10.01.2023 - 04:30 | Son Güncellenme:
AYLİN RANA AYDİN- Norveç'ten dünyaya yayılan boya devi Jotun’un Doğu Avrupa ve Orta Asya’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Şükrü Ergün'le dev projelerin boyasından renk trendlerine kadar merak edilenleri konuştuk...
2022 yılı nasıl geçti, 2023 yılına dair hedef ve beklentileriniz nelerdir?
2022 yılı, birçok krizin aynı anda görüldüğü sıkıntılı bir yıl oldu. Bir yandan savaş gerilimi, diğer yandan enerji ve hammadde maliyetlerinde yaşanan artışlar tüm dünyada olduğu gibi bizim sektörümüzü de etkisi altına altı. 2023’ün de zor bir yıl olacağına dair güçlü sinyaller var. Resmi verilere göre, şu anda boya sektöründe yüzde 6 daralma mevcut. Gelecek yıl da benzer bir çizgide ilerleyeceğini öngörüyoruz. Bu doğrultuda da tedbirlerimizi alıyoruz. Biz, her zaman zorlu dönemlerden güçlenerek ve büyüyerek çıktık. Bayi kanalımız güçlenmeye devam ediyor. Proje kanalı, mimar ve son tüketicilerden markamıza yüksek talep var. 2023 yılı boyunca da Türkiye’de ve sorumlu olduğumuz bölgede aynı konumumuzu korumayı hedefliyoruz.
Yatırım açısından Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?
Her ne kadar ülke olarak ekonomik zorluklarla boğuşuyor olsak da, biz yatırımlarımızı uzun vade için planlarız. Türkiye’nin yatırım için cazip bir ülke olduğunu ve yeni yatırım planlarımız olduğunu söyleyebilirim. Başladığımız günden bugüne kadar sürekli büyüyerek, Türkiye’nin ikinci en büyük boya firması olduk. Ülkemizde özellikle deniz boyaları ve ağır sanayi boyalarında pazar lideriyiz. Dekoratif ve toz boyalarda da ilk üç içinde, en büyük oyunculardanız.
Üretiminizde çevre dostu, sürdürülebilirlik yönünde ne tür çalışmalarınız bulunuyor?
Bizim, çevre ekosisteme zarar vermeme çalışmalarımız ileri seviyede diyebiliriz ve işimizin olmazsa olmaz bir parçası. Dolayısıyla ürünlerimizin çevreye ve insan sağlığına duyarlı olmasına büyük önem veriyoruz. Tüm dünyada geçerli Jotun YeşilAdımlar (Jotun GreenSteps) sürdürülebilirlik politikamız ile daha az solvent emisyonu, enerji verimliliği, karbon ayak izinin azaltılması, atıkların geri dönüşümü ve daha az zararlı madde kullanımını üretim sürecimizin kriterleri olarak kullanıyoruz.
Geri dönüşüm...
Boya endüstrisinde solvent olarak kullanılan uçucu organik bileşenler (VOC), kronik sağlık problemlerine neden olmakta ve ozon tabakasını olumsuz yönde etkilemekte. Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde V.O.C oranı düşük ve formülasyonunda kurşun, cıva, krom gibi zararlı bileşenleri içermeyen ürünler geliştiriyoruz. Ürünlerimizdeki tehlikeli madde içeriğini ve miktarını azaltmak için hammadde tedarikçileri ile aktif olarak çalışıyoruz. Atık geri dönüşümleri için ise operasyonlarımızda ‘azalt’, ‘yeniden kullan’ ve ‘geri dönüştür’ politikasını izliyoruz. Tüm bu çalışmalarımız sonucunda karbon ayak izimizi azaltmayı hedefliyoruz.
İlham kaynağı umut
2022 yılında boyada trend olan renkler nelerdi?
Biz 2022 yılı renk koleksiyonumuzu tasarlarken ‘umut’ en büyük ilham kaynağımızdı. Uzun bir pandemi döneminden sonra bir mekanı paylaşmanın mutluluğu ve huzurundan yola çıkarak üç farklı renk paleti oluşturduk. Ağırlıklı olarak rustik toprak tonları, taş tonları gibi ham tonlara yer verdik. Buna ek olarak mekanlara neşe katma hedefimiz ile tasarladığımız turkuaz, okyanus yeşili, güneş ışığı sarısı gibi daha canlı ve cüretkâr renkler de öne çıktı.
