PazarBir efsane mi yoksa pazarlama şaheseri mi?

Bir efsane mi yoksa pazarlama şaheseri mi?

07.08.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kimileri "Harry Potter"ı bir pazarlama mucizesi, çocukları sömüren bir kitap dizisi olarak görüyor. Daha yazılırken her şeyin tüketim hesaplarıyla planlandığını iddia ediyor. Kimileri için de "Harry Potter" kitapları çok sürükleyici ve ününü, başarısını hak ediyor

Bir efsane mi yoksa pazarlama şaheseri mi

axpaz011.jpg aslicak@milliyet.com.tr Türkiye'deki çocukların da yakından tanıdığı Harry Potter ve arkadaşlarının maceraları tüm çocuk kitapları dünyasında bir efsane oldu. Her ne kadar onu "Karanlık", "Çocuklara uygun değil", "Bir pazarlama mucizesi" diye eleştirseler de o satışlarına devam etti. Biz de "Harry Potter"ı, çocuklara olan etkilerini çocuk edebiyatı yazarlarımız Yalvaç Ural ve Sevim Ak ile konuştuk. Onların söylediklerine cevapları da "Harry Potter"ların çevirmeni, şu anda da altıncı kitap üzerinde Kutlukhan Kutlu ile birlikte çalışan Sevin Okyay'dan aldık. Harry Potter" serisinin altıncı kitabı "Harry Potter and The Half Blood Prince" 16 Temmuz'da birçok ülkede piyasaya çıktı. Bizde de ekim ayında Yapı Kredi Yayınları tarafından "Harry Potter ve Melez Prens" ismiyle Türkçesi piyasaya sürülecek. Çıktığı ilk saatte 250 bin satan kitap yine rekor kırdı. İlk 24 saatte ise satış rakamı neredeyse 7 milyona ulaşmıştı. Sevim Ak: "Mezrada yaşayan çocuk bile 'Harry Potter var mı?' diye soruyor" Sevim A.: Türkiye'de iyi örnekler var ama ulaşamıyor çocuklara, okunmuyor. Bir kere öğretmenler ve veliler çocuk kitaplarını pek tanımıyor. Kendi çocukluğunda ne okumuşsa çocuğuna da onu okutturuyor. Ya da klasikler okutuluyor çünkü onlar garantili kitaplar... Bir de bir kitabın her yere ulaşabilmesi için eğitim müfredatı içinde yer alması gerekiyor. Yalvaç U.: Çocuklar bir okulda imza topluyorlar, "Biz Yalvaç Ural'ı istiyoruz" diye. Ben de gidiyorum o okula. Hoca diyor ki, "Yalmaç Vural bey hoşgeldiniz." Öğretmen daha benim adımı bilmiyor. Ama "Harry Potter"'ı tanıyor. Sevim A.: Ama bu sistem o kadar başarılı olmuş ki... Doğu Anadolu'da kütüphane kuruyoruz... Yüzlerce kutu var, onları açarken bir çocuk geldi, üstünde başında doğru dürüst bir kıyafeti yok, yalınayak okulda. Bize "İçinden 'Harry Potter' çıkacak mı?" diyor. Mezrada yaşıyor, elektriği, suyu yok ama "Harry Potter" o mezradaki o küçücük eve girebilmiş.Yalvaç U.: Bu işi yapanlar "Biz ürünlerimizi mezraya kadar götürürüz. Hem de Ömer Seyfettin'den, Yalvaç Ural'dan önce" diyor. Bizim çocuk kitaplarının durumu ne? Yalvaç Ural: "Harry Potter" kitapları çocuğu bir meta, satış yapılacak bir alan olarak görüyor. "Harry Potter" çocuklara bir şeyler taşıyayım, onların dünyasını renklendireyim, güzel bir eser bırakayım diye yola çıkmamış. Bir yazarı var gibi görünen ama aslında arkasında 27 yazarın daha bulunduğu, ordu tarafından senaryosu yazılmış bir ürün. Yalvaç U.: "Gülten Dayıoğlu, Rowling'den çok daha iyi bir yazar" "Harry Potter" dizisinin altıncısı çıktı ve yine rekorlar kırdı. Siz "Harry Potter olayı"na nasıl bakıyorsunuz? Yalvaç