
Keldanilerin (Katolik Süryaniler) yaşadığı Aksu köyü, yaklaşık 35 yıl önce güvenlik gerekçesiyle boşaltılınca yöre sakinleri farklı illere ve Avrupa ülkelerine göç etti.
Köyün göç eden sakinlerinden 70 yaşındaki Petrus Karatay da önce İstanbul'a gitti, bir süre sonra da Fransa'ya yerleşti.Fransa'da yeni bir yaşam kursa da 6 çocuk babası Karatay, yıllarca ayrı kaldığı doğup büyüdüğü topraklara hep özlem duydu.Bölgede tesis edilen huzur ortamının ardından İçişleri Bakanlığınca başlatılan "Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi" kapsamında köyüne dönmek için 2009 yılında başvuru yapan Karatay, 2011 yılında köyüne geldi.
Mevcut köylerinin yaklaşık bir kilometre ilerisindeki yeni yaşam alanına ailesiyle yaşayacakları 3 katlı ev yaptıran Karatay, köy ve çevresine yaklaşık 7 bin fidan dikti, yol, su ve elektrik hizmetlerinin getirilmesi için de çalışma yürüttü.
Karatay, bu girişimiyle Avrupa'daki diğer Keldanilerin de köye dönmesine öncülük etti.
Bu sayede 7 aile köye dönüş yaparak ev inşa etmek için çalışma başlatırken, 5 aile de dönüş kararı aldı.
"YAŞAM STANDARDI YÜKSEK BİR KÖY İNŞA ETMEK İSTİYORUZ"
Zorlu yollardan ve tünelden geçilerek ulaşılan köye dönen Petrus Karatay, AA muhabirine, Cudi Dağı eteklerindeki köylerinin kurulum aşamasında olduğunu, yol, su ve elektrik bağlantısının yanı sıra köyün yeşillendirilmesi için de büyük çaba gösterdiğini söyledi.
Avrupa'da öğrendiklerini ve gördüğü imkanları köye taşımak istediğini dile getiren Karatay, "Yaşam standardı yüksek bir köy inşa etmek istiyoruz. Bunun için 2009'dan bu yana çok uğraştım. Evimi inşa ettim, yolları, suyu getirdim, çevreyi yaptım. Bu köyü yapmayı kendime misyon edindim." dedi.
Bu süreçte köydeki topraklara 7 bin fidan diktiğini, bunlar içinde yaklaşık 4 bin fıstık, 1000 ceviz, 700 zeytin, 900 üzüm, 150 badem ile kayısı ve erik ağaçları bulunduğunu belirten Karatay, köyde ayrıca arılarının da olduğunu kaydetti.
Karatay, kendilerine yetecek kadar sebze ve meyve ürettiklerini, köyün havasının, suyunun çok güzel olduğunu ifade etti.
"KÖY HAYATINI TERCİH ETTİM"
Ocak, şubat ve mart ayları dışında 9 ay köyde kaldığını anlatan Karatay, "Yaşım ilerlediği için çalışamıyorum ama işçi çalıştırıyorum. Yazın çok ziyaretçi ve misafir geliyor. Ziyaretçiler köyümüzü çok beğeniyor." diye konuştu.
"İstanbul ve Paris'te de yaşadım ama köy hayatını tercih ettim." diyen Karatay, bu köyü yaşatmak için elinden geleni yapacağını belirtti.
Karatay, bir kilise yapacakları köyde yöreye özgü kıyafetlerde kullanılan şal şepik kumaşı atölyesi de kuracaklarını söyledi.
Daha önce köylerinde bu kumaşın üretildiğini ifade eden Karatay, tekrar o kültürü yaşatmak istediklerini anlattı.
Karatay, köyde arıcılık, hayvancılık ve tarım yapılması için imkanların olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Köyü tamamıyla bitireyim, öyle muradıma ereyim, öleyim. Kararımı verdim yaşamımı burada tamamlayacağım ve elimden geldiği kadar ortam yaratıp insanların buraya gelmesini sağlayacağım."
Cudi Dağı'nın artık bir yaşam alanı olduğunu anlatan Karatay, köyde turunçgiller dışında her türlü meyvenin yetiştiğini belirtti.
Karatay, "Elimden gelse Cudi'nin en tepesine kadar meyve ağacı dikerim. Bu topraklara meyve ağacı fidanı dikmeye devam edeceğim." dedi.