07.07.2022 - 10:18 | Son Güncellenme:
Hanife Baş
Türkiye’de yönetim kurullarında kadın sayısı artsa da halen istenen seviyede değil. Son rakamlara göre ülkemizde borsaya kote firmaların yönetim kurullarındaki kadın oranı sadece yüzde 17. Bu oranı artırmak için Yönetim Kurulunda Kadın Derneği var. Kurucu üyelerinden biri de Lale Saral Develioğlu. Develioğlu, iş dünyasının da yakından tanıdığı deneyimli bir isim. Uluslararası firmalarda, Turkcell ve Yıldız Holding’de üst düzey pozisyonlarda çalıştı. 27 yıl kurumsal hayatın içinde yer aldıktan sonra son 4 yıldır bir yandan yönetim kurullarında görev alırken bir yandan da gençlere ve kadınlara destek oluyor. Çeşitli firmalarda bağımsız yönetim kurulu üyeliği yapıyor, aynı zamanda melek yatırımcı. Develioğlu ile Türkiye’de yönetim kurulundaki kadın oranını, melek yatırımcılığı ve başarı hikâyesini konuştuk.
‘Yönetimde kadın’ arz değil, talep meselesi
Türkiye’de startup ekosistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ekosistemin gelişmesi için melek yatırım ağları, bireysel yatırımcılar, girişim sermayesi fonları, kuluçka ve hızlandırma merkezleri, kamu destekleri, kurumların VC kurmaları ve startup’ları çözüm ortağı olarak konumlama çabaları gibi birçok yapı zaman içinde oluştu. Benim yatırımlarımdan ikisi yurtdışında, diğer ikisi de zaman içinde yurtdışına açıldı, açılmayanın durumu hiç iyi değil. Bu sebeple sağlam ve sürdürülebilir bir iş fikri kadar, esnek ve yurtdışına açılmayı da becerebilecek bir girişimci ekibi önceliklendiriyorum. Yatırım yaptığım beş şirketten birinin girişimcisi kadın. Türkiye’de her 100 girişimciden sadece 9’u kadın. Kadınlarımızı daha girişimci olmaya teşvik etmeyi de önemsiyorum.
Kaynağın iyi kullanımı
Türkiye’de bağımsız yönetim kurulu üyeliği konusunda neler söylersiniz? Yönetim kurullarında kadın sayısının artırılması için neler yapılmalı?
Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin en önemli rolü şirketlerin kurumsal yönetim ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaları. Kadın konusuna gelirsek, borsaya kote şirketler arasında yönetim kurullarındaki kadın oranı sadece yüzde 17. Şirketlerin yüzde 34’ünün yönetim kurulunda tek bir kadın bile yok. Araştırmalar, kadınları yönetim kurullarına dahil etmenin sermayenin geri dönüşüne katkısı olduğunu, yönetim kurullarında en az 2 kadın bulunan şirketlerin daha iyi performans gösterdiğini ve cirolarını artırdığını kanıtlıyor. Yine araştırmalar gösteriyor ki yönetim kurullarında kadın sayısı arttıkça, kurum kültürü ve yönetişim, değerlere, şeffaflığa ve sürdürülebilirliğe daha bağlı şekilde gelişiyor. Dolayısıyla, meseleye sadece bir kadın meselesi gibi bakmamalı, yetenek havuzunun değerlendirilmesi, kaynakların etkin kullanımı ve dolayısıyla ekonomik ve toplumsal fayda olarak ele almalıyız. Görüyoruz ki bu bir arz değil, talep meselesi. O yüzden de talebi artırmak ve teşvik etmek için gayret ediyoruz. Şirket sahipleri ve yönetim kurulu başkanları, çeşitlilik ve verimlilik adına konuyu sahiplenmeli ve harekete geçmeli. İlerleme için özel sektör, kamu, STK gibi tüm paydaşların birlikte çalışmasının önemli olduğunu, teşvik ve yönlendirmelerin süreci hızlandıracağını düşünüyorum.
Eşit cinsiyet temsili
Yönetim Kurulunda Kadın Derneği olarak neler yapıyorsunuz?