U.: Kitabın ilk baskılarını bulup hikayenin aslında ilk halini sonra çekilen filmle karşılaştırdılar mı? Eklenenleri görecekler. "Pokemon topu tuttu, biz de bu öykünün içine top atalım" diyen olmadı mı sanki ve öyle süslenmedi mi hikaye? Neyse, "Harry Potter" için şöyle düşünülmüş belli: "Biz öyle bir şey yazmalıyız ki, sonrasında bir filmi olmalı, tekstil ürünlerini, oyuncağını, hatta kenef süpürgesini yapmalı çocuğa 350 milyon liradan satmalıyız." Sevim Ak: Daha kitap yazılırken filminin yapılacağını, oyuncaklarının satılacağını biliyorsunuz. Tamamen tüketim hesaplarıyla planlanıyor her şey. Çocuğun hangi ruhsal ve psikolojik ihtiyaçlarına cevap veriyor diye düşünerek değil de ondan bir tüketici yaratma felsefesiyle hareket ediliyor. 27 yazar nereden çıktı şimdi? Yalvaç U.: Çok sıradan. Yani Gülten Dayıoğlu, J. K. Rowling'den çok daha iyi. Çünkü Rowling sadece bir masal geleneğinin üzerine bir okulu inşa ediyor. Sevim A.: Batı'da kreatif yazarlar var. Önce gençlerin, çocukların sorunları ne, onları saptıyorlar. Uyuşturucu, okul sorunları gibi... Bir de nelerden hoşlanır? Bilimkurgu, fantastik edebiyat, macera... Bunları birleştirip kitaplar yaratıyorlar. Yalvaç U.: "Harry Potter"da başka bir ilginçlik daha var. Hiçbir çocuğun 600 sayfayı okuma sabrını göstereceğini sanmıyorum, içinde büyü bile olsa. Tüm bu anlattıklarınız olmasaydı, bu sadece bir kitap olarak karşınıza çıksaydı... Yine o kadar kötü bir kitap mı? Yalvaç U.: Bizim görevimiz çocukları mümkün olduğunca sömürü dünyasından uzak tutmak. Şimdi hiç kimse çocuğu fast food yiyeceklerle beslemenin iyi bir şey olduğunu anlatamaz. Bir de insan beynini fast food ile beslemeye başladığı zaman -ki "Harry Potter" edebiyat kitapları için de bir hamburgerdir o- durum daha ciddileşir. Sevim A.: Artık iki-üç yaşındaki çocuklar medya sayesinde her şeye tanık olabiliyor. TV başına geçtiğinde tamamen dışarıda, edilgen bir durumda oluyor. Birilerinin ölüyor olması, TV'de yaşananlar onun için fazla şey ifade etmiyor. Artık sokakta da dehşet verici bir sahne gördüğünüz zaman kafanızı çevirip geçebiliyorsunuz, zapping yapar gibi. İşte artık hayal kahramanlarına ihtiyaç duyuyoruz. Ortaçağda bu kahramanlar vardı; periler, büyücüler... Bugün "Harry Potter"la geri geldiler. Sonuç olarak... Harry Potter"ın başarısının, diğer çocuk kitabı yazarlarını, yayıncılarını gücendirmesini doğal karşılıyorum. Koskoca Ursula K. Le Guin bile "Ben de büyücü kitabı yazmıştım, Harry'ye niye bu kadar rağbet gösteriliyor?" diye serzenişte bulundu. Ama Roke'deki büyücülük okulu ile Hogwarts arasında, biz birincisine de bayılsak bile, dağlar kadar fark var. Her şeyden önce, Le Guin'in okulu çocuk büyücülere mahsus değildi, Harry'nin sırrı burada. J.K. Rowling'i ve Harry Potter dizisini maddi çıkar peşinde koşmaya çalışmakla suçlamak haksızlık olur. Yazar, kitabın sırlarını sonuna kadar saklamak dışında bir çabada bulunmuyor. İlk gününde sadece İngiltere ve ABD'de milyonlarca satan bir kitap için ne diye çabada bulunacaksın ki? 10 yılı aşkın süredir, altı kitaptır devam eden bu mucize, geçici olacağa da benzemiyor. Sevin