Milliyet ExecutiveBebekten al stratejiyi!

Bebekten al stratejiyi!

08.12.2023 - 03:01 | Son Güncellenme:

Yeni kurulan girişimleri "bebek endüstriler" bakışıyla değerlendirmek, Türkiye'nin ve Türk şirketlerin gelecekte teknoloji piyasasında daha çok öne çıkmasını sağlayabilir.

Bebekten al stratejiyi

Şükrü Andaç/ Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü/ sukru.andac@milliyet.com.tr - Şu günlerde Türkiye'de "girişimcilik" ifadesi hiç olmadığı kadar popüler. Başta kamu imkânları olmak üzere; büyük holdingler, bankalar, bu işlerden büyük para kazanmış girişimciler, genç beyinleri desteklemek, gelecekteki potansiyel kazançtan yararlanabilmek için adeta fonlama yarışında... Üstelik bu dönem, riskli alanlara öyle paranın aktığı günler de değil. Batı'da faizlerin yüksek olduğu, riskli girişimler yerine dolara, euro'ya para yatırmanın daha cazip olduğu günlerden geçiyoruz. Türkiye bu konuda planlı ve stratejik adımlar atabilir ise gelecekte büyük oyunda yerini almaya aday ülkelerden biri olabilir. Girişimcilik, yeni fikirler ve gençler denilince akla gelen bir kavram var. O da, "bebek endüstriler". "Domingo" tarafından yayımlanan ve "Kapitalizm Hakkında Size Söylenmeyen 23 Şey"in yazarı Ha-Joon Chang imzalı "Tadında Ekonomi" kitabı; bu konuyla ilgili önemli noktalara işaret ediyor... Bu notları dört bölümde ele almakta fayda var: 

Haberin Devamı

-"Ekonomik olarak geri kalmış bir ülkede yeni üreticileri, bir gün daha iyi olacakları umuduyla korumak, "bebek endüstriler" argümanı olarak bilinir. Terim, ekonomik kalkınma ile çocuk gelişimi arasında bir paralellik olduğunu öne sürmektedir. Çocuk büyüyene ve iş gücü piyasasında yetişkinlerle rekabet edebilene kadar korur ve besleriz. Argüman, ekonomik olarak geri kalmış bir ülkede devletin, genç endüstrileri üretici olarak yeteneklerini geliştirene ve dünya pazarında üstün yabancı rakiplerle rekabet edebilecek hale gelene kadar koruması ve beslemesi gerektiğini savunur. 

-Bugün kamuoyunda serbest ticaretin yuvası olarak algılanan imajlarının aksine, İngiltere ve ABD, ekonomik gelişimlerinin ilk aşamalarında dünyanın en korumacı ülkeleri idi. Serbest ticareti ancak endüstriyel üstlüğe ulaştıktan sonra benimsediler. Aynı şey diğer birçok zengin ülke için de geçerli. Hollanda ve İsviçre dışında, 19. yüzyılın sonlarında Belçika, İsveç ve Almanya'dan, 20. yüzyılın sonlarında Fransa, Finlandiya, Japonya, Kore ve Tayvan'a kadar günümüzün tüm zengin ülkeleri sanayileşme ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için bebek endüstrileri koruma politikalarını azımsanmayacak süreler boyunca kullandı.

Haberin Devamı

'Ekonomik karidesler'

-Bebek endüstrileri koruma politikası elbette her zaman ekonomik başarıyı garanti etmeyebilir. Çocuk yetiştirirken olduğu gibi, bebek endüstrileri de yanlış şekilde yetiştirirseniz "olgunlaşmak" konusunda başarısız olabilirler. 1960'larda ve 1970'lerde pek çok gelişmekte olan ülkede uygulanan koruma aşırıydı, yerli üreticileri çok rahat ettiriyordu ve zamanla azaltmıyor, verimliliklerini artırmak için onları hiçbir şekilde teşvik etmiyordu.  Bebek endüstrileri koruma politikalarını en iyi şekilde kullanan Japonya ve Kore gibi ülkeler, tıpkı ebeveynlerin korumayı kademeli olarak azaltması ve büyüdükçe çocuklardan daha fazla sorumluluk talep etmesi gibi, korumayı zamanla azaltarak bu tür bir durumu önlemeye çalıştılar.

-Bebek endüstrileri korunmasaydı, bir zamanlar "ekonomik karidesler" olan tüm bu ülkeler (18. yüzyılda Birleşik Krallık, 19. yüzyılda ABD, Almanya ve İsveç veya 20. yüzyılda Japonya, Finlandiya ve Kore gibi) kendilerini günümüz dünya ekonomisinin büyük balıklarına dönüştürmezlerdi."