Gastronomide Yerel Atak

Aslı Öktener- Üniversite kayıt döneminde yeme içme sektörüne olan tutkusu nedeniyle mühendislik yerine gastronomi okumayı seçen Denizlili iş insanı Gonca Saldanlı, kurucusu olduğu Labada Gurme'nin yolculuğunu anlatıyor. Bugün 100 kişiye istihdam sağlayan Saldanlı, sektörde zorluklarla da karşılaştığını belirterek, "Bu süreçte Denizli'deki kadın dayanışması ve destek ağlarının ne kadar kuvvetli olduğunu gördüm" diyor.

Sizi tanıyabilir miyiz?

1989 yılında İstanbul'da doğdum. Üniversite eğitimimi Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümünde tamamladım. İstanbul'un büyük otellerinde ve önde gelen havayolu ikram firmalarında çalıştıktan sonra 2015 yılında Denizli'ye yerleştim. Denizli'de yeme içme sektöründeki ihtiyaçları gözlemledikten sonra bu sektörde yatırım yapmaya karar verdim. Denizli'nin yeme içme alışkanlıklarını, bölgenin ürünlerini tanımak için yaptığım araştırmalar sonrasında 2018 yılında BND Group çatısı altında Labada'yı kurdum.

Neden üniversitede gastronomi okumak istediniz?

Lisede fen eğitimi almış ve mühendis olmak isteyen bir öğrenciydim. Çocukluk yıllarımdan beri anneannemle beraber mutfakta geçirdiğimiz vakitler, yemek yaparken, yeni tarifler denerken kendimi ne kadar mutlu hissettiğimi anlamama sebep oldu. Uzun yıllar kariyer yapmak istediğim alan yeme - içme sektörü olmasına rağmen bunu daha ileriki yıllarda hayata geçirmeyi planlıyordum. Fakat üniversite kayıt dönemi yaklaştıkça yeme - içme sektörüne olan tutkum sebebiyle gastronomi okumayı erteleyemeyeceğimi anladım. Ve mühendislik fakültesini kazanmış olmama rağmen gastronomi bölümüne başvurup kaydoldum.

İş yaşamına atılma öykünüz nasıl başladı?

 Denizli'de yeme içme sektöründeki ihtiyaçları gözlemledikten sonra bu sektörde yatırım yapmaya karar verdim. Şehrin yeme - içme alışkanlıklarını, bölgenin ürünlerini tanımak için yaptığım araştırmalar sonrasında 2018 yılında eşimle beraber kurduğumuz BND Group çatısı altında Labada'yı açtım. Restoran ile zaman içerisinde patisserie ve catering alanında büyümeye başladık. Ve bu kolları da profesyonel şekilde ilerletmek adına şirketimizin çatısı altına almaya karar verdik. 2019 yılından beri Labada Brasserie, Labada Patisserie ve Labada Catering markaları ile yolumuza devam ediyoruz.

 2018'de yolculuğu başlayan Labada'yı siz nasıl tanımlarsınız?

Labada, benim vizyonumun ve tutkumun bir yansıması. Yıllarca edindiğim gastronomi bilgisi ve deneyimi ile müşterilerimize geniş bir menü yelpazesi sunuyoruz. Ana yemeklerden tatlılara, çorbalardan ara sıcaklara, ev yapımı dondurmalardan içeceklere kadar her damak zevkine hitap eden bir menü oluşturduk. Özellikle yerel lezzetlere olan bağlılığımızı yansıtan Kale Biberi Çorbası ve Labada Otu Dolması gibi özel tariflerimizle, misafirlerimize bölgesel bir zenginlik sunuyoruz ve samimi bir mutfak deneyimi yaşatıyoruz. Bölgenin doğal ürünleriyle hazırladığımız bu özel lezzetleri, modern sunum teknikleri ile birleştirerek Labada'nın farkını ortaya koyuyoruz. Fiyat politikamızda ise sunulan kaliteye ve özene orantılı bir yaklaşım benimsedik.

