10.06.2020 - 18:04 | Son Güncellenme:
Birçoğumuz çocukluğumuzdan kaleydoskopu (çiçek dürbününü) hatırlarız. Kaleydoskop, içinde bulunan aynaların ışığı yansıtmasıyla renkli desenler ve güzel görüntüler üreten bir dürbündür.
Yunus Emre Enstitüsü, karantina döneminin başından beri hazırlıklarını yaptığı yeni projesiyle, salgın döneminde bize çocukluğumuzu hatırlatan güzel bir pencere açıyor.
Covidoscope projesi nedir? Covidoscope projesi, tüm dünyada, salgın döneminde üretilmiş farklı alanlardan ilgi çekici sanatsal içeriklerin özel bir seçkisi. Ortak duygulara vurgu yapan bir kurguyla bu seçkiyi bir araya getiren global bir arşiv, kültürel hafıza. İnsanlığın ortak bir tecrübeye karşı benzer duygusal tepkiler verdiğini, ancak bunun yanında ifadelerin çoğulluğu, çeşitliliği ve yerelliğiyle, her bir bireyin bu sahneye kendine has bir katkı yaptığını gösteriyor. Bir çiçek dürbününde (kaleydoskop) bulunan aynaların renkleri yansıtmasıyla oluşan ahenkli görünüme benzeyen bu çeşitlilikten ilhamla projenin ismi “covidoscope” olarak seçildi. Salgın döneminde oluşmakta olan bu “ortak hafıza”ya anlamlı ve kalıcı bir katkı sunmak için yola çıkan Yunus Emre Enstitüsü, projeyle dönemin psikolojik ve sanatsal bir fotoğrafını çekiyor. Yazar Tiffany Watt Smith, tarihçi Saadet Özen ve psikiyatr Prof. Dr. Kemal Sayar’ın da danışmanlık verdiği projede, farklı bir bakış açısı, psikoloji ve sanat ilişkisi de ortaya koyuluyor. Proje ilk çalışmalarından itibaren, dünyanın farklı yerlerindeki sanatçılarla özel bir iletişim kurdu. Etkileşim halinde olunan sanatçılar, projeyi içinden geçtiğimiz bu dönemde sanat yoluyla dünya çapında dayanışmaya güçlü bir katkı olarak yorumluyor ve Yunus Emre Enstitüsüne çok olumlu dönüşler yapıyorlar. Hindistan’dan Türkiye’ye, Meksika’dan İran’a tüm dünyadan zengin seçkisiyle, özel yorumuyla ve dünyanın dört bir yanından sanatçıların katkılarıyla sürekli gelişen koleksiyonuyla covidoscope bu birliğe katkı sağlamaya, Yunus Emre Enstitüsünün “Gelin Tanış Olalım” düsturunun bir örneğini sergilemeye devam ediyor.
Koleksiyon nasıl belirleniyor? Tüm dünyada, salgın dönemde üretilmiş halihazırda olan farklı alanlarda ilgi çekici sanatsal girişimler ve estetik anlatılar geniş bir araştırma ekibi tarafından seçilmekte ve galeride yer alması için en nitelikli ve özgün eserlerden özel bir koleksiyon oluşturulmaktadır. Seçilen ürünler sadece modern sanat çalışmalarıyla sınırlı olmayıp dönemin bir fotoğrafını çekmek niyetiyle, çok çeşitli alanlardan estetik üretimleri içeriyor. Bu kapsamda, karikatürlerden, animasyonlara, sanatçıların çevrimiçi platformlarda verdiği dayanışma konserlerinden, virüsle ilgili özel beste ve yorumlara, tüm sanatsal çalışmalardan, edebi ifade ve yorumlara kadar dönemi yansıtan tüm estetik üretimlerin en beğenilen, en çok paylaşılanlarından özel bir seçki yapılıyor.
Dünyanın dört bir yanında sanatçılar bu konuda eserler vermeye devam ettiği için koleksiyon güncellemelere açık olacak. Projenin sosyal medya hesaplarının yayına başlaması ile birlikte proje sanatçıların da yoğun ilgisi ve başvurusuyla karşılandı. Koleksiyon başlangıçta dünya çapında ellinin üzerinde Yunus Emre Enstitüsünün de katkılarıyla özel bir araştırma ekibi oluşturuldu. Süreçte, sosyal medya ve web sitesi üzerinden sanatçı ve ziyaretçilerin de katkı ve önerileri alınacak. Web sitesinde Türkçe dahil birden fazla dil seçeneği olacak. Tüm dünyanın bu dayanışmasını göstermek için evrensel bir proje olarak hazırlanan covidoscope’un websitesi, İngilizce ve Türkçe seçeneklerinin yanında yaygın kullanılan bazı dil seçeneklerine de yer verecek. Sosyal medya’da İngilizce üzerinden global bir etkileşim yapılmaktadır. Projenin katkısı: Türkiye’nin dünyadaki kültür Enstitüsü olan Yunus Emre Enstitüsünün hazırladığı proje, ileride tüm dünyanın Covid-19 sanatsal anlatılar arşivi niteliğinde bir yapıya kavuşmuş olacak. Proje aynı zamanda, dünyanın dört bir yanında her gün hızlıca tüketilen güzel ürünlerin kayıt altına alınmasını; bunların farklı bir bakış açısıyla yorumlanmasıyla birlikte bu dönemde farklı coğrafyalardaki insanların birbirine benzeyen duygusal yolculuklarına ayna tutulmasını sağlıyor. Proje ilk çalışmalarından itibaren, dünyanın farklı yerlerindeki sanatçılarla özel bir iletişim kurdu. Etkileşim halinde olunan sanatçılar, bu dijital hafıza projesini sanat yoluyla dünya çapında dayanışmaya katkı olarak yorumluyor ve Yunus Emre Enstitüsüne çok olumlu dönüşler yapıyorlar.