Yönetim Kurulunda Kadın Derneği’nin kurucularından ve yönetim kurulu üyesiyim. Derneğimizin ana amacı, yönetim kurullarında kadın temsilini artırarak toplumsal kalkınmayı desteklemek. Yönetim kurullarında eşit cinsiyet temsilinin toplumsal ve ekonomik faydası konusunda tüm paydaşları ikna etmek ve kadınları bu yolda geliştirmek misyonu ile çalışıyoruz. Mentorluk, eğitim ve değerlendirme araçlarını kullanarak yönetim kurullarına kadın aday yetiştiriyoruz ve seçim sürecinde kadınların da adil şekilde değerlendirmeye sokulmasını destekliyoruz. Yönetim kurullarına kadın üye atamak isteyen kurumların yetkin kaynak bulmalarına destek oluyoruz.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunuyum. Ardından Amerika’da Yönetim Mühendisliği üzerine yüksek lisansımı yaptım. Hem eğitim, hem kafa yapısı olarak mühendisim ama hiç mühendislik yapmadım, öte yandan bu analitik bakış açısının ve buluşsal problem çözme mantığının çok faydasını gördüm. 27 yıl kurumsal hayatın içinde yer aldıktan sonra son 4 yıldır bir yandan yönetim kurullarında görev alırken bir yandan da gençlere ve kadınlara destek olmaya gayret ediyorum. Beni en çok mutlu eden şey her gün yeni bir şey öğrenmek ve öğrendiklerimi paylaşmak.
Bugüne kadar nerelerde çalıştınız?
27 yıllık kurumsal hayatımda toplam 3 şirkette çalıştım. İş hayatıma 1992’de Unilever’de başladım. Unilever’de 12 yıl boyunca pazarlama alanında birçok marka, pozisyon ve ülke gruplarında artan sorumluluklar aldım. Ardından Turkcell’e geçtim. Turkcell’de de 11 yıl boyunca önce pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak görev yaptım. Turkcell’in bireysel müşterilerinden sorumlu oldum, şirketin marka ve büyüme stratejisinin müşteri merkezli yeniden tasarlanmasında ve 3G, numara taşınabilirliği gibi kritik geçiş süreçlerinde şirketin sürdürülebilir büyümesinde kritik roller üstlendim. Ardından Turkcell’in uluslararası işlerinin ve 8 grup şirketinin sorumluluğunu üstlendim. Aynı zamanda bu şirketlerin yönetim kurulu üyeliğini yürüttüm. Son olarak da Yıldız Holding’e geçerek Londra merkezli atıştırmalık şirketi Pladis’in global pazarlama başkanlığını üstlendim ve kuruluş aşamasındaki şirketin marka, portföy ve büyüme stratejisinin ve yapılanmasının oturtulmasında rol aldım. Bu dönemde, Godiva markasının kanal ve portföy genişleme stratejisine liderlik ettim, aynı zamanda Ortadoğu ve Türkiye’deki şirketinin de CEO ve yönetim kurulu üyeliğini yürüttüm.
Melek yatırımcılık ve bağımsız yönetim kurulu üyeliği yapıyorsunuz. Bu konuda bilgi verir misiniz?
Hayatımızın kabaca ilk çeyreğini eğitimle geçiriyoruz. Ben ikinci çeyreğini çok yoğun bir kurumsal hayatın içinde geçirdim. Üçüncü çeyreğe girerken bu dönemi farklı bir dengede geçirmek üzere plan yaptım. Bu çeyrekte, yönetim kurulu üyesi ve danışman kimliğimle iş hayatında olmaya devam ederken, bir yandan da melek yatırımcı, mentor ve eğitmen olarak özellikle gençlere ve kadınlara destek olmaya çalışıyorum. Bugüne kadar 20’den fazla şirkette yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bu çeşitlilik beni besliyor ve konulara yaklaşımımda daha geniş bir perspektif sağlıyor. Şu anda da 5 farklı şirkette yönetim kurulu üyesiyim. Aynı zamanda INSEAD Üniversitesi IDN Direktör Mentorlük programında, Yönetim Kurulunda Kadın Derneği’nde ve Endeavor’da mentorluk yapıyorum.
Hızlıca değişebilme yeteneği çok önemli
Hangi alanlarda melek yatırımcılık yapıyorsunuz? Kaç yatırımınız var?
