Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'diplomatik başarı' vurgusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle; 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu'nun ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dünyanın farklı köşelerinden foruma teşrif eden kıymetli misafirlerimize Türkiye'ye hoşgeldiniz diyorum. Kıtaların, kültürlerin, medeniyetlerin ve milletlerin buluşma noktası güzel İstanbulumuzda sizleri ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. 23 ülkeden foruma görüşleri ile katkı sağlayacak olan tüm dostlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum.

İki gün önce milletimizin takdir ve teveccühüyle iktidara gelişimizin 20. yıl dönümünü geride bıraktık. 3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendik. Özellikle de parlamenter demokrasi noktaısndaki deneyimi vatandaşlarımıza da yeni bir yönetim sisteminin önemini ifa ettik.

Hamdolsun milletimize mahcup olacak hiçbir iş yapmadık. Bu süreçte elbette sayısız engelle, vesayetin oyunlarıyla hatta darbe girişime varan anti-demokratikle karşılaştık. İçinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun mücadelemizi daima hukuk ve demokrasi zemininde yürüttük. Türk siyasetinde açtığımız o temiz sayfayı hizmetlerle, yatırımlarla, projelerle, reformlarla dolduruyoruz. Elbette kendimizi de ihmal etmedik, etmiyoruz. Kuruluş prensiplerimizden taviz vermeden, partimizi, kadromuzu ve siyasetimizi de yeniliyoruz. Mufazakar devrimci derken bir paradoksu değil, kökü mazide olan atiyi ifade ediyoruz. Türkiye'ye dair hayali, teklifi olan kim varsa herkesin katkısını almayı arzu ediyoruz. Tıpkı ulu bir çınar gibi köklerimiz derinlere indikçe dallarımız da büyüyor, serpiliyor. Ülkemizle birlikte gönül cvoğrafyalarına ulaşıyor.

Günü kurtarmak, bugünü savuşturmak için siyaset yapılmaz. Siyaset usta bir statranç oyuncusu gibi bugünden yarını planlamak demektir. Bunun için dünyanın ve siyasetin gidişatını iyi okumanız, insanlığın yaşadığı kırılmaları iyi analiz etmeniz gerekiyor.

11 Eylül saldırısından, 2008 finansal krizine, kovid-19 salgınına kadar pek çok hadisede bu hakikate defalarca şahitlik ettik. 11 Eylül olayı dünyada terör tehdidini ilk sıraya çıkarttı. Düzensiz göç meselesi; insan hayatına verilen önemi göz önüne koydu. Koronavirüs salgını; sağlıktaki alt yapıların ne kadar kötü olduğunun gün yüzüne çıktı. Bizim "Dünya 5'ten büyüktür" tespitimiz haklılığı yaşananlarla teyit edildi.

Savunma sanayiine yapılan yatırımları israf olarak görenler bugün milli bütçelerini silah ve mühimmat alımlarına yapıyor. Bu savrulmaların pek çok ülkede ciddi sıkıntılara yol açtığı da bir gerçektir. Türkiye, zamanında attığı adımlarla bu süreci en başarılı şekilde yürüten ülkelerden birisidir. 

Devleti hayatın tamamen dışına çıkartmaktan bahsedenler şimdi tam tersini savunuyor. Muhalefetin eleştirilerin rağmen kamu-özel olarak harekete geçirdiğimiz şehir hastaneleri de salgın döneminde yüz akımız oldu. 45 günde bin 6 odalı iki şehir hastanesini Asya ve Avrupa yakasında inşa etmek suretiyle dünyamıza ve ülkemize örnek olan adımı attık. Sosyal güvenlik sistemimizin kuşatıcılığı sayesinde vatandaşlarımıza birinci sınıf sağlık hizmeti sunduk.

Salgın döneminde hiçbir ürünle ilgili problemimizi yaşamadık.

Diplomaside uyguladığımız barışçıl politikalarla anahtar rol üstleniyoruz. Tahıl krizinin çözümü diplomatik başarıdır. Putin, Zelenskiy, Guterres ile olan dengelei münasebetlerimiz sayesinde süreci yürütme fırsatı bulduk.

Mesuliyetimizin farkındayız. Kendi ölçeklerimiz çerçevesinde projelerimizi üretiyoruz. Ülkemizi birbiri ardına gündeme taşınan iftira ve karalamanın rastgele tercihler olmadığını, bilinçli bir senaryo olduğunu düşünüyoruz.

Son dönemde dünyanın pek çok farklı yernde denenen devrim görünümlü zehirleme faaliyetlerine ülkemizde izin vermeyeceğiz.