02.09.2016 - 14:54 | Son Güncellenme:
Ben, bir insan,
ben Türk şairi komünist Nâzım Hikmet ben,
tepeden tırnağa insan,
Tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret.
NÂZIM HİKMET
“Zekeriya Sertel’in, Nâzım Hikmet’in yaşamına ilk tanıklığı, şairin devrim Moskova’sında geçen üniversite yıllarından sonra Türkiye’ye döndüğünde ilk işi olan Resimli Ay dergisinde düzeltmen olarak çalışmasıyla başlayıp ülkeden kaçacağı son âna kadar sürer. Mavi Gözlü Dev, Sertel’in aşağıdaki satırlarıyla bitiyor:
Memleketi terk edeceğinden bir gün önce Kadıköy’de Mühürdar Gazinosu’nda görüştük. Karısı ve çocuğuyla son defa olarak buraya gelmişti.Orada beraber son bir resim çektirdik. Kendisine hayırlı ve başarılı yolculuk diledik ve ayrıldık.
Ne bir sürat teknesiyle Karadeniz’den sağ çıkıp çıkmayacağını bilemeden meçhul bir yolculuğa çıkan Nâzım Hikmet ne de beride kalan Zekeriya Sertel, yıllarını Sovyetler’de ve Dünya Barış Konseyi adına çıktıkları yolculuklarda birlikte geçireceklerini bilebilirdi.”
Gündüz Vassaf
ZEKERİYA SERTEL
ZEKERİYA SERTEL, 1890’ların başında Makedonya Usturumca’da doğdu. Selanik’te hukuk öğrenimi gördü. Gazeteciliğe Yunus Nadi’nin çıkardığı Rumeli gazetesinde başladı. 1915’te Sabiha Sertel’le evlendi. 1919’da ABD’ye giderek Columbia Üniversitesi’nde gazetecilik tahsili yaptı. Türkiye’ye döndüğünde matbuat umum müdürü oldu. Cumhuriyet gazetesinin kurucuları arasında yer aldı. Resimli Ay, Büyük Mecmua, Sevimli Ay, Resimli Perşembe dergilerini, 1930’da Son Posta gazetesini çıkardı. 1934’te ise Tan gazetesini devraldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’deki tek parti rejimine karşı keskin bir muhalefet yürüttü. Faşizm ve Nazizme karşı, yazılarıyla mücadele verdi. 4 Aralık 1945’te Tan Matbaası’nın basılmasının ardından Sabiha Sertel’le beraber tutuklandılar. 1950’de ülkeyi terk etmek zorunda kalan Zekeriya Sertel, Türkiye’ye ancak 1977’de gelebildi. 12 Mart 1980’de Paris’te öldü. Mezarı hâlâ oradadır.
NÂZIM HİKMET
NÂZIM HİKMET, (Selanik, 14 Ocak 1902 - Moskova, 3 Haziran 1963) Bahriye Mektebi’ni bitirdi (1919), Hamidiye Kruvazörü’ne stajyer bahriye subayı olarak atandı. 1920’de sağlık kurulu kararıyla askerlikten çıkartıldı. Ocak 1921’de milli mücadeleye katılmak üzere Anadolu’ya geçti. Cepheye gönderilmedi, bir süre Bolu’da öğretmenlik yaptıktan sonra Eylül 1921’de Batum üzerinden Moskova’ya gitti, Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde (KUTV) okudu. 1924’te Türkiye’ye döndü, bir yıl sonra yeniden Moskova’ya gitti, 1928’e kadar orada kaldı. 1928’de döndüğünde bir süre tutuklu kaldı. Şiirleri ile ilgili açılan pek çok davada beraat eden Nâzım Hikmet, 1933 ve 1937’de örgütsel faaliyetleri nedeniyle bir süreliğine tutuklandı. 1938’de bu kez “orduyu ve donanmayı isyana teşvik” suçlamasıy- 8 la tutuklandı ve toplam 28 yıl 4 ay hapis cezasına mahkûm edildi. 14 Temmuz 1950’de çıkan Genel Af Yasası’ndan yararlanarak, 15 Temmuz’da serbest bırakıldı. Yasal olarak yükümlülüğü olmamasına karşın, askerliğine karar alınmasını hayatına yönelik bir tehdit gördüğü için 17 Haziran 1951’de İstanbul’dan ayrıldı, Romanya üzerinden Moskova’ya gitti. 