapılabilir. İdeal sünnet yaşı kaçtır? 110 bin çocuğu sünnet ettim, hâlâ kolay gelmiyor. Bir hata, o insanın mahvolması demek. Küçük bir yer kestim ama hiçbir zaman bu işi küçümsemedim. Sünnetçilik zor bir iş mi? "Sünnetli erkek daha geç boşalır, kadın da daha çok zevk alır" Elbette, seks sırasında alınan zevk açısından çok farklılık var. Sünnetsiz erkeklerde penis çok hassastır. Erken boşalma daha çoktur. Oysa sünnetli erkek daha geç boşalır. Doğal olarak kadın da daha çok zevk alır. Bir de sünnetsiz erkeklerde, ne kadar temizlenirse temizlensin, mutlaka kötü bir koku oluşur. Sünnetlilerde bu yoktur. Sünnetli bir erkekle sünnetsiz erkek arasında, alınan cinsel haz bakımından farklılık var mı? 60 yaşındaki bir insan da olabilir 80 yaşındaki de. Ben 80 yaşındaki bir adamı 10 yıl önce sünnet etmiştim. Adam hatalı sünnet ettirilmiş, yarım sünnetliydi. Geç yaşta sünnet olmanın sakıncaları var mı? İnsan kendine güvenirse karşısında kim olursa olsun hafife alıyor. Kürt İdrisin ortalığı titrettiği zamanlarda başıma bir olay geldi. Yıl 1967. Kürt İdris Emirganda Villa Zarif diye bir yer açtı. Bir gün beni çağırdı. İki yanında tabanca vardı. Zangır zangır titriyordum. Bana "Sen iyi sünnet yapıyormuşsun, iki oğlumla iki yeğenimi pazar günü saat 18.00de sünnet ettireceğiz" dedi. Pazar günü bana bir telefon geldi. Telefondaki kişi "Biz sünneti Lalezarda yapacağız" dedi. O dalgınlıkla Lalezar ile Villa Zarifi birbirine karıştırdım. Akşam oldu, Villa Zarife gittim, kimse yok. Doğru yeri öğrenip gittiğimde saatler geçmişti. Herkes bana bakıyor. Kürt İdrise "Kimse bana haber vermedi" deyiverdim. O bana kızacağına yanındakilere fırça çekti. O sırada "Ben yanlış anladım" diyemezdim çünkü çok korkmuştum. Sünnet törenleri nedeniyle yeraltı dünyasından da çok tanıdıklarınız oldu galiba. Onların yakınlarının sünnet törenlerinde bir vukuat yaşandı mı? "Menderes Utkuyu uçakta, bir çocuğu deve üzerinde sünnet ettim" Onlarda çok eskiden hahamlar tırnaklarıyla kesermiş. Ama şimdi durum değişti, bizimkiyle hemen hemen aynı. Tek fark şu; onlarda çocuk doğduktan sonra ilk sekiz gün içinde sünnet ettiriliyor. Bizde ise süre yok, istediğimiz zaman yapabiliyoruz. Yahudi sünnetiyle Müslümanların sünneti arasında fark var mı? Onu kimin, nasıl sünnet ettiğini bilmiyorum ama büyük bir ihtimalle yarım kesilmiş olabilir. Yarım kesildiği için yara toplamıyor. Tam kesilseydi 15 gün sonra ayağa kalkabilirdi. Menajer Stelyo Pipis, "Bugün sünnet yarın deniz diyorlar ama iki ay oldu denizi göremedik" demiş. 