03.02.2022 - 09:05 | Son Güncellenme:
-Dünyanın tek gündemi neredeyse koronavirüsle mücadele ve salgının hayatın her alanında yarattığı olumsuz etkiler... Pandemi hem işe, hem hayata bakışınızı nasıl etkiledi?
Dünyayı etkisi altına alan salgın sonrası ilan edilen pandemi bir nevi “game changer” olarak karşımıza çıktı. Gittiğimiz yolu değiştiren bir faktör oldu. Yaşam tarzımızı değiştirdi. Tabii bunun kalıcı mı, geçici mi olduğunu hep birlikte göreceğiz. Ancak aradan geçen 2 seneye bakacak olursanız, bambaşka bir yaşam biçimine geçtik. Bu kişisel olarak benim Bodrum’da yaşamama sebebiyet verdi. Zamanımın 4’te 3’ünü Bodrum’da geçirdim. Akfen olarak hâlâ daha tamamen işyerinden çalışmaya geçmiş sayılmayız. Aslında birçok şirkette de bu şekilde devam ediyor. Bunlar bize ayrıca şirketin içerisinde nasıl çalışılabileceği konusunda yeni deneyimler elde ettirdi. Bir Zoom ya da Skype ya da bir ekranın içerisine girip orada toplantı yapma rutini getirdi. Bütün bunlar hem kişisel hem de kurumsal olarak birtakım değişikliklere uğradığımızı gösteriyor. Şu bir gerçek ki eski alışkanlıklardan sıyrılmamız eskisine göre daha kolay olacak. Artık daha esnek, daha rahat, daha kabul edilebilir kararları alabileceğiz. Birtakım kurallarla bunaltılan çalışma hayatını biraz esnetebileceğiz gibi görünüyor. Bunun da hem çalışan, hem de işveren için bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Pandemi oldu bitti, ondan sonra da tekrar eski hayatımıza döneceğiz gibi bir düşünce tarzını benimsemememiz lazım. Pandeminin getirdiği yeniliklerden istifade ederek kendimizi geliştirmemiz gerekiyor.
İstasyona rehabilitasyon
2022 yılı için çoğunlukla riskler konuşuluyor. Risklerin yanında fırsatlar da görünüyor mu?
Akfen Holding özelinde 2022 yılının mevcut yatırımlarımızı tamamlarken, ekonomik ortamı yakından izlediğimiz ve yatırım fırsatları arayacağımız bir yıl olmasını bekliyorum. Burada meydana gelecek hareket beraberinde yeni istihdam ve yatırımları da getirecek. Öğrenci yurtlarımız ve Bodrum Loft projemiz ile portföyünü güçlendirdiğimiz Akfen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı şirketimizde ardı ardına attığımız tedbir adımları yatırımcı nezdinde olumlu karşılık buldu. Bu şirketimiz altında yeni bir proje olarak Söğütlüçeşme Tren İstasyonu’nu rehabilite edeceğiz. Hem Kadıköy Belediyesi’nin, hem Devlet Demir Yolları’nın, hem de Çevre Bakanlığı’nın kabul ettiği ve onayladığı bir proje ile Avrupa’daki benzerlerinden daha çevreci ve efektif bir alan yaratacağız. Bununla birlikte yine Akfen GYO olarak Bursa’da Penguen Gıda’ya ait fabrikanın taşınmasıyla ortaya çıkacak alanda bölgeye değer katacak bir gayrimenkul projesi geliştireceğiz. Öte yandan Mersin Uluslararası Limanı (MİP) yaptığımız yatırımlarla 14 yılda yıllık ortalama yüzde 7.5 büyüme kaydederek son 3 yıldır Türkiye’nin en büyük limanı haline geldi. Gelecek yıl toplam kapasitesini 3.6 milyon TEU’ya çıkaracak ve dünyanın en büyük gemileri olan 400 metre uzunluğundaki iki mega gemiye aynı anda hizmet verebilecek 375 milyon dolarlık genişletme projesine başlayacağız.
3 şehir hastanesi
-Sağlık dünyada hiç olmadığı kadar öne çıkmış durumda. 3 şehir hastanesine 1 milyar doların üzerinde yatırım yaptınız. Böyle bir gidişatı öngörüyor muydunuz, sağlık yatırımlarınız nasıl ilerleyecek?
Salgın döneminde şehir hastanelerinin hepsi gerçekten çok ciddi bir rol oynadı. Ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı olan Şehir Hastaneleri’nin bu dönemdeki performanslarına bakacak olursanız da, özel sektörün hastaneleri ile çok rahatlıkla boy ölçebilecek şekilde öne çıktıkları da bir gerçek. Biz Akfen Grubu olarak Isparta, Eskişehir ve Tekirdağ Şehir Hastaneleri’ne yaklaşık 1.1 milyar dolarlık yatırım yaparak, toplam 2 bin 402 yatağı taahhüt ettiğimiz tarihlerde tamamladık ve Sağlık Bakanlığı’na sunduk. Biliyorsunuz bu hastanelerde devlet bir kira ödemesi yapıyor bize. Yani sağlık tarafını çalıştıran devlet, geri kalan kısımlarını, yiyecek-içecek, temizlik, güvenlik ya da diğer teknik hizmetleri de Akfen olarak biz veriyoruz hastanelerde.