25 Temmuz 1951 tarihinde, Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Ölümüne kadar pek çok ülkeye seyahatler yaptı, konferanslar verdi, şiirlerini okudu. Moskova’da Novodeviçiy Mezarlığı’nda gömülüdür. Şiir yazmaya 1914’te başlayan Nâzım Hikmet’in ilk şiiri, Mehmed Nâzım imzasıyla (“Hâlâ Servilerde Ağlıyorlar mı”) 3 Ekim 1918’de Yeni Mecmua’da yayımlandı. 1921-1924 yılları arasında Moskova’da öğrenim görürken tanıştığı Rus fütüristleri ve konstrüktivistlerinden esinlenerek, klasik şiir kalıplarından sıyrılmış, özgür, yeni bir şiir dili ve biçimi geliştirmeye başladı. Bu ilk çalışmalarından bazıları Aydınlık dergisinde yayımlandı. İlk şiir kitabı, Güneşi İçenlerin Türküsü 1928’de Bakü’de yayımlandı. 1929’da İstanbul’da basılan 835 Satır, edebiyat çevrelerinde geniş bir yankı uyandırdı. Zamanla, tam anlamıyla klasik de denilemeyecek ama biçimsel bakımdan daha az deneysel bir şiir dili geliştirdi. Halk şiirinin de Doğu şiirinin de çağdaş bir şiirden ödün vermeden nasıl kullanılacağını gösterdi. Edebiyatın yanı sıra, tiyatro ve sinema da Nâzım Hikmet’in ilgi alanına girmiştir. Moskova’da bulunduğu yıllar, bu iki sanat türünde Rusların öncülük ettiği çağa uygun düşmektedir. Pek çok filmin senaryosunu yazdı, çekimlerine katkıda bulundu. Gazete yazıları, romanları, öyküleri, çevirileri de olan Nâzım Hikmet’in yapıtları, 1938’den 1965 yılına dek Türkiye’de yasaklandı. 1965’ten başlayarak, çeşitli basımları yapılan yapıtları, “Bütün Yapıtları” kapsamında, bir araya getirildi. Yapı Kredi Yayınları, bu “külliyat”ı yeniden gözden geçirerek yayımlamaktadır.
Zekeriya Sertel’in Can Yayınları’ndaki diğer kitapları:
Hatırladıklarım, 2015
Davamız ve Müdafaamız (Sabiha Sertel’le birlikte), 2015
Nâzım Hikmet’in YKY’deki kitapları:
Romanlar - 1 (Kan Konuşmaz)
Romanlar - 2 (Yeşil Elmalar, Yaşamak Hakkı)
Romanlar - 3 (Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim)
Oyunlar - 1 (Ocak Başında, Kafatası, Bir Ölü Evi, Unutulan Adam, Bu Bir Rüyadır)
Oyunlar - 2 (Yolcu, Ferhad ile Şirin, Sabahat, Enayi)
Oyunlar - 3 (İnsanlık Ölmedi Ya, Allah Rahatlık Versin, Evler Yıkılınca, Yusuf ile Menofis, İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?)
Oyunlar - 4 (İstasyon, İnek, Demokles’in Kılıcı, Tartüf-59)
Oyunlar - 5 (Kadınların İsyanı, Yalancı Tanık, Kör Padişah, Her Şeye Rağmen)
Yazılar - 1 (Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil)
Yazılar - 2 (1924-1934)
Yazılar - 3 (1935)
Yazılar - 4 (1936)
Yazılar - 5 (1937-1962)
Yazılar - 6 (Konuşmalar)
Masallar, Hikâyeler - 1 (Hikâyeler)
Masallar, Hikâyeler - 2 (Çeviri Hikâyeler)
Masallar, Hikâyeler - 3 (Orman Cücelerinin Sergüzeşti, Sevdalı Bulut, Sevda Masalları, Öbür Masallar)
Masallar, Hikâyeler - 4 (La Fontaine’den Masallar)
Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni (Genco Erkal’ın Sesinden Nâzım Hikmet Şiirleri)
Hanene Huzur Dolsun / Sevdalı Bulut (Nâzım Hikmet’ten Çizgi Filmler)
Delta: Bütün Şiirleri
Doğan Kardeş: Sevdalı Bulut
Henüz Vakit Varken Gülüm - Seçme Şiirler
Sevdalı Bulut Masalı
Üç Şiir - Yaşamaya Dair, Ceviz Ağacı, Masalların Masalı