14.07.2023 - 03:13 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN
DUYGU ERDOĞAN- İkinci 50 yılına ailenin ikinci kuşak yöneticileriyle hazırlanan Koleksiyon Mobilya, yurt içi ve yurt dışında tasarım odağıyla ilerliyor. Bu dönemde yeni yatırımları gündeme alan şirket, sürdürülebilirlik, tasarım, teknoloji ve en önemlisi artan kadın istihdamı desteğiyle öne çıkıyor. Markanın yeni stratejisini ve büyüme planlarını Koleksiyon Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Koray Malhan ile Koleksiyon Mobilya Yönetim Kurulu Başkanvekili Doruk Malhan Milliyet Executive okurlarına anlatıyor...
Koleksiyon'un yurt içi ve yurt dışı mevcut büyüklüğünü ve yatırım planlarınızı dinlemek isteriz öncelikle...
Doruk Malhan: Geçtiğimiz yıl halka açılan bir firma olarak yatırımcılarımızdan çok büyük destek gördük. Şu an şirketimizin yüzde 25'i halka açık. Tedarikçilerimiz, müşterilerimiz ve işletmemiz arasındaki dengeyi en elverişli şekilde yönetiyoruz. Türkiye mobilya sektörü geçtiğimiz sene 4.5 milyar doların üzerinde bir ihracat gerçekleştirdi. Biz de Koleksiyon Mobilya olarak Türkiye'nin katma değerli ihracat yapan mobilya firmasıyız ve büyüme hedeflerimize hızla ilerlemeye devam edeceğiz. Şu an için yüzde 25 olan ihracat payımızı 5 yıl içinde yüzde 50'ye çıkarmayı hedefliyoruz. Şu an mobilya sektörünün gerçekleştirdiği ihracata kilo başına 2.5 dolar değer biçiliyor. Bizim bazı ürünlerimizin ihracat değeri 24 dolara kadar çıkarken, ortalama Doruk Malhan - Koray Malhan kilogram başına 10 - 11 dolar seviyesinde. Amerika'nın en büyük teknoloji ve finans şirketleri düzenli müşterimiz. Yakın zamanda Toronto'ya açıldık. Eylül ayında da Dubai ofisimizin açılışını gerçekleştireceğiz. Gelecek planlarımız ile ilgili olarak fabrikamızda büyüme ihtiyacını göz önüne alarak kendi içinde 4 - 5 etaba böldüğümüz yatırım planımızı devreye aldık. Bu yatırım planımızın önemli bir kısmını öz kaynak ve kredi dengesi ile oluşturmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda istihdamımızı da arttıracağız. Özellikle kadın istihdamına öncelik vereceğiz. Sektöre değer katacak fikirlerimizle girişim sermayesi yatırım fonu kurmak için hazırlıklara başladık. SUFİİ (Sustainable Furniture Industry Innovation - Sürdürülebilir Mobilya İnovasyon Yatırım) Girişim Sermayesi Yatırım Fonu'nu kurmak için başvuru süreçlerini tamamladık. Girişim Sermayesi Yatırım Fonları pazarında yüzde 7 pazar payına sahip Letven Capital Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş. ile iş birliği gerçekleştirdik. SUFİİ Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile yeşil ekonomi, yeşil sanayi, yeşil teknoloji, yenilenebilir enerji, bio teknoloji alanında sürdürülebilir materyal ve hammadde alanlarında yeni bir fikri olan girişimcilere yatırım yapmayı hedefliyoruz.
Koleksiyon olarak sizlerin tasarım boyutunda odağınızda neler var?
Koray Malhan: Tasarımlarımızda insanların yerine kendimizi koyarak, her yeni ürün çalışmasına empati temelli bir sorgulama ile başlıyoruz. Her tasarımımızda bu tasarımı kim için yapıyoruz, neyi daha iyiye götürüyor sorusunu soruyoruz. Umberto Eco'nun Open Work / Opera Aperta (Açık İş) teorisi var ki yirminci yüzyılın başlarında dönüşüme uğrayan tüm yaratıcı ifade biçimlerindeki en önemli dönüşümün temellerini irdeleyen bir çalışma. Bu teorik kurgu ve önerme biçimi bizim de tüm yaptığımız çalışmaların temelini şekillendiriyor. Bu önermeye göre; insanlar 20. yüzyıla kadar kapalı kurgular ve işler önerdi. Besteci eser yaptı kapattı ve biz hep eseri sadece yazıldığı yorum çerçevesinde dinledik. Aynısını tüm sanat dalları hatta edebiyat için de tarif edebiliyoruz, her seferinde izleyici pasif olarak yapılan iş'i izledi. Ancak 20. yüzyıl başlarında bu temel ilişki ve bağ da kökten bir değişime uğradı. Yaratıcı, işi kapatmamaya başladı ve gerek uygulayıcı, gerekse izleyici ortaya konan işe aktif olarak katılmaya başladı. Bu izleyici ile yaratıcı arasında çok farklı bir ilişki geliştirmeye başladı. Bir ürünü sadece tasarlayarak kataloğa koyarsak 20. yüzyılın öncesine düşmüş oluruz. Ancak, mimarlardan, planlamacılardan, iç mimarlara, müşterilere, tüm bu kişileri aktif tasarım sürecine katabilirsek, bu işin linguistik ve yapısal formatını açık bir formata uygun anlamda değiştirebilirsek, çağdaş bir tasarım ve çağdaş bir ifade biçimine varmış oluruz.