Uludağ Loft yolda
-Akfen GYO bünyesinde, Türkiye, Rusya ve KKTC’de 20’nin üzerinde oteliniz var. Pandemiyle turizme bakışınız değişti mi? Pandemi sonrası aynı konseptle devam edecek misiniz?
Turizm alanında artık bambaşka bir tablo var. Görüyoruz ki insanlar pandemiden sonra otellerden ziyade artık daha villa tarzı olan ya da daha doğayla iç içe olan tatil köylerini tercih etmeye başladı. Belki şimdi artık şehirlerdeki otellerin kiralanması ya da ‘service apartment’ dediğimiz modeller daha çok ön plana çıkabilir. Akfen GYO bünyesindeki şehir otellerimizin ardından 2020 yılında Bodrum Loft projemizi tamamlayarak hizmete açtık. 36 adet villalı turistik bir tesis burası. Hiçbir şekilde doğayı rahatsız etmeyen, doğanın içinde, onunla beraber yaşayanları mutlu edecek bir konsept yaratmaya çalıştık. Bize verilen inşaat hakkının tamamını kullanmadık. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki 18 bin metrekare inşaattan sadece 14 bin metrekaresini kullandık. Çünkü çok yoğun bir inşaat yapmak istemedik. Açılışı pandemi dönemine denk geldi. Papermoon, Sunset Sushi, Vakko Patisserie ve Loftelia gibi marka restoranlar ile de destekledik ve gelenlerin, görenlerin takdirini kazandı. Türkiye’de olduğu kadar yurtdışından da büyük ilgi çekti.
Fenerbahçe ve tekne tutkusu
-Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde maç seyretmeyi seviyorsunuz ve sizi burada fotoğraflama imkânı da bulduk. İş dışında keyif alarak yaptığınız başka neler var?
Fenerbahçe sevgimiz tabii ki malum. Tarif edilemez. Herkesin bir aidiyeti var. Bizim de Fenerbahçe gibi bir hastalığımız mevcut. Fenerbahçe’yi genelde maçlarına gidip bizzat izliyorum. Futbolu çok severim, belki de geçmişte oynadığım için. Birçok maçı yakından takip ediyorum. Bununla birlikte her sabah güne sporla başlar, yürüyüş yaparım. Hayatıma müzik katarım. Çok okurum. Uçakta, evde, fırsat bulduğum her yerde okurum. Son iki yazın büyük bölümü Bodrum Loft’da geçse de, yaz gelince tekne mevsimi başlar benim için. Yurtdışındaki birçok noktaya tekne durur. Gidip oradan tekneme biniyorum ve Akdeniz çanağını dolaşıyorum. En büyük keyfim de bu. Bazen kızım Pelin ve oğlum Selim de aileleriyle bana eşlik eder. Arkadaşlarımdan da kim o tarihte müsaitse gelir. Her zaman çok keyifli geçer bu seyahatler.
Akfen olarak fırsatları yakından izleyip, yatırım ortamı ve cazipliğe göre kimi zaman elimizdeki portföyü değerlendirmeye, kimi zaman da sıfırdan sayılabilecek yatırımlar yapmaya yönelik kabiliyetimiz var.
40 odalı butik otel
Turizmde Türkiye’nin taşıdığı fırsatlara paralel olarak hayata geçirdiğimiz, arazisi elimizde olan ve önceki yıl tamamlayarak hizmete aldığımız Bodrum Loft otelimiz buna önemli bir örnek oldu. Bu yatırımın başarısı nedeniyle turizmde bir adım daha atmaya karar verdik. 1993 yılında Uludağ birinci bölgede yeri kendimize ait bir alanda Akfen Club ismiyle otel açmıştık. Sonraki yıllarda burası Uslan Hotel markasıyla hizmet vermeye başladı. Şimdi burasını yenilemeye karar verdik. 40 odalı yeni butik otel için 100 milyon TL yatırımla, oteli önümüzdeki kış sezonuna yetiştirmeyi planlıyoruz. Uludağ Loft adını taşıyacak bu yeni otel çok özel olacak. Uludağ’da olmayan yapıda bir butik otel yapmak istiyoruz.
Enerjide halka arz planı
-İklim değişikliğiyle mücadele bilinci artıyor ve sürdürülebilirlik artık herkesin gündeminde. Enerji yatırımlarınızı sürdürülebilirlik nasıl şekillendiriyor?