Turkcell’de çalıştığım dönemde teknolojinin ve yeniliklerin içinde olmaktan büyük keyif aldım. Teknoloji hem iş hayatını, hem de bireysel ve toplumsal hayatımızı hızla dönüştürüyor. Bu dönüşümün yarattığı fırsatları yakalayabilecek girişimcilere destek olmak üzere 5 şirkete yatırım yaptım. Yatırım yaptığım şirketlerden ikisi büyük veri ve yapay zeka kullanarak teknolojik pazarlama çözümleri sunuyor. İkisi biyomedikal alanında yeni ürün geliştiriyor, biri de nesnelerin interneti alanında akıllı termostat ve klima gibi akıllı ev çözümleri sunuyor. Şirketleri seçerken farklı alanlara hitap eden çözümlerden bir portföy oluşturmaya çalıştım. Ancak en önemlisi, girişimcinin bu işe maddi - manevi ne derece gönül koyduğu ve yetkinlikleri. İnternet dünyasında başarılı olmuş şirketlere baktığınızda, çoğu başarıyı ilk gün kurdukları iş modeliyle değil, zaman içinde modeli değiştirerek yakalamışlar. Asıl önemli olan, müşteri beklentileri ve değişen pazar dinamiklerine göre hızla değişebilme yeteneğine sahip olmaları. Ben de girişimcilerin bu konudaki yetkinlik ve esnekliklerini anlamaya ve bu doğrultuda seçimler yapmaya gayret ediyorum. Türkiye’deki ekonomik gidişattan dolayı bir süre bireysel yatırımlara ara verdim. Yatırımları parçası olduğum melek yatırım ağı üzerinden yapmaya devam ediyorum. Melek yatırımlarımız da girişim sermayesi yatırım fonuna dönüşme aşamasında. Ülkemizde ve dünyadaki gelişmeleri takip edip yeni yatırım alanlarını ve zamanını kolluyorum. Bu arada startup’lara mentorluk yapıyorum.
‘Karar verme’nin kitabını yazdı
Yeni projeleriniz var mı? Bir kitabınız olduğunu biliyoruz, yeni kitap projeniz bulunuyor mu?
Kitabımın ismi “Karar Verdim”. Karar vermek, kararlarımızı etkileyen faktörler, nörobilim hep ilgimi çeken alanlardı. Enteresandır, aslında bütün hayatımızı verdiğimiz ya da vermediğimiz kararlar şekillendirse de ne okul, ne de iş hayatımız boyunca bu konuda bir eğitim görürüz. Oysa hem kendi seçimlerimizi yaparken, hem de başkalarının kararlarını etkilemek isterken hepimizin daha iyi yapabilecekleri var. Bu konuda iş hayatım boyunca yüzlerce kitap okudum. İş arkadaşlarımın da teşvikiyle, tüm bu okuduklarımdan sentezlediklerimizi anılarımla birleştirerek bir kitap yazdım. Kitapta kararlarımızı etkileyen faktörler ve daha iyi kararlar verebilmek için yapabileceklerimizden bahsediyorum. Kitabı hem iş, hem de kişisel hayatlarında birçok önemli seçimin arifesinde olan ve bu kararları vermekte zorlanan özellikle gençlerin okuması niyetiyle yazdım. Çoğunu uçak yolculuklarım sırasında ve otel odalarında yazdım diyebilirim. Ben bir yazar değilim, ilgim olan bir alanda bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak istedim. Herkese de tavsiye ederim. Yazmak ya da bu devirde belki de yazmak yerine bir video çekip paylaşmak, podcast yayınlamak, hangi mecrayı kullanırsanız kullanın ama deneyimlerin aktarımını sağlamak kıymetli diye düşünüyorum.
Düzenli yoga ve spor yapıyor
Boş vakitlerinizde neler yaparsınız?
Uzun yıllardır düzenli yoga ve spor yapıyorum. Bu yıl yaptığım sporlara kürek de eklendi. Ebru, cam boncuk, taş boyama gibi elişine yönelik hobilerimin yanı sıra sergi ve konserler gibi etkinlikleri de yakından takip ederim. Her fırsatta yeni bir yere seyahate gideriz, seyahatin önden detaylı planlamasını yapmayı da çok severim. Devamlı yeni bir şey öğrenmeye, teknolojiyi yakından takip etmeye ve her sene hobilerime yeni bir tanesini eklemeye gayret ediyorum.