Davetkar bir şehir: Moskova

Moskova Domodedovo Havalimanı’na ayak basar basmaz havaalanının hemen çıkışında bulunan, her yarım saatte bir kalkan Aeroexpress adlı hızlı trene 320 ruble ödeyerek 45 dakikada şehir merkezindeki Paveletskaya metro istasyonuna varabilirsiniz. Oradan da metroyla gideceğiniz yere ulaşım kolay. Ancak metro istasyonlarında İngilizce tek tabela yok. Zaten Moskova’da sokak ve cadde isimleri, önemli yapıların önlerindeki açıklamalar da hep Rusça. Bu nedenle haritada çok yakın görünen bir adresi bulmak biraz zaman alabiliyor bu şehirde.
Benim kısıtlı bir zamanım olduğundan listemde görmek istediğim galerileri, yemek yiyemediğim kafe ve restoranları arkamda bırakmak suretiyle döndüm Moskova’dan. Ama sana diyeceğim şu ki Moskova, henüz pes etmedim. Listemi tamamlamak için yakında tekrar geleceğim.

Moskova metrosu göz kamaştırıyor
Şehirdeki trafik sorunu İstanbul’u aratmıyor.
10 kilometrelik yolu taksi ya da arabayla 1.5 saatte gidiyorsunuz. Ulaşım için en güzeli metro. Stalin’in projesi olarak 1935’te açılan Moskova metrosu 188 durak ve 12 hattan oluşuyor. Hemen hemen her metro durağı yüksek tavanları, avizeleri, duvar resimleriyle komünist dönemden kalma birer sanat müzesini andırıyor. Metro için 2 (60 ruble), 5 (150 ruble) ya da 11 kez (300 ruble) kullanımlık metro kartı alabilirsiniz. Yolda tüm arabalar taksi hizmeti veriyor aslında. Ancak bilmediğim arabaya binmem derseniz en kolayı Yandex Taksi. Uygulamayı indirip taksinin haritada yerini bile görebilirsiniz.
Slavyanskaya Meydanı’nda Rusya’ya Kiril alfabesini kazandıran Aziz Cyril ve Methodius’un heykeli var. Rusya’ya eğitimi getirdikleri için çok önemli kabul ediliyorlar.
Bu heykelin arkasında her gün saat 10.45’te İngilizce ve ücretsiz Moskova turu yapmak üzere bir yerel rehber sizi bekliyor.

Slavyanskaya Meydanı’ndaki Rusya’ya Kiril alfabesini kazandıran Aziz Cyril ve Methodius’un heykeli. Bu heykel her gün yerel bir rehberin düzenlediği "bedava Moskova turu”nun da başlangıç yeri.

Turistik bir turun başlıca durakları
Kızıl Meydan’a Diriliş Kapısı’ndan girerek turumuza başlıyoruz. Devrim öncesi Rus çarlarının ikametgahı olan Kremlin Sarayı; çok katlı bir pastayı andıran, Korkunç İvan tarafından Kazan ve Astrahan hanlıklarına karşı kazandığı zaferlerin anısına yaptırılmış Aziz Vasili Katedrali; 1990’lı yıllarda aslına sadık kalınarak tekrar yapılan Kazan Katedrali; eskiden çarların konuşma yaptığı, halka hitap ettiği Lobnoe Mesto isimli platform, Rus Devleti’nin yükselişi ve gelişmesi sürecine
ait 4 milyondan fazla eser barındıran Milli Tarih Müzesi ve komünizm döneminde yerle bir edildikten sonra tekrar inşa edilen Kurtarıcı İsa Katedrali turistik Moskova turumuzun durakları oluyor.
Hava güzelse Kievskaya’daki cam köprünün hemen yakınından kalkan teknelere binerek nehir turu yapabilirsiniz.
Gelelim yemeklere... Kurutulmuş et ve balık, çiğ yumurta gibi farklı tatlardan oluşan Rus kahvaltısı bana göre değil derseniz, her sabah 50 farklı çeşit ekmek yapan Baltic Bread’te kahvaltıyla güne başlayabilirsiniz (M. Dmitrovka 3/10, bldg.1).
Mari Vanna kapısından girdiğinizde kendinizi 1950’lerde bir evin yemek salonunda sanabileceğiniz bir restoran. Beyaz sandalyeler, içi antika eşyalar, bakır kaplar ve tenceler ve bolca porselen tabak çanak ile doldurulmuş vitrinler... Ukrayna asıllı Solyanka çorbası, ördekli patates, bizim mantıyı andıran yoğurt soslu etli ya da mantarlı pelmeni denemeye değer
(10a SpiridonyevskyPer.).

