Kültür SanatYaşamın ve ölümün dayanılmaz ağırlığı

Yaşamın ve ölümün dayanılmaz ağırlığı

27.11.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:

Sanatın en popüler ve tartışmalı isimlerinden Damien Hirst’ün ikonik eserleri Almanya’daki “Şeylerin Ağırlığı” sergisinde buluştu. Hirst, 40 yıllık kariyerinden seçkiyle hayatın ‘dayanılmaz ağırlığını’ hatırlatıyor.

Yaşamın ve ölümün dayanılmaz ağırlığı

SERAY ŞAHİNLER- “Yaşayan en pahalı sanatçılardan biri” Damien Hirst... Ne yapsa olay oluyor, aykırı ve kışkırtıcı bulunan işlerine yönelik tartışmaların sonu gelmiyor. En son geçen yıl eserlerini canlı yayında yakacağını duyurmasıyla yer yerinden oynamıştı. İşleri her zaman merak ediliyor, izleniyor. Çünkü ne kadar kışkırtıcı olursa olsun kariyeri boyunca güzellik, din, bilim, yaşam ve ölüm arasındaki karmaşık ilişkilerin peşine düşen Hirst’ün eserlerinde hayatın her anı var. Sanatçının en ikonik eserlerinin bir bölümü Almanya’da ilk kez kapsamlı bir sergide bir araya geldi. Münih’teki Museum of Urban and Contemporary Art (MUCA)’da açılan “The Weight of Things” sergisinde sanatçının 40 yıllık kariyerinden 40 eser var.

Haberin Devamı

Yaşamın ve ölümün dayanılmaz ağırlığı


8601 adet elmas

MUCA’nın kurucusu Christian Utz ve Stefanie Utz tarafından belli ki çok emek verilerek hazırlanmış bir sergi “The Weight of Things”. Hirst’ü Hirst yapan eserlerden oluşan seçki bu sergide bir arada. Serginin en ilgi çeken eseri kuşkusuz Hirst’ün en popüler işlerinden olan “Tanrı Aşkına”. Eser, MUCA’nın giriş kapısının hemen yanında, eski hava saldırısı sığınağındaki kurşun geçirmez camın arkasında, özel bir odada güvenlik eşliğinde sadece 4 kişinin gezmesine müsaade edilen bir bölümde sergileniyor. Sanatçının en cesur çalışmalarından biri kabul edilen bu eser, 8601 adet elmasla kaplı bir kafatasından oluşuyor. Eski bir insan bedeninden alınıp yeniden üretilen ve gerçek dişlere sahip olan kafatası tamamen elmasla kaplı. Hirst eser için “Maksimum ölüm karşıtı bir eser yaratmaya çalıştım. Ölüme karşı en büyük kutlama,” diyor. Sanatçı, bir yönüyle retrospektif olarak adlandırılabilecek bu sergide bir deneyim alanı açıyor izleyiciye. Hayatı kutsarken ölümün de güzellemesini yapıyor.