Akfen Holding olarak aslında kurulduğumuz 1976 yılından bu yana faaliyet gösterdiğimiz farklı sektörlerdeki şirketlerimizin tümünde sürdürülebilirlik anlayışı zaten yer alıyordu. O zamanlar bunun temelinde verimlilik esası bulunuyordu. Sürdürülebilirlik zamanla, özellikle de küresel ısınmanın somut etkileri de görüldükçe, iklim değişikliği ile birlikte bir bütün olarak karşımıza çıktı. Biz de Holding olarak sürdürülebilir gelişmeyi destekleyen gönüllü bir girişim olan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni (Global Compact) 2 Temmuz 2002 yılında Türkiye’de imzalayan ilk Holding olduk. Enerji yatırımları anlamında 2011 yılından itibaren yenilenebilir enerjide portföy oluşturmaya başladık. Dünyada iklim değişikliği ile ilgili son yıllarda oluşan hassasiyet ve fosil yakıtların devrinin tamamen kapanmaya başladığı bir dönemin ayak sesleri, yenilenebilir enerji alanında yaptığımız yatırımların ne kadar doğru olduğunu ortaya koydu.
GENÇ KUŞAĞA TAVSİYELER: ‘Konsantrasyon’ ve yabancı dil
-Akfen Grubu Onursal Başkanı olarak 50 yıla yaklaşan iş tecrübeniz var. Bu geniş tecrübe ışığında iş yaşamına yeni atılan birisine belli başlı hangi tavsiyeleri verirdiniz?
Gençlere en önemli tavsiyem konsantrasyon olur. Hedeflerine çok iyi konsantre olmaları ve kendilerinden daha büyük, daha olgun ve daha iş sahibi olanlar ile işbirliği yapmalarıdır. Yola yalnız değil, kendilerinden daha tecrübeli ve iş bilen insanlarla birlikte çıksınlar. Öte yandan İngilizce çok önem taşıyor. Türkiye’nin lokal değil, uluslararası eğitimli insanlara ihtiyacı var. Gençlerin, dünyanın her tarafında konuşabileceği dostları olmalı. Dünyada artık her şeye ulaşmak çok kolay hale geldi. Ama tek bir şart var, İngilizce. Bunu biliyorsan dünyada neler olduğunu hemen öğrenmek mümkün oluyor. Çok güzel analiz edip, ahkâm kesebiliyorsunuz. Aksi halde ne söyleniyorsa inanıyorsunuz. Kendi fikirlerinizi oluşturabilmek, dünyaya entegre olabilmeleri için İngilizce çok önemli. Ayrıca gençlere şirket kurmaktan korkmamaları gerektiğini söylemek isterim. Şirket kurmak, şirket sayısının çok olması o kadar önemli ki; kurulacak her şirket bu ülkenin ciddi anlamda yükselmesine katkıda bulunacak bir adım olarak görülmeli. Çünkü her kurduğunuz şirkette bir kişi bile çalıştırsanız bir aileye bakmaya başlıyorsunuz. Her kuracağınız şirketle kurumsal bir varlığın, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir parçası oluyorsunuz. Vergi ödüyorsunuz, sigorta primi ödüyorsunuz, maaş ödüyorsunuz, meşruiyet kazanıyorsunuz.
Yeni yatırımlar
Bunu daha önceden görüp, Akfen Yenilenebilir Enerji olarak sadece rüzgâr, güneş ve sudan enerji üretimine odaklandık. Yıllar geçtikçe Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC) gibi dev ortaklarla bu yapıyı güçlendirdik. Temiz enerji üretiminde Türkiye’nin önemli bir oyuncusu haline gelerek, kısa zamanda bu alanda 706 MW’lık portföye ulaştık. Şirketimiz faaliyetleriyle sürdürülebilirlikte dünyanın ilk 50 şirketi arasına girmeyi başardı. Enerji şirketimizde gelecek dönemde bir halka arz planlıyoruz. Halka arzın hemen arkasından tabii elde etmiş olduğumuz sermayeyle birlikte yeni yatırımlar hayata geçirerek büyümeye devam edeceğiz.
Sanat ve sosyal sorumluluk füzyonu
-Sosyal sorumluluk projesi kapsamında son olarak sanat alanı Loft Art’ı açtınız. Bu yönde başka hangi adımlar atılacak?
Daha önce farklı işbirlikleri ile Bodrum Loft’ta Sanat ile Sculptville sergilerini gerçekleştirdik. Bunlar çok ilgi görünce, sanatı sosyal sorumluluk ile birleştirme kararı aldık ve İstanbul Levent’teki Nisbetiye On adresinde Loft Art isimli bir sanat alanı açtık. Sosyal sorumluluk projelerimizin devamı olarak tasarladığımız Loft Art’ın galeri anlaşması olmayan, bağımsız ve genç sanatçılara hitap edecek bir sanat alanı olmasını hedefledik. Burada hem bu sanatçılar eserlerini sergilemek için alan bulacaklar, hem de bu eserlerin satışından 1999 yılında Akfen’in sosyal sorumluluk projelerini yapmak için kurduğumuz Türkiye İnsan Kaynakları, Eğitim ve Sağlık Vakfı (TİKAV) projelerine kaynak olacak. TİKAV Yönetim Kurulu Üyesi Dilara Akın’ın sorumluluğunda olacak Loft Art sanat alanımızdaki ilk sergimizi Humano ile yaptık ve sanatseverler tarafından çok beğenildi. Burası her 2-3 ayda bir farklı sergilere ev sahipliği yapacak.