Mutfak havyar ve votkadan ibaret değil
19’uncu yüzyıldan kalma bir dekorasyona sahip, Moskova’nın en pahalı restoranlarından Cafe Pushkin atmosferi, geleneksel kıyafetlerle servis yapan garsonları, kırmızı kadife kaplı sandalyeleri ve klasik Rus mutfağı menüsü ile insana kendini Çarlık Rusya’sında bir davette gibi hissettiriyor (Tverskoy Blvd, 26Tverskaya). Cafe Pushkin’de 19’uncu yüzyıldan kalma tarifler esas alınarak hazırlanan pancar, salamura mantar, ringa filetoları, salatalık turşusu ve çavdar ekmeğinden oluşan başlangıç tabağı zakuski, lahana yapraklarına kıyma ve pirinç doldurularak pişirilen golubtsi sipariş etmenizi öneririm. Yerel halkın tercih ettiği Uncle Vanya butik bir Rus restoranı (Pyatnitskaya Building 2/20).
Zincir restoran Elki Palki’nin şehirde şubeleri mevcut. Ailece rahat yemek yenebilecek restoranların başında geliyor (Tverskaya 18). Eğer Moskova’yı kuşbakışı izlemek isterseniz trendi restoranlardan White Rabbit’i (Smolenskaya Sq., 3, Smolensky Passage Center, 16. kat), Stalin’in Yedi Kız Kardeş isimli gökdelenlerinden birinin tepesine kurulmuş Buono’yu (Kutuzovskiy Alley, 2/1, bina 1) ya da Avrupa’nın en yüksek restoranı ve şehrin en yeni füzyon mekanı Sixty’i (Presnenskaya emb., 12| Federatsia Tower, 62) deneyebilirsiniz.

Kızıl Meydan'ın hemen arkasındaki pazarda Matruşka isimli iç içe geçen ahşap bebeklerin her çeşidini bulmak mümkün.

Kızıl Meydan’a giriş yapılan Diriliş Kapısı. Çar, Moskova’ya her gelişinde Kremlin’e girmeden önce içindeki mabedi ziyaret edermiş.

Moskova’nın modern yüzü
Moskova’nın gittikçe modernleşen bir yüzü var. Moskova Nehri’ndeki Bersenevskaya Seti’nin üzerindeki Kızıl Ekim Binası bunun en güzel örneklerinden. Kızıl Ekim Galerisi, fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapan Lumiere Brothers Fotoğraf Merkezi, Rus ve yabancı fotoğrafçıların eserlerinin olduğu FotoLoft, sergilere ve film gösterimlerine ev sahipliği yapan Center of Contemporary Art, modern sanat severlerin uğrak yeri Multimedia Art Museum ile Art+Art Gallery sanatla ilgilenenlerin ilgisini çekecek yerler.

Şehirdeki parklara gel!
Moskova’da yüzden fazla park var.
En güzeli Gorky Park. Ancak Sokolniki, Filevsky ve İzmailovsky Park’ı da listenize eklemelisiniz. Gorky Park’ın içinde buz pateninden oyun alanına kadar çocukla yapılabilecek bir sürü de aktivite mevcut. Avrupa’nın en büyük parklarından biri olan Izmaylovo Park’ta hafta sonları antika eşya, eski Rusya döneminden kalma kıyafet, şapka ve aksesuarlar, posterler, porselen tabak çanaklar başta olmak üzere ne arasanız bulabileceğiniz bir bit pazarı kuruluyor.

Çocuklar için seçenekler
Obraztsov Kukla Tiyatrosu çocuklar için olduğu kadar büyükler için de eğlenceli. Oyunların çoğu Rusça olsa da dil bilmeyenlerin de izleyebileceği bir repertuvar seçmişler (Ulitsa Sadovaya-Samotechnaya, 3). Astronomi Müzesi’nde ise astronot kıyafetleri, uzaya fırlatılan araçların modelleri dışında uzaya ilk ayak basan köpeklerin hikayeleri ile Sputnik ve diğer uydularla ilgili pek çok şeyi bulmak mümkün (Prospekt Mira-VDNKH metro istasyonu çıkışı).