09.08.2023 - 03:58 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM
SERVET YILDIRIM/ servet.yildirim@milliyet.com.tr- Warren Buffett sadece muazzam servetiyle değil aynı zamanda yatırım ve iş dünyasında bilgeliğiyle de tanınır... Onun en ünlü sözlerinden biri, "Riskler, ne yaptığını bilmemekten kaynaklanır." Bu basit ifade, özellikle yüksek enflasyon ortamlarında faaliyet gösteren CEO'lar için derin bir öneme sahiptir. Aslında sıradan görünse de Buffett'ın sözü, yatırım felsefesi için bir köşe taşı görevi görür. Özellikle şirketleri yönetenlere yol gösterici bir sözdür; karar verme süreçlerinde bilgi ve yetkinliğin önemini vurgular. Düşüncesiz kararların kaçınılmaz bir şekilde risklere ve potansiyel başarısızlıklara yol açabileceğine dikkat çeker. Bu sözü Merkez Bankası'nın geçen ay yaptığı Enflasyon Raporu sunumundan sonra bir defa daha hatırladım. Sunumda, hem rapor ve hem de TCMB başkanı bizlere enflasyon görünümüne dair gerçekçi bir tablo sundu ve dedi ki:
1) Haziran ayı itibarıyla aylık fiyat artışları yeniden güç kazanmıştır.
2) Enflasyonun 2023 sonunda yüzde 58 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. (Önceki tahmin yüzde 22.3'tü.
3) Enflasyonun 2024 sonunda yüzde 33 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. (Önceki tahmin yüzde 8.8'ti.)
4) Enflasyonun 2025 sonunda yüzde 15 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. (Önceki tahmin yüzde 5'ti.)
2001 öncesine bakılabilir
Enflasyon, satın alma gücünü erozyona uğratır, maliyetleri artırır ve tüketici davranışlarını etkiler. Merkez Bankası açıklamalarından da anlıyoruz ki; enflasyon maalesef en azından birkaç yıl daha yüksek seyredecek, görünür gelecekte tek haneye düşmeyecek. Dolayısıyla yüksek enflasyonu geçici bir gelişme olarak gören ve buna göre planlama yapan işletmeler için yeni bir durum oluştu ve buna göre iş planlarının yeniden yapılması gerekiyor. Bu ise eski deneyimlere de bakılmasını gerektiriyor. Yani 2001 yılı öncesi dönemde firmaların nelerle karşı karşıya oldukları, nasıl davrandıkları konusuna bakmaları gerekir.
'Riskler, ne yaptığını bilmemekten kaynaklanır
Kısacası; enflasyon şirketler için zorlu ortamlar yaratır ama bilgiyi, sürdürülebilirliği, mali disiplini ve şeffaf iletişimi kullanarak bu zorluklar hafifletilebilir. Böylece riskler azaltılabilir, şirket uzun dönemli başarılara yönlendirilebilir. Bunun için enflasyonist dönemlerde ne yaptığını bilmek gerekir. Eğer CEO'lar ekonomik faktörleri, pazarı ve işletmeyi tam olarak anlayamazlarsa öngöremedikleri risklerle karşılaşırlar. Warren Buffett'ın, "Riskler, ne yaptığını bilmemekten kaynaklanır," sözü aslında yüksek enflasyon ortamlarında faaliyet gösteren CEO'lar için paha biçilmez bir rehber işlevi görür. Başarılı bir şekilde enflasyonun üstesinden gelmenin anahtarı, onun etkisini anlamak, finansal dayanıklılığı korumak ve bilgiye dayalı doğru kararlar vermektir.
Neler yapmalı, hangi önlemler alınmalı?
-İlgili sektördeki ve genel olarak ekonomideki enflasyonist baskı unsurlarını diğer bir deyişle enflasyonun dinamiklerini öngörmek gerekir. Enflasyon baskı yaratacak unsurları görmek yetmez, bunlar karşı tetikte olmak gerekir. Aksi takdirde doğru bir fiyatlama, maliyet yönetimi ve finansal planlama yapmak mümkün olmaz.
-Enflasyonun tedarik zincirleri, ürün veya hizmetlere olan talebi ve fiyatlandırma stratejilerini nasıl etkilediğini değerlendirmeli. Bu dinamikleri anlamak, sağlam bir enflasyon stratejisi oluşturulmasına yardımcı olacaktır. Enflasyonun maliyetler ve kar marjı üzerindeki etkisini sürekli olarak değerlendirmede tutmak gerekir. Enflasyon, şirketlerin yükselen maliyetlere uygun bir şekilde fiyatlarını ayarlayamadığı durumlarda kâr marjlarını sıkıştırabilir. Hammadde, işgücü ve faaliyet giderleri enflasyonist döngü içerisinde sürekli artan bir eğilimde olacaktır. CEO'lar bu maliyet dalgalanmaları izleyip bunların kar marjları üzerindeki etkisini öngörebilmelidirler. Kârlılık ve rekabetçiliği sürdürebilmek için gerekiyorsa bazı stratejik kararları alacaktır. Fiyatlandırma stratejilerini gözden geçirerek, değişen ekonomik koşullara uygun olduğundan emin olmalılar. Müşteri bağlılığını korurken enflasyon baskılarına uyum sağlayabilen dinamik fiyatlandırma modelleri uygulanması gerekiyor.