2023 yılına dair global renk koleksiyonu sundunuz. Renk koleksiyonları ortaya çıkarken neler göz önünde bulunduruluyor?
Biz her yıl renk koleksiyonlarımızı tasarlarken, o yılın mimari, moda ve tasarım akımlarının yanı sıra önümüzdeki dönemden beklentimizi, neler hissettiğimizi göz önünde bulunduruyoruz. Bu akımları, duyguları ve düşünceleri belirlerken aslında bize bunları hissettiren renkler ortaya çıkıyor. Daha sonra renk teknolojisi laboratuvarımızla bu akımları geniş yüzeylerde, yani duvarlarda deneyimleyerek, en güzel duracak renklere uyarlıyoruz. Renkler hazırlandıktan sonra, her bölgenin en iyi iç cephe ürünlerine adapte ediliyor. Örneğin 2023 renk koleksiyonumuz “Hikayeler”i, hepimizin hayatındaki değişimleri gözlemleyerek hazırladık. Bugün çoğumuz doğayla daha fazla yakın olmak istiyor ve daha dingin bir yaşam için önceliklerimizi tekrar değerlendiriyoruz. Eski güzel anıların, nostaljinin verdiği hisse sarılıyoruz. Bunun için ilk adımı da yaşam alanlarımızı değiştirmeye başlayarak atıyoruz. 2023 yılı için bu duygular, sofistike kırmızılarla yaratıcı yaşamlarda, sıcak toprak tonları ile Köklere Dönüş ve yumuşak pastel tonları ile de Dingin Anlar’da anlam buluyor.
YeşilAdımlar projenizin detaylarından bahseder misiniz?
YeşilAdımlar, bizim hem şirket içinde hem de tüketicilere iklim farkındalığı yaratmak amacıyla 2016 yılından beri yürüttüğümüz bir sosyal sorumluluk projesi. 2016 yılından bu yana her yıl farklı bir yeşil amaç için YeşilAdımlar sosyal sorumluluk kampanyamızı hayata geçiriyoruz. 2017 ve 2018 yıllarında TEMA Vakfı ile iş birliği yaptık. Jotun YeşilAdımlar uygulamasını indiren kullanıcıların yürüdükleri her 4 kilometre için bir ağaç dikerek, hem daha az motorlu taşıt kullanmasını destekledik hem de kolektif bir bilinçle 20 bin ağaç dikmiş olduk. 2019’da deniz dibi temizliği için yeşil adımlar attık. Sualtı Temizlik Bilinçlendirme ve Hareketi Derneği’nin iş birliği ile deniz tabanından toplam 100 bin metrekarelik alanı deniz dibi atıklarından arındırdık. 2020’de ise pandemi dolayısı ile farklı bir kurgu ile tüketicilerin karşısına çıkarak Buğday Derneği iş birliği ile 15 bin ağaçlık, endemik bitkilerden oluşan bir şifa ormanı oluşturduk. Kampanyamızın beşinci yılında da Ecodrone ile iş birliği yaparak Türkiye’nin ulaşılması zor verimsiz topraklarına 250 bin tohum topunu drone’lar ile ulaştırdık.
Türkiye ilk 5 içinde
Türkiye boya sanayisini değerlendirir misiniz? Dünya ile kıyaslandığında Türkiye bu alanda nasıl bir konumda?
Türk boya sektörü, 164 milyar dolarlık küresel boya ve kaplama pazarının yaklaşık yüzde 2’sine sahip konumda. Sektörümüzdeki üreticiler, yüksek üretim yeteneğinde ve uluslararası standartları karşılayabilecek öneme sahipler. Bugün Türkiye, Avrupa’nın en büyük ilk 5’i içerisinde ve ilerleyen yıllarda daha iyi yerlere gelebileceğinden eminim. Şu an için sektörümüzün global platformda büyümesinin önündeki engellerden bir tanesi hammadde tedariğinde ithalata bağlı olmamız. Bu maliyetlerimizde ciddi artışlara neden oluyor. Özellikle bu ihtiyaca yönelik yapılacak devlet yatırımları sektörümüz daha üst noktalara taşıyacağına inanıyorum.