Ticari olarak işlenebilir en kaliteli yatakların bulunduğu
Eskişehir'de toprağın 40 ila 380 metre derinliğinde bulunan lüle taşını çıkartan "ocakçı"lar, zorlu mesleklerini yaşatmaya çalışıyor. 44 yıldır
lüle taşı çıkartan Nail Linç "Beyaz altını bulmak için adeta canlı canlı mezara girip, iğneyle kuyu kazıyoruz" derken Lüle taşı madencisi Çağlar Öztekin ise "Hayata yerin dibinden başlıyoruz. Bu madenin ne kadar zor çıkartıldığını biz biliyoruz" dedi.ABD, Yunanistan, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İspanya ve Fas'ın bazı bölgelerinde de çıkartılan ancak ticari olarak işlenebilir en kaliteli yatakların bulunduğu Eskişehir'de toprağın 40 ila 380 metre derinliğindeki lüle taşını çıkartan "ocakçı"lar, mesleklerinin son temsilcileri olarak görevlerini sürdürüyor. Pipodan takıya, satranç takımından büstlere kadar birçok ürüne dönüşen lüle taşı, Eskişehir'in en önemli ve en bilindik hediyelik eşyalarından biri. Bu hediyelik eşyaların ortaya çıkmasında kullanılan hammadde lüle taşı zor şartlarda yerin metrelerce derinliğinden gün yüzüne çıkarılıyor. Eskişehir'in Alpu ilçesindeki Türkmentokat ile Karatepe mahallelerinde çiftçilik ve hayvancılığın yanı sıra lüle taşı madenciliği de yapılıyor. Toprağın 40 ila 380 metre derinliğinde bulunan lüle taşının, en kaliteli ve ticari olarak işlenebilir ocaklarının bulunduğu bölgeye "Sarısu" adı veriliyor. İlkbahar ve yaz mevsimlerinde tarlalarında çalışan ya da hayvanlarıyla ilgilenen "ocakçı" adı da verilen kişiler, işlerinin dışında kalan zamanlarda yüzeyden itibaren dik inen kuyular kazarak, dağınık yumrular halinde bulunan lüle taşına ulaşmaya çalışıyor. Ellerindeki hilti, kazma ve çekiç yardımıyla tamamen kas gücüne dayanarak yerin altındaki "
beyaz altın"a ulaşmak için gayret gösteren
ocakçılar, kimi zaman eli boş dönerken kimi zaman da iyi kazanç elde edebiliyor. Artık lüle taşı madeninde çalışacak kişi bulamayan ocakçılar bu geleneği yaşatmak için ellerinden gelen