Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Murat Akgün, "Diaspor kristali pırlantadan 10 bin kat daha nadir görülüyor. Dünyada katıldığımız birçok fuarda, turizm merkezlerinde, mücevher kanallarında taşımızdan her söz edildiğinde Türkiye ve Milas'tan bahsediliyor. Dünyada bu taşı işin içerisinde olan kuyumcular ve tasarımcılar biliyor. Bizim amacımız Türkiye'nin bu değerini pırlanta, zümrüt ve yakut gibi yüzyıllardır bilinen değerli taşlar kadar tanınır hale getirebilmek" dedi.
Başta kuyumculuk sektörü olmak üzere birçok tasarımda kullanılan diaspor kristalinin renk değiştirme özelliği sayesinde yoğun ilgi gördüğünü söyleyen Akgün, "Amacımız bu taşı pırlanta, zümrüt ve yakut gibi bir yere getirebilmek. Bu taş yurt dışında her yerde satıldığı zaman, Türkiye ve Milas kelimesi geçiyor" dedi.
PIRLANTADAN 10 BİN KAT DAHA NADİR BİR TAŞ
Diaspor kristalinin pırlantadan 10 bin kat daha nadir bulunduğunu söyleyen Murat Akgün, "Bu ocaklar 1972 senesinde Etibank tarafından açılmış ve boksit cevheri üretiliyor. O senelerde bu kristallere ilk kez rastlanılmış. Benim işin içine girmem 1998 yılında oldu. 2005 yılında Etibank'tan ihale ile ruhsatı almak nasip oldu. O yıllarda 'Zultanite' markasıyla bunu tanıtmaya başladım. Şu an kullandığımız markamız 'Csarite' yeni ve bu markayı Türkiye’den başlayarak dünyada meşhur etmek istiyoruz.
Öncelikli hedefimiz ülkemizi ziyaret eden her bir yabancı misafirin bu taş ile bezenmiş bir mücevher alarak ülkesine dönmesi. Senelerdir yaptığımız iş, boksit üretimiydi. 24 sene önce madencilik hakkında hiçbir bilgim, tecrübem olmadan başladığım bu yolculukta tecrübe kazanmam biraz zaman aldı. Üretimini yaptığımız cevher, alüminyum boksit madeni ve bu sene 200 bin ton üretimim hedefimiz var. Her giden gemi Türkiye'ye 500 bin Euro gelir getiriyor. Şu an ki anlaşmalarımızla bu sene 20 gemi göndermeyi planlıyoruz.
Onun yanında çok nadir olarak diaspor kristalleri bulunuyor. Ben de yıllardır bu taşı dünyaya tanıtmaya çalışıyorum. Diaspor kristali aslında boksitin kristal hali, işin içine bir tane hidrojen atomu ekleniyor ve boksit damarları arasında oluşan çatlaklarda su, mineraller, tektonik hareketlenme sonucu oluşan yüksek ısı ve basınçla adeta bir düdüklü tencere etkisi ile kristalleşme başlıyor.
Bu bahsettiğim süreç 60 ila 100 milyon yıl. Diaspor kristali dünyada bilinen 300 taştan birisi. Zümrüt, yakut, pırlanta, kalsedon gibi taşlardan birisi. Diaspor kristalinin özelliği nadirliğidir. Dünyada bir tek ülkeden ve madenden çıkıyor, orası da burası. Diğer önemli özelliği ise dünyada ışığa göre renk değiştirebilen 5 taştan biri olması. Dezavantajları ise dünyada en çok satan renk lacivert, kırmızı ve ondan sonra yeşil renk geliyor, taşımızın ana rengi ise yeşil. Tasarımcı ve imalatçılar açısından bakıldığında birçok ucuz alternatifi olan bir renk. Pırlantadan 10 bin kat daha nadir görülüyor. Pırlanta 5 kıtadan çıkıyor Csarite bir tek ülkemizden ve tek madenden çıkıyor" dedi.
'AMACIMIZI HERKESİN BİLDİĞİ BİR TAŞ HALİNE GETİRMEK'
Diaspor kristalinin sadece Milas'tan çıktığını söyleyen Akgün, "Taşı senelerdir hammadde olarak sattık. Geçen senede maden dairemizin açıkladığı ocak başı satış fiyatı, kilosu 22 bin liraydı. Biz bunu 5'e 10'a katlamayı hedefliyoruz. Amacımız bu taşı pırlanta, zümrüt ve yakut gibi herkesin bildiği bir taş haline getirebilmek. Yurt dışında her taştan bahsedildiğine, Türkiye ve Milas kelimesi geçiyor. Senelerdir madenciliği ve kristal kesimini öğrendik, üretimini yaptığımız taşların kesimini artık kendimiz yapmayı planlıyoruz.
Gerçekten doğaya minimum zarar veren madencilik yapıyoruz. Örneğin pırlanta madenlerinde kilometreler çapında dev kraterler açılıyor, zümrüt madenlerinde ayda 1 milyon ton toprak yerinden oynatılıyor ve haliyle çevreye etkisi fazla oluyor ama biz ağırlıklı yer altında çalışıyoruz. Biz bir galeri ağzı belirliyoruz ve onun etrafında küçük bir alan açıp yeraltına giriyoruz. Açık işletme yapma zorunluluğu olursa da açık işletmeden alacağımızı 50-100 metre derinlikteki madeni alıyoruz ve üzerini tekrar çıkan malzemeyle doldurarak üzerini toprak getirip kapatarak ağaçlandırıyoruz" diye konuştu.
'ÇENGELLER İLE İNCE İŞÇİLİK YAPARAK ÇIKARIYORUZ'
16 yıldır madencilik yaptığını söyleyen Pınarcıklı Mehmet Taşbaş, "16 yıldır bu madende çalışıyorum. Buradaki görevim kristal üretimidir. Bulduğumuz damarı tespit ettikten sonra bütün işi durdurup zarar vermeden sadece kristali çıkarmaya çalışıyoruz. Madene zarar vermemek için hilti, delici gibi kırıcılar veya patlayıcı kullanmıyoruz, çengeller ile ince işçilik yaparak çıkarıyoruz" diye konuştu.