Okyay: "Altı kitaptır devam eden bu mucize geçici değil Doğru dürüst satmayan kimi genç cadı, vampir, vesaire kitapları bile satmaya başladı. Potter okuyucuları yeni kitabı beklerken arada benzer kitaplar okuyor. Harry Potter'ın çocukların okumasına yol açtığı da bir gerçek. "Harry Potter'ın çocukların okumasına yol açtığı bir gerçek" "Harry Potter ve Felsefe Taşı", daha önce hiç kitabı yayımlanmamış bir yazarın ısrarı ve inadı sayesinde, risk almayı kabul eden küçük bir yayınevine kabul ettirdiği bir çocuk kitabıydı. Gerçi ben, kendisi de fantezi seven Rowling'in işin başından beri büyüklerin de kitabı okuyacağını umut ettiğini sanıyorum ama, esas okur kitlesini çocuklar oluşturdu. Başlangıçta ise, kitap iddiasız bir şekilde piyasaya çıktı, okundu, sevildi, adı duyuldu, fısıltı gazetesiyle reklamını yaptı. İkinci kitaba geldiğinde, kimi hassas burunlar para kokusu almıştı, tabii. Ondan sonra büyük yayınevleri, film şirketleri işin içine girdi. Rowling, "merchandise" tabir edilen, kitaplarla ilgili tüm malzemenin anlaşmalara dahil olmaması için elinden geleni yaptı. Bir söyleşisinde, "Merak etmeyin, ben de sizin köşenizde dövüşüyorum" diyordu, bir boks terimini kullanarak. Olmadı ama, iş çok büyümüş, onu da aşmıştı. Ayrıca, satanlar ne kadar para kazanmış olursa olsun, bunlar da sonuçta birer oyuncak ve çocuklar hep oyuncağı sevmiştir. Harry, fantezinin bilimkurguya galebe çaldığı bir dönemde, şanslı bir zamanda ortaya çıktı sanıyorum. Harry Potter bir Kemalettin Tuğcu karakterinden farksızdır: Annesi ile babası o bir yaşındayken âlemin en büyük karanlık büyücüsü tarafından öldürülmüş, kendisi canını zor kurtarmıştır. Hain akrabalarının yanında kalır, kuzeninin eskilerini giyer, yarı aç yarı toktur. Ve yine de karşısındakileri alt eder. Böylesi özelliklerin, küçük ya da büyük herkese hep hitap edeceğini düşünüyorum. "Rowling de kitaplarla ilgili malzemelerin satışını istemiyordu" "Sürükleyici bir kitap, reklam gücü de olunca satmaması mümkün değil" Harry Potter serisinin birinci kitabını ben çevirdim. İkinciyi de okudum. Sonra fırsatım olmadı diğerlerini okumaya. "Harry Potter" sadece çocukların değil, büyük okurların da çok ilgisini çeken, okudukları bir kitap. Bu yüzden satış rakamları bu kadar çok oluyor. Ayrıca "uluslararası satış kuralları"na çok uygun bir şekilde yazılmış bir kitap. Ve son derece sürükleyici geliyor çocuklara. Tüm bunların arkasında bir de büyük bir reklam gücü olunca satmaması mümkün değil. "Etkilenirim diye korktum. Hiç 'Harry Potter' okumadım" Açıkçası "Harry Potter" hiç okumadım. Etkilenmekten korktum. Ama etkilerini, hakkında çıkan yazıları takip ediyorum. Bu bir organizasyon. Aynen satranç oynar gibi, her şey düşünülmüş, yerli yerinde. Bir de ilk çıkışı ilginç buldu halk. "Rowling tren istasyonunda yazmaya başlamış 'Harry Potter'ı". Bir yazar doğuyor falan... Çocuk dünyasını araç edinerek çok büyük bir ticaret yapılıyor. Ben ömür boyu böyle şeylere karşı durdum. Bu işin etrafındaki pazarlama gücü o kadar büyük ki artık bu güç, kitabı, yazarı falan aşmış durumda. J. K. Rowling bu gücün içinde küçük kalıyor.