İkinci 'yarım asır'da hayatın her alanında...
Ürün gamınızın oldukça genişlediğini ve farklı yaşam alanlarına yayıldığını biliyoruz, sizleri nerelerde görebiliyoruz ve yeni planlamalar var mı?
Doruk Malhan: Koleksiyon ilk 50 yılında olduğu gibi bundan sonraki ikinci 50 yılında da "hayatın her alanında" olmaya devam edecek. Daha çok yeni dış mekân mobilyaları koleksiyonumuzu tüketicilerle buluşturduk. Önümüzdeki dönemde de ev mobilyalarında büyüme hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Pandemi döneminde değişen tüketici alışkanlıkları sektörünüze nasıl yansıdı, sizlerin buna göre hayata geçirdiğiniz uygulamalarınız var mı?
Koray Malhan: Kovid-19 dönemi, ülkelerin, sektörlerin ve organizasyonların sırasıyla sosyoekonomik ve politik ilişkilerini, ticaret hacimlerini ve iş yapış modellerini ağırlıklı biçimde tesiri altına alan bir süreç oldu. Pandemi döneminde hem markalar hem de bireysel olarak bizler kendimizi yenileme ve dönüşüm fırsatı bulduk. Pandemiden sonra iş - özel hayat dengesinin değişimini doğru okumaya çalıştık. İnsan merkezli ürün üretirken "yaşam odaklı" üretime döndük. Pandemide kendimize en çok "dış mekânı nasıl iç mekâna taşıyabiliriz", "hayat ve çalışma bir entegrasyondur, bunu nasıl uygulamaya dönüştürebiliriz" sorularını sorduk. Mekânları, ev mobilyaları, ofis mobilyaları gibi sektörün ayırdıklarından çıkarıp insanların olduğu alanlar diye ayırmaya başladık; yaşadığımız alanlar, çalıştığımız alanlar gibi. Ev ve işyeri gibi iki olağan sosyal çevreden ayrı sosyal çevreyi ifade eden “Third Space” dediğimiz ev ve ofise kısılmamış, ikisinin dışında olabilecek yeni çalışma alanlarının olması gerektiğini, geleneksel ofis parçalarının tarihe karıştığı ancak hâlâ bir arada çalışıp bir araya gelebileceğimiz ancak 10 sene öncekinden farklı ofislerin olabileceğini, renklerin ve temellerin değişmesi gerektiğini tarifledik. Pandemiden sonra ilk defa kurucumuz Faruk Malhan ile birlikte tasarım gerçekleştirdik. Yıllardır birlikte çalışıyoruz ancak pandemi sayesinde birlikte yaptığımız ilk tasarım ortaya çıktı. Dedik ki içine bitkinin girebildiği, yüzde 100 temizlenebilir bir sistem yapmak istiyoruz. Dolaplarla başladık. Dolap dediğimiz şey bir kütle ve yere oturuyor. Altını veya arkasını hiçbir zaman temizleyeceğimizi biliyoruz. Bir ofiste 500 tane dolap varsa bunlar sökülüp temizlenemiyor. Bu aslında ciddi bir problem. Bir de geniş çapta bir iş gücü penceresi bile açılmayan çok katlı ve problemli bir yapı stoğuna mahkum bir ortamda çalışmak durumunda kalabiliyor ki bunun sürdürülemez olduğunu pandemi döneminde gördük. 'Biz burada ne yapabiliriz?' dedik. Hava sirkülasyonu çok önemli, gün ışığının mekânda kısıtlanmıyor olması çok önemli. Dolabın kapalı kutu olmak zorunda olmadığını düşündük. Bu düşünce ile 'Treshold' depolama serisi ortaya çıktı. Dolabın 2 özelliği bulunuyor; depolama ve sergileme özelliği. Bu iki özelliğin birleşmesi standart ürün kategorilerini değiştirdi. Bu tasarım, Londra Muse Awards ve New York Product Design Awards'tan birincilik kazandı.
Yazlık evlerin öne çıktığı bir dönem yaşıyoruz, bu alanlara yönelik özel üretimleriniz var mı?