Kaç kişiye istihdam olanağı sağlıyorsunuz? Yeni yılda büyüme hedefiniz var mı?

 Labada olarak, Denizli'nin bölgesel ekonomisine katkı sunma amacıyla hareket ediyoruz ve bu bağlamda bölgedeki 100 kişiye doğrudan istihdam olanağı sağlıyoruz. Yereldeki yetenekleri işe alarak hem bölge ekonomisine destek oluyor, hem de Labada'nın yerel lezzetlerini, bölge insanının sıcaklığı ve samimiyetiyle misafirlerimize sunuyoruz. Yeni yılın getireceği fırsatları değerlendirerek büyüme hedeflerimizi belirliyoruz. Önümüzdeki dönemde hem şube sayımızı artırmayı hem de ekibimizi genişleterek daha fazla bölge insanına istihdam olanağı sunmayı hedefliyoruz.

'Evde ve işte paylaşım şart...'

Ev ve iş dengesini nasıl kuruyorsunuz?

Eşiniz bu konuda size yardımcı oluyor mu? Elbette, çocuğum olması ve aynı zamanda bir işi yönetiyor olmam, zaman zaman beni zorlayabiliyor. Ancak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki; aile ve iş dengesini kurarken eşimin desteği paha biçilemez. Eşim de yoğun bir iş insanı olmasına rağmen, evde işleri yardımcı olmak anlayışıyla değil, paylaşmak anlayışıyla ele alıyoruz. Bu, sadece benim için değil, onun için de büyük bir fark yaratıyor. Her ikimiz de elinden geldiğince, enerjisi yettiğince sorumluluklarını alıyor ve işleri paylaşıyor. Bu yaklaşım sayesinde hem aileme hem de işime yeterince vakit ayırabiliyorum. Ayrıca çocuğumuzun da bu paylaşımı görmesi, onun ileride kendi ailesinde bu dengeli yaklaşımı benimsemesine katkıda bulunuyor.

Kadın girişimciler ilham kaynağı oldu

Denizli'de kadın girişimci olmak nasıl? Sizi zorlayan, 'vazgeçiyorum' dediğiniz anlar oldu mu?

Denizli'de bir kadın girişimci olarak, karşılaştığım zorluklar oldu. Hem sektörün kendi dinamikleri hem de toplumsal beklentiler ile başa çıkmak, zaman zaman oldukça zorlayıcı olabiliyor. Ayrıca, her girişimci gibi ben de finansal zorluklar, iş planlamaları ve personel yönetimi gibi konularda bazı engellerle karşılaştım. Bu zorluklara rağmen, hiçbir zaman "vazgeçiyorum" demeyi düşünmedim. Her zorluk, aslında bana daha fazla öğrenme, gelişme ve adaptasyon yeteneğimi geliştirme fırsatı olarak geldi. Bu süreçte, Denizli'deki kadın dayanışması ve destek ağlarının ne kadar kuvvetli olduğunu gördüm. Diğer kadın girişimcilerle deneyimlerimi paylaşmak, onların tecrübelerini dinlemek, birçok anlamda ilham kaynağım oldu.

 İş ya da özel yaşamınızda mottonuz nedir? Sizi ne ya da neler motive eder?

 Labada'yı kurarken "Kendi soframa koymayacağım hiçbir ürünü misafirlerimize servis etmeyeceğim" diyerek bu yola çıktım. Çünkü benim için mevsiminde sebze ve meyvelerle yemek yapmak olmazsa olmazdır. İşlenmiş ürünler ise mutfağıma giremez. Çabuk pes etmeyen ve pozitif bir karakterim var. Her zaman alternatif bir yol olduğunu düşünürüm. Pes etmem için tüm yolları denemiş ve gerçekten olmayacağına inanmış olmam gerekir. Zor konuları bu pozitif bakış açısıyla aşmış olmak beni motive ediyor.