-Buffett her daim güçlü bir nakit pozisyonunun önemini vurgulamıştır. Enflasyon, nakit rezervlerinin gerçek değerinde bir düşüşe neden olabilir. Bu riski hafifletmek için CEO'lar, enflasyonun önüne geçebilecek verimli varlıklara sermayeyi akıllıca dağıtarak aynı zamanda temkinli bir düzeyde nakit tutmalıdır.
Sürdürülebilir büyüme
-CEO'ların dikkate alması gereken bir diğer adım ise enflasyon risklerini karşı koruma sağlayacak uzun vadeli kontratların bağlanması, tedarikçilerin çeşitlendirilmesi, enflasyonist etkileri dikkate alan fiyatlama modelleri gibi konulara dair stratejileri uygulamak olacak. Mesela yüksek enflasyon ortamında, sabit fiyatlı sözleşmeler kârlılığa zarar verebilir. Mümkün olduğunca, yükselen maliyetlere karşı koruma sağlamak için değiştirilebilir fiyat mekanizmalarıyla uzun vadeli sözleşmeleri müzakere etmek doğru olabilir.
-Sürdürülebilir büyümeyi öncelik haline getirmek bir başka başlık olmalı. Buffett gibi guruların da her zaman sürdürülebilir büyümenin kısa vadeli kazançlardan daha önemli olduklarını vurguladıklarını biliyoruz. Yüksek enflasyon ortamında faaliyet gösteren CEO'lar kısa vadeli hızlı kazançların cazibesine kapılmak yerine işletmeyi aşırı risk üstlenmekten koruyarak; ekonomik dalgalanmalarla baş edebilecek uzun vadeli stratejilere öncelik vermeliler.
-Risk yönetiminin kritik bir unsuru bilginin önemini kavramaktır. CEO'lar endüstri ya da sektör üzerinde potansiyel etki yapacak olan enflasyon dinamiklerini anlayabilmelidirler. Bunun için gerekiyorsa konuyu kavramayı sağlayacak ve karar verme sürecinden yol gösterecek olan bir uzman kadro oluşturabilirler. Yani bilgiye ve uzmanlığa yatırım yapmalılar.
Güçlü finansal disiplin
-Enflasyonist ortamların riskli spekülatif yatırımlar konusunda işletmeleri daha fazla cesaretlendirebileceği için bu dönemlerde spekülatif girişimlerden vazgeçmek daha kritik hale gelecektir. Buffett da zaten bu tip bakıştan kaçınmayı ve işletmenin çekirdek özelliklerine yoğunlaşmayı önerenlerden biri olmuştur.
-Yüksek enflasyon zamanlarının diğer bir kritik unsuru ise güçlü bir finansal disiplini sürdürmektir. CEO'lar nakit akımlarını, bütçeyi ve borç yönetimini yakından takip etmeli ve enflasyonun yarattığı belirsizlik ortamında şirketin finansal olarak istikrarlı olduklarından emin olmalılar.
-Enflasyonist dönemlerde kazandıran adım ise yatırımcı bakış açısı ile yüksek büyüme potansiyeline sahip ama değerinin altında kalmış varlıkları bulabilmektir. Bu tip yatırımlar enflasyona karşı koruma sağlayabildiği gibi büyüme fırsatı da sağlarlar. Bazı sektörler, enflasyon dönemlerinde daha iyi performans gösterme eğilimindedir. Tüketicilere artan maliyetleri yansıtabilen, fiyatlandırma gücüne sahip ve dayanıklı rekabet avantajlarına sahip sektörleri arayın. Enerji, sağlık hizmetleri veya güçlü marka sadakati olan işletmeler gibi sektörleri göz önünde bulundurun.
-Enflasyon dönemleri, artan rekabet ve azalan tüketici harcamalarına yol açabilir. Üretkenliği artırmak ve işletme maliyetlerini düşürmek için yeniliğe ve verimliliğe yatırım yapılmalıdır.
-Paydaşlarla şeffaf bir ilişki kurmak her zaman önemlidir ama ekonomik koşulların zorlu olduğu dönemlerde daha da önemlidir. Enflasyonun yarattığı riskleri ve zorlukları paylaşmak ve bu risklerin nasıl yönetileceği konusundaki stratejileri anlatmak gerekir. Böylece güven sağlanır; şirketin olumsuz koşullara karşı dayanıklılığı artırılır.