Koray Malhan: Herkesin açık havada daha çok zaman geçirmek istediğini görüyoruz. Türkiye, açık hava mobilyalarında dışarıya bağımlı bir ülkeydi. Açık hava ürünlerinin çoğu Güneydoğu Asya'dan ülkemize geliyordu. Biz burada bir değer yaratmaya karar verdik. Ülkemizin bu alandaki dış ticaret açığının kapatılmasına destek olarak, Koleksiyon Mobilya tasarım çizgisine, kalitesine ve estetik algısına uygun yeni açık hava ürünlerimizle dış mekan kültürüne yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefliyoruz. Kendi tasarımlarımızın yanı sıra yine Koleksiyon çatısının altında yer alan Atelier Xterier markalı ile dünyaca ünlü İtalyan Colos markalı açık hava mobilyalarını da kullanıcılarımızın beğenisine sunduk.
Sürdürülebilir bir gelecek hedefine yönelik üretim politikalarınızda uyguladığınız yeni sistemler var mı?
Koray Malhan: Bizim sektörümüzde mobilya zamana karşı direniyorsa sürdürülebilirdir. Bir mobilyanın geri dönüştürülebilir malzemeden üretilmesi onun sürdürülebilir olduğunu göstermiyor. Geri dönüştürülebilir malzemeden üretilen ancak 2 yıl sonra kullanılmayacak durumda olan veya modasının geçen birçok ürün mobilya bulunuyor. İhtiyaca ve görselliğe ayak uyduramayan ürün sürdürülebilir olamaz. Ortalama bir mobilya 7 yıl dayanırken, Koleksiyon mobilyaların kullanım ömrü 15 - 17 yıl. Bu noktada önemli bir fark yaratıyoruz.
Doruk Malhan: Üretim sürecinde yenilenebilir kaynaklara yönelmek ve üretim faaliyetlerinin çevreye olan etkilerinden sorumlu olmak günümüzde çok önemli bir yer tutuyor. Dünya kaynaklarının sınırlı olması sebebiyle ekonomik faaliyetler açısından sürdürülebilirlik kavramını tüm şirketler odak noktasına koymalıdır. Biz de sürdürülebilirlik kavramını odak noktamıza alarak çalışıyoruz. Tekirdağ'da bulunan üretim tesisinin çatısına güneş panellerinin dizilim yatırımını gerçekleştirdik. Binek ve ticari araçlardan oluşan tüm filomuzu elektrikli araçlara dönüştürdük. Şu anda nakliye süreçlerinde elektrikli araçları nasıl kullanabileceğimiz konusunda ArGe çalışmaları yürütüyoruz. Hedefimiz 2030 yılında sadece karbon nötr olmayı başarmayı değil, pozitife de geçmeyi hedefliyoruz.
Teknoloji ile tasarımı buluşturacak çalışmalarınız var mı, örnekler verir misiniz?
Koray Malhan: Teknolojiyi tasarımla buluşturacak çok önemli bir proje üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnsanların cam açılmayan, güneş girmeyen ofislerde çalışmayı istemediklerini görüyoruz. İleride insanlar ofislerini gittikleri yere taşımak isteyecekler. Bunun nasıl mümkün olacağına ilişkin sürekli düşünüyoruz, yeni tasarımlar geliştiriyor, farklı iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Modacı ve kumaş üstüne çalışmaları olan Arzu Kaprol ve ülkemizin önde gelen mimarlarından Melike Altınışık ile yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bunu ofis çantası olarak kurguladık. Kişiler, sadece tek bir çanta ile bilgisayarlarını, telefonlarını şarj edebilecekler. Aynı zamanda istedikleri zaman o çanta farklı formlarda soğuktan korunabilecek bir alana dönüşecek. Deprem olduğu takdirde de kişilere güvenlik sağlayacak bir unsur olacak. Şu an Ar-Ge çalışmalarını tamamlamak üzereyiz, çok yakında ilk üretimi gerçekleştireceğiz. Aynı zamanda -40 derece soğukta bile dışarıda üşümeden çalışmayı sağlayacak yeni üretimler üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor
Çalışma alanlarınızda ekiplerinizin daha verimli olması ve üretimlerini destekleyecek ne gibi uygulamalarınız var?
Doruk Malhan: Güven, bizim için çok önemli. Değer zincirimizin bize güvenmesi, bize güvenerek yollarına devam etmeleri her şeyin önünde geliyor. Ekosistemimiz pandemi dahil her dönemde bize güven duydu, biz de onları yarı yolda bırakmadık. Önce karşı tarafa saygı duyuyoruz ki onlar da markamıza saygı duysunlar. Biz her işimizi tutkuyla yapıyoruz. Ekip arkadaşlarımızın özel hayat- iş dengesine büyük önem veriyoruz. Ailesine veya kendisine zaman ayıramayan bir çalışan istemiyoruz. Kendi huzuruna sahip çıkan kişinin işine de sahip çıkacağına inanıyoruz.