1984te ilk kez 1650 kişiyi 50 kişilik bir ekip halinde sünnet ettik. Sanki bütün İstanbulu sünnet etmiş gibi hissettim. Toplu sünnet törenlerinin en büyüğü 1999da Batmanda 2 bin 350 çocuğun sünnetiydi. Ama en ilginci devede sünnetti. Menemende bir aile, farklı bir şey olsun diye deve üzerinde sünnet istedi. Ümit Utkunun oğlu Menderes Utkuyu havada uçaktayken sünnet ettim. Katıldığınız en ilginç sünnet töreni hangisiydi? "Hakan Ural, Mustafa Sandal ve Alişanın sünnetlerini ben gerçekleştirdim" Ben ünlülerin sünnetçisi değilim. Mustafa Sandalı ben sünnet ettim ama onun ünlü olacağını nereden bileyim. Böyle böyle adım ünlülerin sünnetçisine çıktı. Toplum psikolojisi belki de... Bir de işin ünlüler boyutu var. Neden ünlülerin sünnetçisi olarak anılıyorsunuz? Fatih Mühürdar, İskender Doğan, Hakan Ural, Mustafa Sandal, Alişan, Ozan Orhon, Menderes Utku, İdo, Arif Sağın oğlu, Tuğrul Şanın oğlu, Asım Ekremin çocukları, Yılmaz Güneyin oğlu. Aslında daha çok var ama aklıma gelmiyor. Peki hangi ünlüleri sünnet ettiniz? Elbette vardır ama ben çok değişik yapıyorum. Benim sünnetimi düzelten başka bir doktorla tanışmadım ama yüzlerce doktorun yaptığı sünneti düzelttiğimi bilirim. Keşke bir sünnet anında yanımda olsanız. Parmağım da beynim de başka türlü çalışır o sırada. Sizin kadar iyi sünnet yapan kimse yok mu? Fakir biri geldiğinde çevirmem ve ondan bir kuruş almam. Her yıl fakirler için toplu sünnetler yapıyorum. Ama ben Tekelden aldığım rakıyı satmıyorum ki, alın teri el emeği benimki. Durumu iyi olanlardan bu iş karşılığında 600 milyon lira alıyorum. Ekonomik durumu kötü olan insanlardan para almadığınız söyleniyor. Malatyalıyım. Baba tarafım bey, anne tarafım ağa kızıydı. Bizim oralarda sünnetleri ya berber ya çıkıkçı yapardı. Bir beyzadenin sünnetçi olmasını düşünemezdiniz bile. Benim çocukluk hayalim askeriyeydi. Kuleliden gelen kırmızı şeritli pantolonla eve dönmeyi hayal ederdim. Kuleli için sınavlara girdim, sonuçları beklerken açıkta kalmayayım diye Ankara Yenişehir Sağlık Kolejine başvurdum. Sırf eşe dosta mahcup olmamak için bitirdim ve memur oldum. Çocukları sünnet etmeye 1964te başladım. Bir gün dişim ağrıyordu, dişçiye gittim. Ağrı kesici bir iğne yaparak dişimi çekti. Ben de böyle bir ağrı kesiciyi lokal anestezi gibi kullanabilir miyim diye beynimde bir şimşek çaktı. Aslında sünnetleri bir arkadaşımla birlikte yapıyorduk. Ben yardım ediyorum, o kesiyordu. Bu lokal anesteziyi denemek için bir fırsat çıktı. Arkadaşımla anlaştık; anesteziyi ben, sünneti o yapacaktı. Ben sünnet edeceğimiz çocuğun yanına gittim ve arkadaşımı beklemeye başladım. İğne yapmıştım ama arkadaşım gelmedi. Çaresiz kaldım ve ben kestim. Neredeyse gözlerim kapalıydı keserken. Kazasız belasız bitirip kendimi dışarı attım ve hemen bir sigara içtim. Hastane dışında lokal anesteziyi Türkiyede ilk kez ben yapmış oldum. Acıtmadan kesiyordum, sarıyordum ama ikinci gün felaket oluyordu o bölge çünkü sargı bezi yapışıyordu deriye. Sonra dikiş atmaya karar verdim ve bu da tuttu. Okulda öğretilmeyenlerin çoğunu hayata geçirdim. "Lokal anesteziyi ilk ben yaptım"